YÜKSELEN ENFLASYONA İHTİYATİ TEDBİR KISKACI
Ekonomi yönetimi, enflasyonun düşürülmesi için maliye politikalarıyla eşgüdüm çerçevesinde para politikasında ilk makro ihtiyati tedbirler paketini yürürlüğe koydu. Ticari ve tüketici kredilerine yönelik yeni önlemler gündeme gelirken ilk adım döviz geliri, Türk Lirası ve döviz zorunlu karşılıklarında atıldı.

Sedat YILMAZ
Merkez Bankası (TCMB), yükselen enflasyonun önce hızını kesmek ve ardından düşürmek için para politikasında makro ihtiyati tedbirleri üst kademelere taşımaya başladı.
Halen uygulanan yeni ekonomi modelinin omurgasını cari denge ve dış ticaret üzerine oturtan ekonomi yönetimi, para politikasında TCMB, maliye politikalarında hükümet, dış riskler ve içerideki olumsuz gelişmeler kaynaklı 4 aydır arka arkaya gelen seri cari açık, dış ticaret haddinin dipten dönmesi, dış ticaret açığındaki süreklilik ve beraberinde yükselen enflasyona karşı yeni önlemleri devreye alıyor.
Ekonomi yönetimiyle eşgüdümlü olarak politika geliştiren banka, ilk adımı ihracat geliri dövizde attı. Mal ihracatından elde edilen gelirin yüzde 40’ını TCMB’ye satılmasını kararlaştıran banka, ikinci adım olarak hizmet ihracatından elde edilen döviz gelirine de yüzde 40 satım kararı getirdi. Merkez Bankası, munzam karşılık da denilen zorunlu karşılık oranlarında düzenlemelere başvururken bankalarca verilen kredilere de yeni düzenlemeler geliyor.
Modelin omurgası cari denge
Cari işlemler dengesi diye de bilinen cari açık dört aydır peş peşe negatif seyrediyor. Şubat’ta 5,15 milyar dolar açık veren cari denge yıllık bazda 21,8 milyar dolar açık verdi. Cari açık aylık bazda Ocak’ta 7,11 milyar dolar, Aralık’ta 3,8 milyar dolar ve Kasım’da 2,6 milyar dolar şeklinde gerçekleşmişti.
Şubat’ta cari dengenin açık vermesinde dış ticaret açığının 3,9 milyar dolar artarak 6 milyar dolara yükselmesinin etkili olduğu gözleniyor.
Şubat’ta dış ticaret açığında hızlı bir artış kaydedilmişti. Buna göre, ihracat aynı ayda bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,4 artarak 20 milyar 4 milyon dolar, ithalat yüzde 44,5 artarak 27 milyar 885 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Şubat ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 135,5 artarak 3 milyar 347 milyon dolardan, 7 milyar 881 milyon dolara yükselmişti.
Cari dengenin yatırım girişleri açısından sıfıra indiği (4 milyon dolar) ve portföy çıkışlarının sürdüğü ortamda cari dengenin finansmanın tarafına bakıldığında doğrudan yatırım girişlerinin neredeyse sıfır olduğu, portföy çıkışlarının (765 milyon dolar) devam ettiği görüldü.
Dış ticaret haddinde sert düşüş
İhracat birim değer endeksinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,5 artmasına karşılık ihracat birim değer endeksinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,5 artmasına karşılık ihracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2021 yılı Şubat’ında 95,1 olarak elde edilen dış ticaret haddi, 18,8 puan azalarak, 2022 yılı Şubat’ta 76,3 oldu. Böylelikle dış ticaret haddi Ocak’ta gördüğü tarihi düşük seviye olan 72,8’den yukarı çıkmış oldu.
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve Ocak ayında 72,8 ile tarihi düşük seviyeyi gören dış ticaret haddi 2022 yılı Şubat ayında 76,3 oldu. Dış ticaret haddinin 100'ün üzerinde bulunması; dış ticarete konu malların baz yılına göre pahalıya satılıp, ucuza satın alındığı için ihraç eden ülke lehine bir duruma işaret ederken tersi durum ülke aleyhinde bir tabloya işaret ediyor.
Diğer yandan ihracat miktar endeksinin yüzde 14,5 artışına karşılık ithalat birim değer endeksinin yüzde 36,5 yükselmesi, dış ticarette ihracat konusunda fazla çalışmayı ve ithalatın azaltılması faaliyetlerinin artırılması gerektiğini gösteriyor.
Baz etkisine bel bağlamak
Enflasyonun yılsonuna doğru baz etkisiyle inişe geçeceğine dair beklentilerin, hızla yükselen fiyat artışları karşısında etkisiz kalabileceğine yönelik algılar da TCMB başta ekonomi yönetimini farklı politikalara yöneltti.
TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç’ın Bloomberht’ye verdiği demeçte enflasyon için adımların atılmasını, sadece kur korumalı mevduat sistemiyle mücadele edildiğini ve üretici fiyatlarında artışlar durmadan enflasyonda baz etkiyi beklemenin yersiz olduğunu söyledi. Altınsaç, “Baz etkisinin kalmadığını geçen sene birebir yaşamış bir ekonomiyiz. ÜFE aşağı dönmeden ben olsam baz etkisine bu kadar bel bağlamam. Enflasyon yüzde 70’ten mi 75’ten mi dönecek bilmiyoruz” dedi.
Gelişmeler üzerine 14 Nisan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında makro ihtiyati tedbirlere vurgu yapan Merkez Bankası (TCMB), karar metninde, “Makro ihtiyati politika setinin güçlendirilmesine karar verilmiştir… Kurul, uzun vadeli Türk Lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli olduğunu değerlendirmiştir…” ifadelerini kullandı ve yükselen enflasyona karşı yeni adımların geleceği işaretini verdi.
İhracat gelirlerine müdahale
Dövizi kur korumalı mevduatla tutmayı sürdüren ekonomi yönetimine destek TCMB’den geldi. Önce mal ihracatında yüzde 25 olan ihracat gelirinin yüzde 25’inin TCMB’ye satılması kararı yüzde 40’a çıkarıldı.
Ardından Görünmeyen İşlemler Genelgesi’ni yenileyen banka, turizm başta olmak üzere hizmet ihracatından sağlanan gelirin bankalara döviz olarak satılması durumunda dövizin yüzde 40’ının Merkez Bankası’na gideceğini bildirdi. Söz konusu karara göre, Merkez Bankası’na satış işlemi ihracat bedellerinde olduğu gibi TCMB kuru üzerinden gerçekleşecek ve satılan döviz tutarının karşılığı banka tarafından döviz satıcısına Türk Lirası olarak ödenecek.
Finansal uygulamalar çerçevesinde kredilere de düzenleme geliyor. 2 yıl ödemesiz imkânı getirilen yeni kredi paketi yatırım amaçlı olacak ve Türkiye Kalkınma Yatırım Bankası ile kamu bankaları aracılığıyla verilecek.
Enflasyonu körükleyen krediler disipline edilirken son kredi uygulamasının TL’ye güveni artırmak, yerli parayı daha fazla kullanılabilir hale getirmek, döviz kredisi kullanmaktan vazgeçirmek ve dövizli işlemleri azaltmak maksatlı hayata geçirildiği belirtiliyor.
Son hamle zorunlu karşılıklara
Merkez Bankası’nın yükselen enflasyona karşı makro ihtiyati tedbirlerine devam etti. TCMB, politika faizini beklentilere paralel şekilde yüzde 14 seviyesinde bıraktığı 14 Nisan’daki toplantısında işaret ettiği makro ihtiyati politika setini güçlendirme adına Türk Lirası (TL) cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara uygulanacak faiz oranının yüzde sıfır olarak belirlendiğini, yurt içi yerleşik gerçek kişilere ait hesapların dönüşümüne bağlı olarak TL zorunlu karşılıklara ilave faiz ödenmesi uygulamasına son verildiğini bildirdi.
Banka, ayrıca yabancı para zorunlu karşılıklara komisyon uygulamasında yeknesaklığı sağlamak üzere, yurt içi yerleşik gerçek kişiler ile yurt dışı şubeler nezdinde izlenen yurt içi yerleşik gerçek kişilere ait hesaplar dikkate alınacağını kaydetti.
Yabancı para zorunlu karşılıklara komisyon uygulamasında bazı değişiklikler yapıldığını belirten banka, zorunlu karşılıklarla ilgili olayı, “Gerçek kişi dönüşüm oranının hesaplanmasında sektörde yeknesaklığı sağlamak üzere, söz konusu oranın paydasında yurt içi yerleşik gerçek kişiler olarak DT200H Döviz Tevdiat Hesapları/Yabancı Para Katılım Fonu Bilgi Cetveli'nde raporlanan yurt içi yerleşik gerçek kişiler ile yurt dışı şubeler nezdinde izlenen yurt içi yerleşik gerçek kişilere ait hesaplar dikkate alınacak” ifadeleriyle biraz daha açıklığa kavuşturdu.
Zorunlu karşılık oranının arttırılması daralmacı para politikasına, oranın azaltılması ise genişlemeci para politikasına işaret ediyor.
Merkez Bankası’nın ve beraberinde hükümetin enflasyona yönelik makro ihtiyati tedbirlerin genele yayılması ve mikro ihtiyati tedbirlerin de gündeme getirilmesinin mümkün olacağı kaydediliyor.
KUTU…KUTU…KUTU…
Borsa İstanbul yerli ile rekor üzerine rekor kırıyor
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,77 değer kazancıyla tamamlayarak seans içine 2.497,41 ve kapanışta 2.494,37 puan rekorlarını gördü. Küresel borsalar Avrupa ve ABD hisse piyasaları, yüksek enflasyonun gelecek bilanço dönemindeki etkilerine yönelik dair endişelerle değer kaybederken Borsa İstanbul’da rekor serisi devam ediyor. Borsa İstanbul’un yönünü yüzde 14’lük politika faizi ile enflasyon arasındaki fark olan negatif reel faizler nedeniyle borsaya yönelen yerli yatırımcının belirlediği gözleniyor.
ABD’de artan enflasyon sebebiyle ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışlarında daha agresif davranabileceği endişelerinin yanında Rusya – Ukrayna savaşında artan tansiyonun küresel piyasaları yakından etkileyeceği görülüyor.
Özellikle Rusya, Ukrayna’nın füze saldırısı sonrası Karadeniz’de batan Moskova adlı savaş gemisinin şokunu yaşarken, Rusya Devlet Televizyonu’nda ilgi çekici bir açıklama geldi. Rus devlet televizyonu sunucusu, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki “özel harekatının” bu kadar uzun sürmesindeki sebebin Rusya’nın NATO’ya karşı Üçüncü Dünya Savaşı’na girmesi olduğunu ileri sürdü.
18 – 22 Nisan haftasında Türkiye’de tüketici güven endeksinin yanında TCMB Para Politikası Kurulu toplantı özetinin piyasaların odağında olacak. Yurtdışında ABD’da Konut Başlangıçları, FED’in Bej Kitap Raporu, PMI İmalat - İmalat Dışı verileri, Euro Bölgesi’nde TÜFE, Tüketici Güven Endeksi, PMI İmalat - İmalat Dışı dataları, Japonya’da Sanayi Üretimi, Dış Ticaret Dengesi, TÜFE ve Çin’de GSYH, Sanayi Üretimi ve Perakende Satışlarla ilgili gelişmeler piyasalara yön verecek. Yine FED Başkanı Jerome Powell ile Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın açıklamaları takip edilecek.
Söz konusu gelişmelerle bu hafta Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 4,22, altının gram satış fiyatı yüzde 0,54 değer kazandı, dolar/TL yüzde 0,88, euro/TL yüzde 1,45 değer kaybetti. Yurtiçinde 1000 TL’lik yatırım borsada 1042,2 lira, altında 1005,4 lira, dolarda 991,2 lira, euroda 985,5 lira oldu.
Yatırım araçlarında bu haftaki gelişmeler ve gelecek hafta gündemi çerçevesinde performans şöyle oluştu:
BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi en düşük 2.400,92, en yüksek 2.497,83 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 4,22 artarak 2.494,37 puandan tamamladı. Rekorlar haftası yaşayan BIST, son kapanış ve seans için rakamlarıyla tarihi rekorunu tazeledi. Yabancının çekilip yerlinin derinleşen reel faizler sebebiyle borsaya yönelmesi rekor rakamları getirdi. BIST 100 endeksinin 2500 direncini güçlü geçmesi durumunda ilk durağın 2600 olacağı, ancak yurtdışında jeopolitik riskler artışta devam ederse 2450-2500 bandının kuvvetleneceği düşünülüyor.
DOLAR/TL… Kur korumalı mevduatla kuru aşağı iten sistem sebebiyle TL bu hafta dolara karşı yüzde 0,88 oranında değer kaybetti. Kur haftayı 14,63’ten kapattı. İhracat gelirlerinin önemli bir kesiminin TCMB’ye satılacağı ve bu yüzde 40’lık miktarın TL olarak karşılığının ödeneceğine yönelik uygulamalar kuru zayıflatıyor. Ayrıca tatil sezonuna giren Türkiye’de turist döviziyle kurun daha aşağı çekilebileceği tahminleri yapılıyor.
EURO/TL… Avrupa parası euro da TL’ye karşı zayıflığını devam ettiriyor. Bu hafta yüzde 1,45 değer kaybıyla 15,82’den kapatan euro/TL paritesindeki durum dolar kurundaki nedenlerle aynı seviyede hatta daha hızlı erime yolunda seyrediyor. Dolar kuru, FED Başkanı Powell’ın, euro kuru ECB Başkanı Lagarde’ın gelecek haftaki konuşmasını bekliyor.
ALTIN… Rusya – Ukrayna savaşı, yükselen enflasyonlar, Çin’in Uzakdoğu hamleleri, ABD tahvil faizlerindeki dalgalanma, FED’den muhtemel yüksek faiz artışları, kripto piyasasındaki hareketler ons altın fiyatları haftalardır 1970 – 2000 dolar arasında yatay seyrini sürdürüyor. Yurtiçinde ise Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 0,54 kazançla 928,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0,55 artışla 6.218,00 liraya yükseldi. Geçen hafta sonu 1.514,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da 1.522,00 liraya çıktı. Altında yatay seyrin aşağı yönlü Nisan vadeli gram altın sözleşmesi bugün 932,32 TL – 936,66 TL arasında yatay seyrediyor. Spot piyasada gram altın 928,80 TL seviyesinde işlem görüyor. Yorumcu tahminlerine göre, sözleşme 928,00 TL seviyesinin üzerinde olduğu için 918,00 TL stop seviyesi belirlenerek 945,00 TL – 946,00 TL hedeflenebilir. Buna karşın, sözleşmenin 924,60 TL desteğinin altına doğru geri çekilmesi halinde 933,85 TL stop seviyesi eklenerek 907,00 TL – 906,00 TL kar aralığı için değerlendirilebilir.
PETROL… Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, Ukrayna tarafından Rusya topraklarına saldırıların devam etmesi halinde Rus ordusunun Kiev dahil karar alma merkezlerini vuracağını söylemesi ile gerginlik tırmanmaya devam ederken Çin’de salgının seyrinin iyi olmaması petrol fiyatlarında sakin fiyatlamaların oluşmasına yol açtı. Petrol fiyatları yine de 111 dolarda seyrini sürdürüyor. Diğer taraftan Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) petrol raporunda OPEC+ ülkelerinin Şubat ayında taahhüt ettikleri üretim artışının sadece yüzde 10’ununu karşılamaları ve küresel petrol talebinin günlük 260 bin varil düşürülmesi birbiriyle çelişen iki durum oluşturdu. Tüm bu gelişmelerle birlikte petrolün yükseliş hızını yavaşlattığı ve OPEC yetkililerinden gelen uyarıların petrol alımları üzerinde etkisinin olduğu gözlemlendi. Brentin 107 – 115 dolar arasında seyri öngörülüyor.
KRİPTO PARA… Kripto para piyasasındaki hareketliliğe karşılık küresel merkez bankalarının dijital para çalışmaları ve kripto paraya sınırlama getirmelerle ilgili çalışmalara karşılık paralardaki performans devam ediyor. Bu haftayı kayıp kapatan Bitcoin, yüzde 4,7’lik kayıpla 40.500 dolar seviyesinde hareketini sürdürüyor. Ethereum da yüzde 5,5’luk kayıp yaşadı. ETH 3.040 seviyelerinden işlem görüyor. Haftalık bazda en fazla değer kaybeden para yüzde 14,5 ile Terra oldu. Terra’yı yüzde 7,93 ile Cardano ve yüzde 7,4 ile Avalanche takip etti. Piyasada haftayı pozitif kapatan tek para ise yüzde 2,2 değer kazanan Ripple oldu.