Endişelenmekte haklı mıyız?..
Mehmet Şimşek'li günler hepimizi zorladığı için onun göreve gelişinin üzerinden yalnız bir sene geçtiği hatırlatılınca insanın "Sadece o kadar mı" diyesi geliyor.
Uygulanmaya başlanan ekonomik program Türkiye’nin yakın tarihinde eşine az rastlanır bir sadakatle uygulanıyor. Az rastlanır sadakatle dedim zira öncesine ilişkin hafızamızda pek de hoş anılar yok. Mehmet Şimşek’in şansı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la arasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz gibi birikimiyle sürecin yapılanmasına katılan, programa inanan ama en az bunun kadar önemlisi Erdoğan’ın tavsiyelerine herkesten fazla itibar ettiği birinin desteğiyle çalışma imkanına sahip olması...
Bu olumlu tabloya rağmen uygulamada istikrar programı yılların siyasetin önüne taşıdığı kör düğümleri çözmekle meşgul. Emeklilikte yaşa takılanlardan tutun atanamayan öğretmenlere kadar.
2023 yılı sonu itibarıyla 4 milyon 989 bin 456 hanede yaşayan 20 milyon kişi yani nüfusun dörtte birinin sosyal yardımla yaşadığı gerçeği de karşımızda duruyor. Bu 2023’de 957 bin hanede yaşayan 3 buçuk milyon kişiye gıda desteği verildiği, 4 buçuk milyon haneye elektrik yardımı için 67 milyar lira kaynak aktarıldığı da..
Ancak unutmayalım; esas kilit üretimde yani tarımda. Ziraat sahasında ne planlama ne kredi, ne tohum, gübre, ne de su. Yağmur yağar sel olur denize akar, tutamayız o suyu biz.. İç Anadolu’dan, doğudan geçtim Trakya gibi, Ege gibi, Akdeniz gibi bölgelerde yaşıyoruz bunu. Meriç’in beslediği, Tunca’dan yararlanan Trakya’yı vurdu kuraklık bu sene.. Damla sulama tekniği, göletleme, yeraltı suyu kullanmayı engelleme hala bizden uzak. O nedenle üretim tabiata emanet; dolayısıyla sebze, meyve fiyatları kırmızı etle yarışır oldu.
Sonuç, kentlerde yaşayan nüfusun perişanlığı, baş etmeye çalıştığımız dev: Enflasyon.
Sanayi mucizeyi gerçekleştiriyor bence. Yüzde 60 yüzde 70’le üretim yapmak akla ziyan. Faizi düşürmeye yeltenen başına gelecekleri, eşikte bekleyen ejderi göze alabilir mi bu tabloda..?
Yine de Türkiye’den yana ümitliyiz. Ne badireler atlattı bu cumhuriyet yüz yılda. Bu da atlar bence. Ama bu sıkıntılı ortama siyaseti “bize iyi haber vermesi, zam haberi vermesi için zorlamakla” biraz da biz çanak tuttuk. Yani endişeliysek sadece karar alıcılardan değil kendimizi, kendimizi tanıdığımızdan…