SON DAKİKA
Son Yazıları

Faiz haram mı helal mi!

24 Oca 2020

Açıklıyorum: Haram olan nominal faiz midir yoksa reel faiz mi? Tabii ki böyle bir açıklama yapmayacağım. Çünkü haddim değil. Diyanet'in devlet bankalarından konut alımı için kullanılan kredinin faizine ilişkin açıklamasına da girmeyeyim.

Orası da benim için bulanık sular. Aslına bakılırsa, faiz meselesine semavi dinlerin genelinin bakışında bir soğukluk olduğunu söyleyebiliriz. Museviler kendi dinlerinden olanlara faiz işletemezken bunu sadece diğer dinlerden borçlularına tatbik edebiliyorlardı. Hristiyanlar da önceleri günah sayılan faizi sisteme dahil edebilmek için zamanında kırk takla atmak zorunda kaldılar.


Bu alerjinin nereden kaynaklandığını anlamak zor değil. Güç durumdaki köylüyü, esnafı sıkıştırıp onun sırtından geçinen tefeciye karşı tavır almak, ahlaki bir duruş iddiasında bulunan bir sistem için kaçınılmaz belki de. Nasıl olur da birileri gece, gündüz ter dökerek ailesini geçindirmek isterken, asalak bir sınıfın bundan istifade edip keyif çatmasına göz yumulabilir? Buraya kadar tamam. Ancak bir diğer yönüyle geleneksel veya modern bir ekonomik düzeni faiz olmadan sürdürmek de mümkün değil. Faiz oranı aslında bugün tüketmekle, ileri bir tarihte tüketmek tercihini dengeleyen sihirli bir piyasa değeri. Ya da bir toplumdaki tasarruflarla yatırımları dengeleyen paranın fiyatı. Faiz ortadan kalksın demek bugünkü tüketimini erteleyen kişilere, yani tasarruf sahiplerine avucunu yalarsın demekten başka bir şey değil. Bunun da ötesinde faizin sıfır olduğu bir ortamda tasarruf ve yatırımların da dengeye ulaşma ihtimali, istisnai durumlar haricinde, neredeyse sıfır. Bir de enflasyonist bir ortamda isek, yani mal ve hizmetlerin fiyatları artıyor ise tasarrufçuyu iyiden iyiye tokatlıyoruz demektir.

 

Faiz lobisine kötü haberlerim var

 

Bununla beraber bir süredir faizlerin istikrarlı düşüşü bu kötü alışkanlığın sonuna geliyor muyuz sorusunu sorduruyor. Öyle ya, artık yatırımcı da tüketici de ucuza kaynak bulabilecek, ekonomi canlanacak, insanlar iş ve aş bulacak. İdeal bir durum gibi görünen bu eğilim bize gelişmiş ülkelerdeki rüzgarlarla beraber geliyor. ABD; Avrupa ve Japonya ve bunları takip eden gelişmekte olan ülkelerde durgunlukla savaşmak amaçlı parasal genişleme furyası on yılı aşkın süredir piyasaları kasıp kavuruyor. Geçici bir tedbir gibi ortaya çıkan çok düşük faiz, bol para politikaları bütün dünyayı müptela etmiş durumda. Bütün tedbirlere rağmen büyüme artmıyor ama fiyatlar da çok yükselmiyor. Merkez bankaları ardı ardına, veriyorlar coşkuyu ama Keynes’e atfedilen bir tespitte olduğu gibi iple bir şeyi çekmek mümkün ama itmek pek mümkün olmuyor. Merdiven çıkamayan kalp hastası gibi küresel ekonomi boyuna tıkanıp kalıyor.


Ve böylelikle bize de likidite bolluğundan payımız düşüyor; politika yapıcılarının dediği gibi artık negatif reel faize alışmamız gereken bir döneme giriyoruz. Yatırım için, harcama için kredi kullanacakların coşkusunu da gölgelemek istemem ama bir kenara üç beş kuruş koymak isteyen birisine de bu çok akıllıca bir fikir değil, bununla seneye daha az alışveriş yapabileceksin diyoruz. Bunu da dünyanın tasarruf düzeyi en düşük ülkelerinden birisinde söylüyoruz.


Sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın hemen her yerinde tasarruf sahipleri göz göre göre gelen bu kazıktan kurtulmak için mucize yatırım araçları peşinde koşuyor. ABD’de S&P’den ülkemizde BIST’e borsalar, ortada destekleyecek temel göstergeler olmamasına rağmen ralli yapıyor, altın uçuşa geçiyor, bitcoin ve benzeri post-modern yatırım araçlarının ne kadar muhteşem olduğu dilden dile dolanıyor. Paranın bolluğu, gidecek yerin azlığı insanlara zorunlu toz pembe rüyalar gördüyor adeta. Büyük Gatsby filminin bir sahnesinde gibiyiz; elde Martini bardağı, o şatafat, bolluk içinde patlaması mukadder bir balon asla patlamayacak gibi davranmaya devam ediyoruz. Faiz haram, olmayacak duaya amin demek helal nasıl olsa.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları