Fiziksel mağazalar için geri dönüşün anahtarı mı?
İnternetten alışverişin gölgesinde kalan mağazalar için kurtuluş reçetesi ne olabilir? Cevap: "Deneyim" ve onu körükleyen durum: etkinlik pazarlaması.
Bir sabah, sıradan bir AVM’de yürürken kulağıma gelen bir gitar sesiyle irkildim. Dönüp baktım; bir kitapçıda canlı müzik var. Kalabalık içeri doluşmuş, kitaplar arasında kahveler yudumlanıyor. O mağaza o gün sadece satış yapmadı — bir deneyim yaşattı. Bu da bana şunu hatırlattı: Artık ürün satmıyoruz, hislerimizi sattığımız bir çağdayız.
Neden etkinlik pazarlaması?
1. Duyulara hitap etmek kazandırır.
E-ticaret ekran başında bir tıkla yapılabilir ama bir parfümün kokusunu, bir kumaşın dokusunu ya da sıcak bir gülümsemeyi hissettiremez. Etkinlikler, mağazaları “hisseden” yerlere dönüştürür.
2. Topluluk Oluşturmanın Gücü.
Her etkinlik bir araya gelme sebebidir. Yoga sabahları, imza günleri, atölyeler… Her biri sadakat yaratır. Bir markanın hayran kitlesi varsa, rakiplere karşı ciddi bir kalkandır.
3. İçerik uçurur.
Bir etkinlik = 100 içerik fikri. Reels, story, post, blog… Marka sesi tek bir anla çoğalır. Üstelik kullanıcılar da paylaşırsa, etkileşim organik büyür.
4. Denemek, satın almanın öncesidir.
Tadım etkinlikleri, demo günleri, ürün lansmanları… Müşterinin “dokunarak” karar vermesini sağlar. Bu da dönüşüm oranını uçurur.
İyi de, herkes etkinlik yapıyor?
Doğru. Ama mesele “ne” yaptığın değil, “nasıl” hissettirdiğin.
Bir kahve tadımı değil, “sabaha birlikte uyanma” hissi vermek.
Bir ruj lansmanı değil, “kendine aynada gülümseme” mesajı vermek.
Küçük bütçeyle büyük etki mümkün mü?
Evet. Bazen sadece iyi seçilmiş bir konuşmacı, bazen ilgi çekici bir vitrin önünde yapılan küçük bir yarışma bile yetebilir. Burada mesele bütçeyi değil, fikri büyütmekte.
Peki nereden başlamalı?
• Kendi kitleni tanı.
• Onların “neden” mağazana gelmesini istediğini bul.
• Onlara ekran başında alamayacakları bir şey sun: bağlantı.
Etkinlik pazarlaması, fiziksel mağazalar için sadece bir trend değil, bir hayatta kalma stratejisi. Çünkü unutma: Bugün mağazana gelen bir müşteri, orada hissettikleriyle markanı hatırlar. Ve hisler, algoritmalardan güçlüdür.