Sizi Matrix'le tanıştırayım: Neo pazarlama
Neo Pazarlama'yı duyuyor ama ne olduğunu bilmiyor musunuz? Bilmediğiniz için ondan kaçtığınızı mı zannediyorsunuz? Hah-haa! Neo Pazarlama, aslında muhteşem Matrix filminin pazarlama versiyonu!
Neo, yani yeni, geleneksel pazarlama matrisinden çıkıp dijital dünyanın karşısına geçti. Neo, artık bizi "kırmızı hap" veya "mavi hap" arasında seçim yapmaya zorlamıyor; sadece "kişiselleştirilmiş reklamları" seçmemize yardımcı oluyor. Nabzınıza göre şerbet veriyor. Sizin zaafınıza, yumuşak karnınıza oynuyor. Bize zahmet vermemek ve israfa karşı olan annem hayalindeki terliği Facebook reklamında görüp “Bu terliği istiyorum işte bak! Bunu al hemen bana!” dediğinde şıp diye anladım neo pazarlamayı. Siz daha anlamadınız mı?
Neo pazarlama, size her tıkladığınızda, her beğendiğinizde ve her aradığınızda izliyor. Veri analitiği sayesinde, sizi neyin mutlu edeceğini, neyi istediğinizi ve nerede olduğunuzu öğreniyor. Hem de kendi ananızdan, babanızdan, eşinizden, çocuğunuz ya da arkadaşınızdan bile iyi. İşte, o bu nedenle gerçek bir dijital casus! Kendinizden bile sakladığınız tutkularınıza oynuyor.
Sosyal medya, Neo pazarlamanın en büyük kalesi. Twitter'da Neo, "Morpheus'un size yardım edebileceği yeni bir teklifimiz var!" diye tweet atıyor. Instagram'da, Neo size şık giyim önerileri sunuyor ve "Neo'nun stilini takip edin!" diye sizi etiketliyor ama farkında bile değilsiniz. Siz Ayder Yaylası’na ya da Bozcaada’ya doğası için gittiğinizi sanırken aslında estetize edilmiş bir insta karesinin kurbanı oluyorsunuz.
Daha sonra Neo pazarlama, akıllı telefonunuzda da kendini gösteriyor. Çünkü akıllı telefonları aslında konuşmak için almıyorsunuz. Size "Kırmızı düğmeye dokunun ve Neo size inanılmaz indirimler sunsun!" diyor. Neo size en son kahve makinesini, tatil fırsatlarını veya robot süpürgeyi nasıl alacağınızı öğretiyor. Ve en zayıf anınızda “Bi’ arkadaşa bakıp çıkacağım!” dediğiniz siteden bir şeyi alıveriyorsunuz.
Ve sonunda, Neo'nun amacı sizinle güçlü bir ilişki kurmak. Size özel indirimler sunuyor, sık sık e-posta gönderiyor ve "Merak etmeyin, Neo burada!" diyor. Bunu yaparken de her hareketinizi izliyor, ama sizi asla bırakmıyor! Hani emlakçıdan gelen indirim sizi ilgilendirmiyor olabilir ama aslında takip ettiğiniz bir ürün için gelen bildirimi açmadan edemiyorsunuz. Yani aynı anneniz gibi sırtınıza havlu koyuyor. Ne kadar kızsanız da sizi düşünmesi ve özel hissettirmesi hoşunuza gidiyor.
“Bir de nereden buluyorlar benim numaramı?” diyorsunuz ya, kendi ellerinizle verilerinizi teslim ediyorsunuz. Kişiselleştirme: Neo pazarlamanın en büyük silahı. Dijital Odak ise örümcek ağı gibi. Sosyal medya, e-posta pazarlama, arama motoru optimizasyonu (SEO), içerik pazarlama ve dijital reklamcılık gibi dijital araçlar ve stratejiler kullanılır. Üstelik artık yapay zekayla daha da ustalaştı.
“Sosyal Medya Etkisi” diye bir şey var. Sosyal medya, tüketicilerin ürünleri ve hizmetleri inceleme, paylaşma ve yorum yapma biçimlerini etkiler. Neo pazarlama, sosyal medya platformlarını kullanarak tüketici etkileşimini artırmayı ve markaların müşterilerle daha yakın ilişkiler kurmasını teşvik eder. Yani deterjanınızın 7/24 hattına bir şikâyet yazarsınız anında döner, özür dilerler. Tavlandınız!
Veri Analitiği denen “Cambaz” ise hedef kitleyi tanımak ve kampanyaları optimize etmek için kullanılır. Bazen de tüketicilerin çevrimiçi deneyimlerini geliştirmeyi hedefler. Bu, kullanıcı dostu web siteleri, hızlı yükleme süreleri ve sorunsuz alışveriş deneyimleri içerebilir. Sırf hızlı yüklendiği için sempati duyarsınız mesela… Sonuç olarak, Neo pazarlama, dijital dünyada bizi kuşatmış durumda. Her adımımızı izliyor, bizi tanıyor ve ihtiyaçlarımızı tahmin ediyor. Ama eğlenceli bir şekilde, tüketiciye daha iyi ve kişiselleştirilmiş teklifler sunma amacı taşıyor. Neo pazarlama, aslında birçok açıdan dijital çağın "kahramanı"! Tabii neye göre? Kime göre?