Dolar $
34.08
%0.02 0
Euro €
37.74
%-0.25 -0.09
Sterlin £
44.8
%-0.27 -0.12
Çeyrek Altın
4481.27
%-0.71 -31.78
SON DAKİKA
Denizcilik Çarşamba 31 Mart 2021 02:45

'ORTA KORİDOR'UN GEMİ KRİZİYLE ÖNEMİ ARTTI

Uluslararası Ticaret Yolları Uzmanı Sefa Çatal, "The Ever Given"in Süveyş Kanalı'nda karaya oturmasıyla Orta Koridor'un öneminin arttığını söyleyerek, "Çin'i Avrupa ve Orta Doğu'ya karadan taşıyacak en sorunsuz rota, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Orta Koridor" dedi.

'Orta Koridor'un gemi  kriziyle önemi arttı

Tarihi İpek Yolu'nun canlandırılması için stratejik önem taşıyan ve Türkiye'den başlayarak Kafkaslar'a, oradan da Hazar Denizi'ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan'ı takiben Orta Asya ve Çin'e ulaşan Orta Koridor'un önemi, "The Ever Given" isimli geminin Süveyş Kanalı'nda karaya oturmasıyla yaşanan sıkıntının ardından daha da arttı. Son dönemde yaşanan gelişmeler ve dev projeler ise Türkiye'yi bu koridorun kilit ülkesi konumuna getirdi. 

Uluslararası Ticaret Yolları ve Uluslararası Ekonomi Güvenliği Uzmanı Sefa Çatal, Orta Koridor'un önemine ve Türkiye'nin bu güzergahtaki rolüne ilişkin değerlendirmede bulundu. Çin'in Orta Koridor üzerinden Avrasya'dan geçerek tarihi İpek Yolu'nun ana arterleri olan Asya, Kafkaslar ve Orta Doğu yoluyla ekonomik iş birliğini teşvik etmeyi hedeflediğini belirten Çatal, aynı zamanda ülkenin küresel politik ve ekonomik etkisini bu yolla güçlendirmeyi amaçladığını söyledi. Çatal, "Rusya'nın içinde bulunduğu 'Kuzey Koridoru' ile İran'ın içinde yer aldığı 'Güney Koridoru'na alternatif oluşturan Orta Koridor, Çin ile Avrupa'nın bütünleşmesi adına önemli bir yere sahip. Çin'i ve bölge ülkelerini Orta Doğu ve Avrupa'ya bağlayan Kuzey ve Güney koridorları da jeopolitik konumları açısından sıkıntı yaşayabilme ihtimalinin yüksek olduğu hatlar."

"Kuzey ve Güney elverişli değil"

Çatal, Kuzey Koridoru'nun, Rusya, ABD ve Çin arasındaki ilişkilere göre şekillenebileceğini, bu sürecin Çin'in aleyhine sonuçlanabileceği gibi, bu ülkenin kendisini olası bir Doğu-Batı kutuplaşmasının içinde bulabileceğini dile getirdi. Güney Koridoru'nda da benzer tehlikenin bulunduğuna dikkati çeken Çatal, "ABD merkezli, Suudi Arabistan ve İsrail politikaları, İran'ın izolasyonu ve Orta Doğu'da yaşanan çatışmalar, kaos ortamının devam etmesi, Kuşak ve Yol İnisiyatifi'nin güney rotasını da risk altına almaktadır" dedi. Mevcut ve olası şartlar incelendiğinde Çin'i Avrupa ve Orta Doğu'ya karadan taşıyacak en sorunsuz rotanın, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Orta Koridor olduğunu vurgulayan Çatal, şu değerlendirmede bulundu: "Bu koridorda, ekonomik rekabet, askeri ve politik bakımından Çin'i ve bölgeyi zorlayacak bir ülke bulunmuyor. Aksine ülkeler, Çin gibi büyük güçlerle ilişkilerini geliştirerek, bunu kendi gelişimlerinde bir fırsat yaratma kapısı olarak görebilirler. Türkiye, Avrupa'ya ve Balkanlar'a bir çıkış kapısı, aynı zamanda Orta Asya ve Orta Doğu'da ekonomik alanda iş birliği yapılabilecek en önemli ülke konumunda bulunuyor. Orta Koridor'un geçtiği Türkiye'nin Asya-Avrupa bağlamında stratejik geçiş güzergahlarının tamamını kontrol ediyor olması, ülkeyi proje için kilit konumuna getirdi."

Yatırım 8 trilyon doları bulacak 

Çatal, Orta Koridor'a yapılacak yatırımların toplamda 8 trilyon doları bulmasının beklendiği bilgisini vererek, şunları söyledi: "Bu miktarın sadece ulaştırma altyapısı için ayrılan kısmının 40 milyar doları bulacağı belirtiliyor. Bütün bu yatırımlarla amaçlanan Türkiye'nin içinde yer aldığı tarihi İpek Yolu'nun canlandırılmasıdır. Türkiye ile Çin arasında yapılan anlaşmalar neticesinde ilk etapta projeyle alakalı 40 milyar dolarlık bir bütçe tahmininde bulunuldu. Jeopolitik konumu, üretim gücü, yüksek potansiyeli, denizler arası aktarma ülkesi olması gibi avantajları bulunan Türkiye için Modern İpek Yolu Projesi hayati önem taşımaktadır."