SON DAKİKA
Kızılay masthead
Son Yazıları

Şefkat, merhamet ve vicdan sesi

17 Mar 2023

İki büyük futbol ismi, 6 Şubat'ta beri gündemin zirvesinde. Gündemin ilk başlığı, binlerce hayatı karartan deprem. Canlarımızı yitirdik, hayatlar, sevgiler, aileler, dostlar, anılar tarih oldu. Aynı süreçte sayısız mucizevi kurtuluş ile umudu canlı tuttuk. Ama hüzün çok daha ağırdı. Suçlamalar, hayal kırıklıkları bir yanda; dünyanın en büyük eline dönüşen ulusça sergilediğimiz destek ruhu bir yanda.

Depremin merkezi Kahramanmaraş Pazarcık olarak açıklanmıştı. Ama daha ilk gün, iki isim, büyük felaketin yüzlerce kilometre öteye kadar ne denli güçlü etkisi olduğunu idrak etmemizi sağladılar.

“Fenerbahçeli” kimliğini sergileyerek oynardı. Teknik direktörlüğe geçişinde de resmini değiştirmedi. Oyunculuk döneminde gerek milli takım gerekse Fenerbahçe kalesinde, sayısız polemiğin merkezi oldu. Taraftarı çok sevdi. Rakipleri, hiç öyle görmedi. Hakkında yazılan her yazının, her eleştirinin karşılığı vardı. Çünkü sadece sarıldığı formasını göstererek yaşıyordu.

Volkan Demirel, gözyaşları içinde Antakya’dan seslendiğinde depremin üzerinden sadece saatler geçmişti. Üzerinde sadece ‘şefkat’ elbisesi vardı. Dostları, takımı, yol arkadaşları, yeni hemşerileri için ailesini gönderip Antakya’yı terk etmemişti. 

Türkiye Euro 2008’de yarı final oynarken Fatih Terim’e Servet-Gökhan ikilisi sorulmuştu. Türk milli takımının tarihi, böylesi iki kuleyi aramakla geçmiştir, şimdi o şöyle bu böyle diye eleştiriyoruz, olmaz, demişti. Müthiş bir kariyer yaşadı Gökhan, doğduğu yerde, Hatayspor’da başlamıştı futbola. Sonra, görmediği seviye kalmadı.  Şampiyonlar liginden milli takım maçlarına, sadece sağlık durumu engel olabiliyordu formasına.

Gökhan Zan da farklı formlar giydi, Hatayspor, Beşiktaş, Gaziantep, Galatasaray ve elbette milli takım. Konuşurken, bütün formaları birleştirmişti, Volkan Demirel gibi, şefkat rengiyle.

Onlar artık her takımın sevgilisi oldular. 

Onlar her taraftarın gönlünde.

Ülkenin vicdan sesine dönüştüler.

İkisinin ortak dersleri, Gökhan Zan’ın sözlerinde buluşuyor gibiydi: "Evet, ben Alevi doğdum. Arkadaşımın başı derde girdi; Sünni oldum. Komşum öldüğünde cenazesi için kiliseye gittim; Hıristiyan oldum. Evimize misafir geldi; onlarla Yahudi oldum. Kürtçe şarkılar söyledim. Aslında sadece "insan" oldum.  

Şefkat, merhamet ve vicdan sesi bu kadar gür olmamıştı. Bembeyaz sayfalar açtı iki değerli futbolcu. İki değerli spor adamı, acıların üzerini örtmedi. Acımız ortak, hepimizin, dedi.

Bir olmak gereken günlerde hepimize güç verdi. İçimize aktı onların gözyaşları ve hep birlikte yıkandık. Şefkat, merhamet ve vidan sesiyle… Onlar artık sadece yarınlarda olacak. 

+++++++

Enerjide sorumluluk: TENMAK

Depremin ardından bir büyük sel felaketiyle karşı karşıya kaldık. 

Yıkıcı depremin ilk günlerinden bu yana, bölge ile ilgili çalışmaları yerinde yürüten isimlerden biri de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı, Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar. Aynı zamanda ülkemizin İklim Değişikliği Baş Müzakerecisi unvanını da taşıyan Birpınar, uzun süredir yaptığı uyarı ve çalışmalara güncel tespitler ekledi: 

İklim değişikliği ile mücadelede iki ana esas var. Birincisi ortak mücadele ederek emisyonları azaltmak. İkincisi ise her ülkenin ev ödevi olan iklim değişikliğine adapte olmaktır. Öncelikli olarak kayıp ve zararları azaltacak risk yönetimlerini yapabilmektir.

UNDP önderliğinde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ve iklim eylemi, hayatın her alanı gibi enerji sektörünü de şekillendiriyor. Karbon emisyonunu azaltmak, 2050 karbon sıfır hedefine ulaşmak için, birinci öncelik yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş. Her fırsatta dile getirilen yeşil hidrojen, bu nedenle ulusal enerji planımızın da yıldızı konumunda.

Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu TENMAK, bünyesindeki 5 ayrı araştırma enstitüsü ile, bu alanın en önemli yapıtaşlarından biri durumunda. Geçtiğimiz hafta, Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkanı Yusuf Günay ve kurucu üye Ömer Faruk Kırbıyık ile birlikte, TENMAK bünyesindeki TEMEN’i ziyaret ettik.

Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü (TEMEN) Başkanı Dr. Ömer Faruk Tunçbilek ile hidrojen teknolojileri laboratuvarını inceledik. TEMEN uhdesindeki elektrolizör, özel üretilmiş hidrojenle çalışan golf arabası, deprem bölgesinde destek faaliyetlerinde bulunan yine hidrojenle çalışan karavan ile ilgili bilgi aldık. 

TENMAK Başkanı Prof.Dr. Abdulkadir Balıkçı, yardımcısı Kadim Budak gibi, Başkan Tunçbilek de iki öncelikli başlığı dile getirdiler: standardizasyon ve mevzuat.

Yeşil hidrojen, yıkıcı depremin yaralarını sararken de, yeni sel felaketlerini, iklim kaynaklı afetleri önlemek için de büyük destek sağlayıcı olacaktır. Yenilenebilir enerjide ülke potansiyelimiz, cari açıktan iklim eylemine, enerji arz güvenliğinden SKA çalışmalarına, çok yönlü fayda üretecektir. TENMAK’ın teknoloji ve ürün geliştirme destek programı kapsamında, 50 milyon TL bütçeye varan, “Hidrojen Teknolojileri ve Yakıt Hücresi” çağrısı son derece anlamlıdır. Ankara’da bu sorumlulukla yürütülen akılcı çalışmalar umut vericidir. 

TENMAK ve bünyesindeki enstitüler gibi yapıların varlığı ve işlevleri de ülke geleceğidir.

++++++++

Rekortmenin cinsiyeti

Birleşik Amerikalı harika bir sporcu, Michaela Schiffrin, tarihin en çok yarış kazanan kayakçısı oldu. Olağanüstü bir başarıyla, Ingemar Stenmark’ı geride bıraktı. Shiffrin, 53 slalom, 20 büyük slalom, beş süper G, beş paralel, 3 iniş ve 1 Alp disiplini kombine yarışını birinci bitirdi. Toplam 87 yarış kazandı. Henüz 28 yaşında. Stenmark, 33 yaşına dek uluslararası yarışlarda yer almış, madalyalar kazanmıştı.

Ona hiçbir zaman ‘erkek kayakçı’ denmedi. Kayakçı olarak yarıştı. 

Ancak, “Schiffrin, bir kadın kayakçı olarak, en çok madalya kazanan sporcuyu geride bıraktı.”

Dünya ajansları haberi böyle geçti, medya böyle duyurdu.

Mikaela Schiffrin, daha uzun yıllar yarışabilir, rekorunu geliştirebilir. 

Belki, medyamıza da bir cesaret gelir ve ona “kadın kayakçı” sınırı getirmeden, “tarihin en başarılı kayakçısı” unvanı verilir. Verilmeli.  

+++++++

Halkbank için ANK kısaltması

Halkbank, Şampiyonlar Ligi'nde 9 yıl aradan sonra altın setle yarı finalde.

Voleybol Erkekler CEV Şampiyonlar Ligi’nde İtalya'nın Cucine Lube takımını altın sette eledi. Maçı, Cüneyt Kıran’ın nefis anlatımıyla TRT Spor Yıldız kanalı naklen yayınladı. Sol üst köşede, Halkbank takımının adı, kısaltma olarak ANK olarak yazılmıştı. Büyük bir müessese kulübü, adını duyuramadığı organizasyonlarda ne kadar var olabilir? Sezon boyunca devam eden bu yanlış, Türkiye Voleybol Federasyonu’nun da desteği ile giderilmelidir.  Yarı final öncesi zorunluluktur.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları