Dolar $
32.95
%-0.01 -0
Euro €
35.9
%-0.21 -0.07
Sterlin £
42.46
%-0.28 -0.12
Çeyrek Altın
4144.88
%0.99 39.96
SON DAKİKA

Irak ve Suriye'de PKK/YPG'ye yönelik kıskaç daralırken…

Faruk Aktaş 26 Tem 2024

Irak'ta Bağdat ve Erbil yönetimleriyle PKK ile ortak mücadele konusunda anlaşmaya varılmasıyla birlikte terör örgütüne yönelik operasyonlara hız verildi. Hali hazırda topyekûn bir süpürme değilse bile adım adım örgütün ana karargâhlarına yönelik bir kıskaç harekâtı yürütülüyor.

 Bağdat ve Erbil yönetimleriyle varılan anlaşmanın da etkisiyle son birkaç aydan bu yana devam eden operasyonlarda şimdiye kadarkilerden çok daha başarılı sonuçlar elde edildiği gözleniyor. Gelen bilgiler, sınırdan 50 km’ya kadar derinliklere girildiği yönünde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, “Önümüzdeki Kasım ayında kilit kapanacak” dedi. Yani, Mayıs 2919’da başlayan Pençe-Kilit operasyonlarının nihai amaca ulaştırılması hedefleniyor. Kuşkusuz bu o kadar kolay bir hedef değil ama namümkün de değil. 

Bu hedefe ulaşmak için Bağdat ve Erbil yönetimleriyle varılan anlaşmanın daha ileri boyutlara taşınarak aksatılmadan sürdürülmesi ve hayata geçirilmesi şart. Bu kapsamda önümüzdeki Ağustos ayında Ankara’da Türkiye ve Irak arasında sınır güvenliğinin korunması kapsamında yapılacak görüşmeler tarihi önemde. Görüşmelerden PKK’ya yönelik operasyonlar konusunda kurulacak ortak harekât merkezinin görev ve faaliyet alanlarının netleştirilmesi beklentisi söz konusu. 

Buradan çıkacak kararların eksiksiz ve kesintisiz hayata geçirilmesi halinde önümüzdeki aylarda terörle mücadele konusunda tarihi zaferlerde elde edilmesi sürpriz olmaz. Yeter ki Bağdat ve Erbil yönetimleri, anlaşmaların hayata geçirilmesi konusunda “ayak sürme”, “çamura yatma” gibi yollara tevessül etmesin. Zira hem Bağdat hem de Erbil yönetimleri içerisinde bu anlaşmalara karşı çıkanlar olduğu gibi her iki yönetimi de bu yönde zorlayan çok sayıda yabancı güç var. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “PKK ve PYD/YPG ile mücadele konusunda Türkiye’nin sorun yaşadığı 2 buçuk ülke var” diyerek iki ülke olarak ABD ve İngiltere, yarım ülke olarak da Fransa’nın adını vermişti. 

Fidan, söz konusu açıklamasında dile getirmese de bunlara İran’ın da eklenmesi hatta özellikle Irak bağlamında adının en üst sırada anılması gerektiği kanısındayım ki Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, PKK ile mücadele konusunda, "İranlı dostlarımızın yaklaşımı hoş değil" diyerek bu durumu açık bir şekilde dile getirmişti. Son günlerde Irak içerisinden PKK ile mücadele konusunda çatlak sesler çıkaranların hemen hepsinin bir şekilde İran güdümlü kişiler olmasını da yine Tahran’ın, Türkiye’ye karşı PKK’ya kanat germe yaklaşımlarının bir neticesi olarak görmek gerek. 

Belirttiğimiz üzere bu konuda en dikkat edilmesi gereken husus, başta İran olmak üzere ABD, İngiltere, Fransa ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin Bağdat ve Erbil yönetimleri üzerinde nüfuzlarını kullanarak her iki yönetimi PKK ile mücadele konusunda Türkiye ile ortak hareket etmekten geri adım atmalarının önüne geçmek olmalı. Bunun başarılması halinde kilidin kapanması mümkündür. Gelelim terörle mücadelenin Suriye ayağına. Irak’ta PKK’yla mücadele konusunda en büyük engel olarak İran öne çıkarken Suriye’de ise bu misyonu ABD üstlenmiş durumda. Malum, ABD buradaki terör koruyuculuğunu DEAŞ ile bahanesiyle PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’ye kol kanat gererek yürütüyor. Bugüne kadar terör örgütüne binlerce TIR dolusu askeri teçhizat, silah, mühimmat sağlayan ABD’nin son marifeti, PYD/YPG’nin denetimindeki Haseke’ye, 4 adet Avenger Savunma Sistemleri yerleştirmek oldu. 

443 km menzili olan Avengerlar İHA, alçak irtifa uçakları ve helikopterlere karşı kullanılıyor. ABD, söz konusu Avengerleri bölgeye konuşlandırma gerekçesi olarak İran destekli unsurlara karşı kendi üssünü korumayı öne sürüyor. Tabi “yerseniz”… Bu girişimin tek bir amacı var. O da, Ankara ve Şam yönetimi arasında muhtemel bir uzlaşmanın ardından olası bir operasyonda, bu bölgeyi denetimi altında tutan terör örgütü PYD/YPG’yi korumak. Dikkat edilecek olursa Bağdat ve Erbil yönetimleriyle PKK’ya mücadele konusunda ortak bir zemin yakalanmasıyla eş zamanlı olarak Ankara-Şam ilişkilerinin düzeltilmesine yönelik çabalarda da bir yoğunlaşma söz konusu. ABD’nin bu girişimi de bu çabaların ardından geldi. 

Açık ki, Türkiye hem Bağdat ve Erbil yönetimleriyle ilişkileri geliştirme hem de Şam yönetimiyle ilişkileri düzeltme çabalarında doğru bir yolda ilerliyor. Bu çabaların güçlü işbirliklerine dönüştürülmesi halinde sözünü ettiğimiz ülkelerin hiçbirinin gücü, ne Irak’ta ne de Suriye’de terör örgütünü yok olmaktan kurtarmaya yetmez.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları