SON DAKİKA

Sanal kumar: Görünmeyen ekonomi, gerçek kayıp

Mustafa Deniz 27 Ara 2025

Türkiye ekonomisi enflasyon, gelir dağılımı bozukluğu ve alım gücü erozyonuyla mücadele ederken, büyüyen ama kayıtlara girmeyen bir başka ekonomi daha var: Sanal kumar ve yasa dışı bahis ekonomisi... Ne tabelası var ne vergi levhası… Ancak milyarlarca liralık bir parasal akışı yönetiyor.

Bugün yasa dışı bahis siteleri ve sanal kumar ağları, klasik suç örgütlerinden çok daha sofistike çalışıyor. Kripto paralar, dijital cüzdanlar, sahte e-ticaret işlemleri ve mesajlaşma uygulamaları üzerinden kurulan sistemler sayesinde para, saniyeler içinde el değiştiriyor. Bu döngüde kazanan devlet değil, vatandaş değil; yalnızca sistemi kuranlar.

Ekonomik açıdan bakıldığında sanal kumar, doğrudan bir servet transferi anlamına geliyor. Dar gelirli hanelerden, genç işsizlerden, borçla yaşamaya çalışan bireylerden toplanan paralar yurt dışı merkezli yapılara aktarılıyor. Bu, yalnızca bireysel kayıp değil; ülke ekonomisi açısından ciddi bir kaynak kaçışı demek.

Bir başka kritik nokta da tüketim dengesi. Sanal kumar bağımlılığı olan bireylerin harcama kalemleri değişiyor. Eğitim, gıda, barınma gibi zorunlu ihtiyaçlar ikinci plana atılırken, borçlanma artıyor. Kredi kartları, ihtiyaç kredileri ve kayıt dışı borçlanma mekanizmaları devreye giriyor. Sonuçta finansal sistem üzerinde görünmeyen ama hissedilen bir baskı oluşuyor.

Bankacılık sektörü de bu tablodan bağımsız değil. Kara para aklama riskleri, şüpheli para transferleri ve dolaylı finansman kanalları, denetim yükünü artırıyor. Yasa dışı bahisle bağlantılı işlemler tespit edildiğinde hesaplar kapatılıyor, ancak sistem başka bir isimle yeniden kuruluyor. Bu kısır döngü, mali güvenliği de zedeliyor.

İşin bir de kamu maliyesi boyutu var. Yasal bahis ve şans oyunları, ciddi bir vergi geliri yaratırken; sanal kumar tamamen kayıt dışı. Devlet hem vergi kaybına uğruyor hem de bu faaliyetlerin yol açtığı sosyal sorunların maliyetini üstlenmek zorunda kalıyor. Bağımlılık tedavileri, adli süreçler, aile içi şiddet ve iş gücü kaybı… Tüm bunlar dolaylı kamu harcaması olarak geri dönüyor.

Gençler bu ekonominin en kırılgan halkası. İş bulma umudu azalan, gelir beklentisi düşen gençler için sanal bahis, “alternatif kazanç modeli” gibi pazarlanıyor. Oysa bu model, üretmeyen; aksine var olanı da tüketen bir yapı sunuyor. Uzun vadede iş gücü piyasasına küskün, borçlu ve güvensiz bireyler bırakıyor.

Sanal kumar ekonomisi büyüdükçe, üretken ekonomi küçülüyor. Para reel sektöre, yatırıma, istihdama değil; algoritmalara ve yasa dışı ağlara çalışıyor. Bu durum, ekonomik büyüme verilerinde görünmese bile toplumsal refahı doğrudan etkiliyor.

Mesele sadece bir “yasak” meselesi değil. Etkin denetim, finansal okuryazarlık, dijital platformlara yönelik uluslararası iş birliği ve gençlere umut verecek ekonomik politikalar olmadan bu sistemle mücadele etmek zor. Çünkü sanal kumar, ekonomik boşluklardan besleniyor.

Bugün konuşmadığımız her rakam, yarın daha büyük bir faturaya dönüşüyor. Sanal kumar sessiz bir ekonomi olabilir; ama yarattığı tahribat son derece gürültülü.

Sanal kumar ve bahisle mücadelede ne yapılmalı?

• Finansal denetim güçlendirilmeli: Bankalar, dijital ödeme sistemleri ve kripto para transferleri daha etkin izlenmeli; şüpheli işlemlere anlık müdahale mekanizmaları kurulmalı.

• Dijital platformlara sorumluluk yüklenmeli: Mesajlaşma uygulamaları ve sosyal medya platformları, yasa dışı bahis içeriklerine karşı daha hızlı ve bağlayıcı yaptırımlarla hareket etmeli.

• Finansal okuryazarlık artırılmalı: Özellikle gençlere yönelik, “kolay para” algısını kıran eğitim programları yaygınlaştırılmalı.

• Caydırıcı cezalar uygulanmalı: Yasa dışı bahis organizatörlerine yönelik cezalar, ekonomik büyüklükle orantılı ve gerçekten caydırıcı hale getirilmeli.

• Uluslararası iş birliği sağlanmalı: Yurt dışı merkezli sanal kumar ağlarıyla mücadelede sınır ötesi finansal ve hukuki iş birlikleri artırılmalı.

• Sosyal destek mekanizmaları kurulmalı: Bağımlılık yaşayan bireyler için erişilebilir, ücretsiz danışmanlık ve rehabilitasyon hizmetleri yaygınlaştırılmalı.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları