TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ YENİ BİR DÖNEME GİRİYOR
Türk savunma sanayisi, son yıllarda ulusal güvenlik alanındaki güçlü yatırımlar ve geliştirdiği yenilikçi teknolojiler ile dünya çapında önemli bir oyuncu haline gelmiş durumda.

2025 yılına girmemizle birlikte, Türkiye, savunma sanayisi alanındaki küresel etkisini her geçen gün artırmaya devam ediyor. Özellikle bu yıl, Türk savunma sanayisinin hedeflediği 1 trilyon 600 milyar TL’lik savunma harcaması, NATO’nun öngördüğü Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 2’lik kısmının çok ötesinde bir kaynak ayırmayı planlıyor. Bu, Türkiye'nin savunma sektörüne olan bağlılığını ve stratejik önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
2025'in ilk ayında, Türk savunma sanayisi 45 önemli adım atarak küresel alanda daha fazla söz sahibi olmaya hazırlanıyor. Geçen yıl, sektörün toplam ihracatı 7.1 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdı. En fazla ihracat, geleneksel olarak en güçlü savunma pazarlarından biri olan ABD’ye yapıldı. ABD, Türk savunma ürünlerinin en büyük alıcılarından biri olurken, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri de Türk savunma sanayisinden önemli miktarda alım gerçekleştirdi. Bu ihracat artışı, Türkiye’nin üretim kapasitesinin uluslararası arenada daha da takdir edilmesinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türk savunma sanayisinin ilerlemesindeki en dikkat çekici özelliklerden biri de yerli üretim oranının hızla artmasıdır. Özellikle motor üretiminde yerli üretim oranı yüzde 90-95 seviyelerine ulaşmış durumda. Bu oran, Türkiye’nin savunma sanayiindeki dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltmış ve kendi kendine yetebilme kapasitesini artırmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modernizasyonu adına atılan bu adımlar, savunma sistemlerinde kritik öneme sahip olan hava, kara, deniz ve elektronik sistemlerin yerli üretimle sağlanmasını mümkün kılmaktadır.
ASELSAN gibi dev savunma sanayi şirketlerinin imzaladığı stratejik sözleşmeler de Türk sanayisinin gücünü artırmaktadır. Örneğin, ASELSAN ve Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) arasında yapılan anlaşma ile 105.5 milyon ABD doları tutarında bir sözleşme imzalandı. Bu sözleşme, petrol ve doğal gaz boru hatlarının güvenliğine yönelik projeleri kapsıyor ve Türkiye’nin enerji altyapısının güvenliği konusunda önemli bir katkı sağlıyor. Bu tür projeler, Türk savunma sanayisinin sadece askeri alanda değil, sivil ve stratejik altyapı projelerinde de etkisini arttırmakta olduğunu gösteriyor.
Türk savunma sanayisi için diğer önemli bir gelişme, yerli ve milli teknolojilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından etkin bir şekilde kullanılmaya başlanmasıdır. Geçen yıl, Türkiye’nin savunma sanayisinde yerli üretim oranı, sektör genelinde yüzde 80’lere kadar çıktı.