SON DAKİKA

Arabuluculuk ve tahkimde yapay zeka

Yapay zeka; şimdilik etik değerlere, özgün kişiliklere ve duygusal zekaya sahip değil. Ancak hem etik değer hem özgün kişilikleri taklit edecek niteliğe büründürülmesi mümkün görünüyor. Mahremiyet algısı ve duygusal zekayı taklit etmesi de mümkün.

Avrupa Birliği etik bağlamında çerçeve sözleşmesi ve iş birliği deklarasyonu oluşturup etik şart yayınlamış olmakla, ülkelerin iç hukukunda uygulama alanı oluşmasını sağlamıştır. Eğer bir sorunun yargı kararı ile çözümlenmesinden bahsediyorsak, bu çözümün taraflar arasında eşitliği sağlaması ve adil olması gerekmektedir. Eğer hukuki çözüm alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ile getiriliyorsa ilk unsur tarafların çözüm üzerinde mutabık kalmasıdır. Ancak bu mutabık olma halinin tamamen özgür iradeye dayanması gerekmektedir. Bireyin özgür iradesini olumsuz etkileyen ve onu mutabık kalmaya mecbur eden ekonomik, sosyolojik, felsefi, hukuki, din-inanç veya felsefi etkenler olmamalıdır.

Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları olan arabuluculuk ve tahkimde; veri toplama, veri işleme, veri depolama, veri aktarma, algoritmayla veri anlamlandırma, günlük hayata uyarlama ve sorunu çözme süreci doğrudan tahkim hakemi veya arabulucular tarafından yerine getirilmektedir. Hakem veya arabulucunun emek-zaman maliyetini artıran ve tarafsızlık şüphesini bertaraf etmeyen bu süreç yapay zekaya ilgiyi giderek artırmaktadır. Ayrıca yapay zeka, veri işleme ve anlamlandırma sürecinde doğruluk oranı yüksek ve tarafsız sonuçlar verdiğinden tercih edilebilirliği de artmaktadır.

Sınırları net belirlenmiş yapay zekalar ile sonuçları belirlenmiş yapay zekalara hukuki bir kimlik tanımlamak gerekmeyebilir. Ama, avukat, hakim, savcı, tahkim hakemi, bilirkişi gibi hukuki sıfatı olan insanların bizzat kendi bilgi ve tecrübesiyle oluşturmak zorunda olduğu ve sorumluluğunu cezai bağlamda taşıdığı sözleşme, karar, rapor gibi hukuki belgeler yapay zeka ile hazırlanırsa ne olacak? Bu sözleşme, karar veya rapordan zarar görenler: zararlarının hukuki ve cezai sorumluluğunu kime nasıl yükleyecekler, kimden nasıl tazmin edecekler? Yapay zeka hukuki bir kimlik taşıyacak mı? Eğer yapay zekaya hukuki kimlik tanımlamayı zorunlu kılacak noktaya gelinirse, bütün hukuk sistemlerinin en başından yeniden düzenlenmesi de zorunlu olacaktır.

Yapay zekanın yeteneklerinden yararlanan yargının kurucu ve bütünleyici unsurları olan; avukat, hakim, savcı, hakem ve bilirkişiler yerine yapay zekaların görev yapması şimdilik mümkün değildir. Yapay zekanın hukuki kimliği tanımlanmadığından, yapay zekadan elde edilen hukuki sonuç içeren belgenin hukuki ve cezai sorumluluğu çerçevelenmediğinden ve özgülenmediğinden, hukuki sonuç üretme sürecinde duygusal zeka (takdir) ve etik değerleri taklit etmekten öteye gidemeyeceğinden yargılamada yararlanılan araçtan veya asistan olmaktan öteye gitmesi mümkün görünmemektedir.

Yapay zekanın insandan bağımsızlaşarak veya insan kontrolünün dışına çıkarak, insanın kontrol mekanizmasını yok sayarak bir takım kararlar almasını engelleyecek yöntemler geliştirilmektedir. Nihai itibarla; taraflarından en az birinin devlet olması nedeniyle ve süreçte gizlilik-şeffaflık unsurlarının oynadığı rol itibarıyla Uluslararası Yatırım Tahkimi Yönetimi yapan Milletlerarası Ticaret Odası (ICC), Amerikan Tahkim Kurumu (AAA), Londra Milletlerarası Tahkim Merkezi (LCIA) tercih edilmektedir. Bu merkezlerdeki tahkim hakemleri ve bilirkişiler yapay zekayı asistan olarak kullanmaktadırlar.

Varlık felsefesi “insan onuru” “insan özgürlüğü” ve “insanın yaşam hakkı”nın korunması kavramlarından oluşan hukukun temel ilke ve prensipleri, fiziken ve doğrudan doğruya ölçülemeyen, tartılamayan, kutsiyet atfedilen ortak insani değerlere dayanmaktadır. Bir makina ne kadar gelişim gösterirse göstersin milyon yıl sonra bile onurun kutsiyetini, özgürlüğün anlamını, bütüncül yaşam hakkının değerini ölçemez ve tartamaz, bir insan gibi içselleştiremez ve talep edemez. İnsanın onur ve özgürlük gibi duygularını taklit etmek makinayı onurlu, özgür kişilik ve sorumluluk sahibi, şahsiyetli bir varlık haline getiremez. İnsan onuru ve özgürlüğü, insanın maddi ve manevi varlığının korunması amacına hizmet eden araçlardan öteye anlam yüklememelidir.