SON DAKİKA

Gıda, mutfak ve sofra diplomasisi

Gıdalar; biyolojik işlevsel özelliklerinin yanı sıra, ilk mağara resimlerinden başlayarak, insanlık tarihinin bütün süreçlerinde ve modern zamanlarda din, devlet, siyaset, kültür ve ticaret gibi olguların etkisiyle sürekli yenilenmiş, değişen ve gelişen anlatım dili özelliğiyle siyasal, kültürel ve sanatsal değer taşımıştır.

Bereket, yaşam ve süreklilik sembolü olarak balıklar, bolluk ve neşenin sembolü olarak tahıl ve üzüm, evlilik, bolluk ve doğurganlık sembolü olarak nar, bilgi ağacının yasaklı meyvesi ve kötülüklerin sembolü olarak elma, açgözlülüğün sembolü olarak kızarmış kaz, çekilen acı ve eziyetlerin sembolü olarak limon, gönüllülüğün sembolü olarak kiraz gibi gıdalar resmedilmiş, kişisel ve ortam yaşam alanlarında gözlerimizin önünde olmuş ve ikonik anlamlar kazanmıştır. 

Sınıf farklılıklarının altının çizilmesinde, savaşlarda başat olanların zaferlerinin anlatımında, ticaret ilişkilerinin çeşitlenmesi ve güçlenmesinin sembolize edilmesinde kullanılmıştır. Modern çağın coşkulu ve ilerlemeye yönelik beklentileriyle, ticarileşmenin getirdiği tüketim baskısı, karamsarlık ve yıkıcı bakış açıları arasında kurulamayan denge, gıdaların doğal insan enerjisi kaynağı olma işlevini ikincil hale getirilmiş fast food kültürü oluşmuştur. Yazılı ve görsel basın-medya kuruluşları reklamlar ile tüketici tercihlerine yön vermiş, endüstriyel – paketlenmiş gıdalar ile hızlı ve zahmetsiz tüketen homojen tüketici profili oluşmuştur. Gıdaların, biyolojik beslenme özelliklerine tüketim nesnesi olma özelliği eklenmiştir. 

Kavramları birbiriyle ayrıştırma veya iç içe geçirme gibi roller üstlenerek dini, siyasi, kültürel, ekonomik, ticari, sosyal sınıflandırma rolleri üstlenmiştir. Modernizmden itibaren gıdalar anlam değişimlerine uğramıştır. Âdem ve Havva’daki elma, Bilgi Ağacının meyvesi iken, modernizmde yalnızca bir geometrik objeye dönüşmüştür. Fütüristler yiyecekleri resimsel yüzeyden çıkarmış, doğrudan sanat objesi olarak gerçek varlıklarına büründürmüşlerdir. Fütürist sanatçılar; gıda sanatı, performans sanatı, koku sanatı ve tat alma sanatı gibi sınıflara ayrılmasında önemli bir etken olmuştur. Modernizm öncesine değin yapılan gıda tasvirleri sadece göze hitap ederken, fütüristler beş duyuya hitap etmiştir. 

Gıda unsurları matematik, felsefe, din, savaş gibi konularla bütünleştirilerek, geleneksel sanat ürünlerinin yanlarına sanat objesi olarak eklenmiştir. Gıdalar; yaşamsal sürecin yaşam sanatına dönüşmesine katkı sağlayan fizyolojik beslenme birincil özelliğine, dini, siyasi, sosyal, kültürel olguları sembolize etmek, duygu ve düşünceleri tanımlayan kavramlar yüklenerek anlatım özelliğine sahip olmuştur. Gıdanın kazandığı anlatım özelliği ilk çağlardan bu yana topluluklar arasında barışta ve savaşta iletişim ve etkileşimde büyük rol üstlenmiştir. Sanatta, kültürde ve siyasette değişim ve dönüşümler geçirmiş ve bugünlere gelinmiştir. 

Levanten kamu diplomasisi direktörü Paul Rockower tarafından; “kalplere ve zihinlere insanların mideleri aracılığıyla ulaşma yöntemi” olarak tanımlanmıştır. Yemek kültürü ulusal kültürünün ayrılmaz parçası olup, uluslararası gıda kodekslerine uygun, güvenli ve temiz gıda kültürel miras olarak turizm ve dış ticarette kültürel miras olarak kabul edilmektedir. Gastrodiplomasi, hem ekonomik değer yaratma hem de kültürel etkileşimi derinleştirme nitelikleriyle, ülkelerin yumuşak güç ve akıllı güç kullanırken yararlandığı araçlardan biri olma yeteneğindedir. Ülkeler; imaj ve itibar yönetiminde, gastrodiplomasinin kamu diplomasisi ve kültürel diplomasinin iletişim alanını genişletmek ve etkileşim derinliğini artırmakta kullanabilirler. 

Ülkemizin benzersiz ve güçlü mutfak kültürüne küresel itibar kazandırılmasını ve ülke markasının bilinirliğinin ve değerlerinin endüstriyelleştirilmesini devletin anayasal pozitif yükümlülüğü kapsamında değerlendirmek mümkündür. Devlet; belirleyici, birleştirici, destekleyici, öncü yaklaşımlar planlaması, tarım, turizm ve gıda sektörü aktörleriyle kamu kurumları arasında sistemli ve hedefli işbirliği geliştiren projeler uygulamalı, hem resmi yemekler ve ziyafetler hem de insani yardımlar alanlarında gastrdodiplomasisini geliştirmelidir. Gıda ve beslenme okuryazarlığı, gıda ve beslenme etiği, gıda güvenliği, gıda belgelendirmesi alanlarında; devletin denetleme yetenekleriyle gıda sektöründeki tüm süjelerin öz denetimlerini artıran projelere öncelik verilmelidir.