SON DAKİKA

Uluslararası Adalet Divanı (ICJ)

Güney Afrika, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle, İsrail aleyhine Birleşmiş Milletlerin temel yargı organı Uluslararası Adalet Divanı’na 84 sayfadan oluşan başvurusunu 29 Aralık 2023 tarihinde yaptı.

Uluslararası Adalet Divanı’nın merkezi Hollanda’nın Lahey şehrindedir. Uluslararası Adalet Divanı Statüsü, divanın çalışma esaslarını belirler ve Birleşmiş Milletlerin ayrılmaz bir parçası olarak görülür. Dünyadaki değişik hukuk sistemlerinin temsil edilmesi amacıyla; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi’ndeki değişik ülkelerden 9 yıllığına seçilen 15 yargıç ile görev yapar.  Divan üyelerinin üçte biri her üç yılda bir seçilir. Divan oturumları halka açık yapılır. 

Divan’nın temel görevi, devletlerce önüne getirilen uyuşmazlıkları uluslararası hukuka uygun olarak çözmektir. Divan değerlendirmelerini Birleşmiş Milletler Anlaşması veya yürürlükteki uluslararası anlaşmalarda öngörülen konular üzerinden yapar. 

Divan, Birleşmiş Milletler organları ve bunu yapmaya yetkili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi ile Genel Kurul’un yetkili kıldığı organlar tarafından sunulan hukuki meseleler hakkında tavsiye niteliğinde görüşler yayınlar. Yayınladığı görüşler, bu kurum ve kuruluşların hukuka uygun olarak nasıl işleyebileceklerini veya inatçı devletler karşısında otoritelerini nasıl güçlendirebileceklerini gösterebilir. Ayrıca; temel olarak kara ve deniz sınırları, toprak egemenliği, güç kullanımı, uluslararası insancıl hukukun ihlali, devletlerin iç işlerine karışmama, diplomatik ilişkiler, rehin alma, sığınma hakkı, tabiiyet, vesayet, geçiş hakları ve ekonomik haklar ile ilgili uyuşmazlıkları çözümler.

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, mahkeme öncesinde, “Bir zamanlar mülksüzleştirmenin, ayrımcılığın, ırkçılığın ve devlet destekli şiddetin acı meyvelerini tatmış bir halk olarak, tarihin doğru tarafında duracağımız konusunda netiz.” açıklamasını yaptı.

Güney Afrika’nın sözlü iddiaları ile ilk oturum yapıldı. Güney Afrika; “İsrail aleyhine yapılan bu başvurunun soykırım tanımı içinde yer alan eylemlere yönelik olduğunu, Filistin’in ulusal, ırksal ve etnik grubunun önemli bir bölümünün fiziksel yıkımlarına yol açacak koşullar oluşturularak yok edildiğini, soykırım sözleşmesi aleyhine ihlal edilen haklarının korunması ve Gazze’ye yönelik tüm askeri operasyonların derhal askıya alınması gerektiği, saldırılara son verilmesi ve Tel Aviv’e ceza verilmesi” talebinde bulundu. Güney Afrika bir kısmı Anadolu Ajansı tarafından çekilen fotoğraflarla belgelediği iddialarının BM kaynakları tarafından teyit edildiğini ifade etti. İsrail ise savunmasında; “dayanaksız iddialarla ve kanla karalandığını, Gazze’deki sivilleri korumak için operasyon düzenlendiğini” söyledi. 

Başta ABD olmak üzere, Macaristan, Paraguay ve Guatemala gibi ülkeler Güney Afrika'nın başvurusuna karşı çıkarken İsrail aleyhine açılan davayı haksız gördüklerini açıkladılar. Fransa ise başvuruya yönelik değil Divan kararına yönelik açıklamada bulunarak, Divan’ın vereceği kararı destekleyeceklerini belirtti. Türkiye başta olmak üzere onlarca ülke Güney Afrika’nın hem başvurusunu hem açılan davada Güney Afrika’yı desteklediklerini ve delillerin İsrail aleyhine karar çıkarmayı sağlayacak nitelikte olduğunu açıkladılar. 

Divan’daki duruşmaları takip etmek ve temaslarda bulunmak üzere giden TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ve Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile Lahey’de Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal tarafından ağırlandı. Heyetimiz; Adalet Divanındaki dava sonucunun, uluslararası toplumun vicdanının ferah bulması beklentisi taşıdıklarını, bu süreci desteklediklerini, sürecin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini istediklerini beyan ettiler. Gazze’de çok ihtiyaç duyulan şartsız, engelsiz ve düzenli insani yardımın mümkün kılınmasını arzu ettiklerini belirttiler. Gazze’den cep telefonlarıyla kaydedilen ve canlı aktarılan delillere dayanılarak yapılan bu başvuru tarihteki ilk “gerçek zamanlı soykırım” olarak tanımladılar. 

Gözler Uluslararası Adalet Divanı’nda yapılan yargılamaya ve yargılama sonrasında çıkacak karara odaklanmış durumda.