Selin ardında bıraktıkları
Her gün yeni bir doğal felaket ya da doğal olduğu tartışmalı durumla karşılaşıyoruz. Sadece bizde değil tüm dünyada. Felakete karşı alınan önlemler, gezegeni kızdıran cinsten.
Derelerin kenarlarına devasa duvarlar yapıldı, dağların yüreği oyuldu, arılar kestaneye hasret bu yıl petekler bomboş. Irmaklar doya doya akamıyor. Şimşir ağaçları boynu bükük, gövdesinde hastalıklar. Mühendislik eseri köprüler dalgalara yenik düşerken yüzyıllık kemerli köprülerin altından çok sular aktı, huzurla.
Zamanında köyünden göçenler şimdi konakların yanına ihtişamlı beton binalar dikiyor. Çaylıkların yüzüne bakmayan eski göçerler şimdi bulduğu her yere çay ekimi yapıyor. Kimileri diyor ki çaya kullanılan gübreler toprağın yapısını bozdu da sel oluyor, kimi Heslere takmış durumda, kimi her şeye karşı, “tarım bitti” deyip işin içinden çıkıyor. Bilmiyorlar ki “toprağın da bir hafızası” var. Suyu eskisi kadar tutamıyor, bitkilere yeterince yuva olamıyor. O da haklı, su dediğin “ya çok ya hiç”. Kim bilir yüreğinde ne sızılar var? Affettikçe daha da yüzsüzleşen insanlığa karşı kin duymaya başlamış olabilir mi?
Sıkıntı sadece yağmurda değil elbette.
Yem fiyatlarının % 70 arttığı bir ülkede et fiyatları % 15 civarında artarsa bebelere süt versin diye beslenen hayvanlar koşullara kurban. Elde kalanları maliyetinin altında Bakanlık alacak. Tarımın her alanı oldukça zor, hayvancılık bitkisel üretimden, tohumculuktan, lojistik maliyetlerden anlayacağınız havadan nem kapıyor. Girdi maliyetleri o kadar arttı ki süt inekleri bile kesime gidiyor. Haliyle son dönemde gıdada yaşanan fiyat artışları, satışa konulmuş hayvan fazlası nedeniyle ete yansımıyor.
Yıllarca emek verilen tarımın farklı alanları küçücük hata veya ihmallerle tepetaklak, haydi sil baştan.
Fındık rekolte tespit heyetinin belirlediği fındık rekoltesi ihracatçılar ve büyük alıcılar tarafından beğenilmedi, iptal edildi. Malum ihracatta şampiyon olduğumuz tarımsal ürünlerde fiyatları biz değil alıcılar belirliyor. Lobiler oldukça başarılı olacak ki rekolte tahmini yenileniyor. Heyet 650 bin ton ihracatçılar 815 bin ton olarak öngörüyor. Fındıkta var yılı, işçi problemleri her yılın ortak sorunu. Popüler çiftçilerin fındıkla pek işi yok, haliyle dertleri sosyal medyada hiç yok.
Pamuk hasadı yaklaşıyor, nar yolda, sırada badem ve fıstık var. Karadeniz’de ikinci çay sürümü başladı. Normalden neredeyse 1 ay gecikmeli. Eskiden 4 sürüm olan çay tarımı şimdi zar zor 3.
Her şeye rağmen çiftçilik yılın modası, holdingler yatırımlarını tarıma kaydırıyor, sosyal medya tarımla yatıp kalkıyor. Çağın komplo teorileri tarım kaynaklı. Rahmetli Mahir Kaynak hocam yaşasaydı “cinayet mahalline gider, kimin işine yaradı” sorusunu sorardı. Sahi tarımda yaşanan gelişmeler kimin işine yarıyor?
Holdingler, tarımda iddiasını dillendiren Rusya, Hindistan gibi ülkeler, yatırım yapan Bill Gates, tarımdan nemalananlar. Bir de “açlık termostatını çalıştırıp, açlıkla ıslah etmeye çalışanlar”
Ezcümle; tarım zor bir sektör şimdi daha da zor. İçeride dışarıda gözümüzü dört açmamız, geleceği doğru simule etmemiz gerekiyor. Yoksa ürettiklerimiz yok pahasına gider, hatta ürettirmezler.
Nitekim kimi elmalar olurken kimileri ölür.