Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
GÜNDEM Cuma 02 Aralık 2022 17:40

"MERKEZ BANKASI'NI ZARARA SOKAN BİR İŞLEM YOK"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasında Merkez Bankasını zarara sokan bir işlemin söz konusu olmadığını belirtti.

"Merkez Bankası'nı zarara sokan bir işlem yok"

Kavcıoğlu, banka faaliyetlerine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunumun ardından, kur korumalı mevduat uygulamasının banka bilançosuna yansımasına ilişkin sorularını yanıtladı.

Uygulama başladığından beri bir tartışmanın devam ettiğini dile getiren Kavcıoğlu, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Kanunu Yüce Meclisimizin çıkardığı bir Kanun. Benim, milletvekilliği yapmış birisi olarak, Meclise karşı saygısızlık ya da bilgi gizlediğim gibi bir şey söz konusu olamaz. Kanunda bizim neyi açıklayacağımız, neyi açıklamayacağımız tarif edilmiştir." diye konuştu.

Kavcıoğlu, her gün analitik bilançoyu ve "dünyanın en şeffaf Merkez Bankası olarak" haftalık bilançoyu yayınladıklarını vurguladı.

Kanunda tanımlanmış görev kapsamında Bankanın kar ve zararını yıl sonunda açıkladıklarını belirten Kavcıoğlu, "Merkez Bankasının hiçbir kalemi gizli değildir. Dünyanın en şeffaf Merkez Bankası. Biz Yüce Meclisimizin çıkardığı kanunun verdiği yetkileri kullanıyoruz. Bu yetkilerimizi yeterli görmezseniz Yüce Meclisimiz tekrar bu kanunu tadil eder, bu yetki çerçevesinde de daha fazla açıklama yapabiliriz." dedi.

Devletin kasası, para basma yetkilisi bir kurum olarak gizliliği korumakla görevli olduklarını ifade eden Kavcıoğlu, "Bizi neden KİT Komisyonuna çağırmıyorsunuz? Neden hesaplarımızı diğer KİT'ler gibi araştırmıyorsunuz? Çünkü Merkez Bankasının, sizin verdiğiniz yetkilerle ve bize verdiğiniz sorumluluk kapsamında açıklayamayacağımız ve çalışma yapacağımız bir yapısı var. Ben de sizin verdiğiniz yetkiyle bunu korumakla mükellefim. TCMB Kanunu bizim her gün neyi açıklamamız gerektiğini emretmiş, burada bir ihmal varsa bu sorumluluk benimdir." değerlendirmelerinde bulundu.

"Bu bir döviz alım-satım ihalesidir"

Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankasının en önemli görevlerinden birisinin rezerv oluşturmak olduğunu, KKM işlemlerini, Hazine ve Maliye Bakanlığının işlevinden farklı olarak döviz rezervi oluşturma adına yaptıklarını anlatarak, şunları söyledi:

"Ben vatandaşa, 'Sen dövizini bana ver, Türk lirası olarak mevduatını al.' diyorum. Bu bir döviz alım ihalesidir. Döviz ihalelerinde hiçbir Merkez Bankası karını açıklamaz, biz de açıklamıyoruz. Çünkü bu işlemin açıklamasının kendi içerisinde bir mantığı yok. Örneğin, biz cevherden altın alıyoruz, rezerv yapıyoruz. 1850-1900 arasında altın aldım diyelim, altın 1650'ye düştü. Merkez Bankasının burada bir zararı olmaz. Bu kur yönetimi, rezerv yönetimi içerisinde, kendi içerisinde değerlendirilir, kar zarar hesaplarının hepsi yıl sonunda değerlendirilir. Altın da duruyor, döviz de duruyor. Ödeme yapmıyoruz. Ödeme yapsam hiçbir fark oluşmuyor. Vatandaşa burada artı bir değer sağlıyoruz. Vatandaşın dövizini alıyorum, Türk lirası olarak bankaya yatırıyor, bir de bankadan faizini alıyor. Gün sonunda faizi aldı cebine koydu. Dövizde bir kaybı varsa, dövizini ben tutuyorum, döviz karşılığı Türk lirasını kendisine veriyorum. Çünkü ben rezerv yapmak istiyorum. Bu bir döviz alım-satım ihalesidir."

Kavcıoğlu, artık rezerv yönetim şeklinin değiştiğine işaret ederek, "Bugün IMF açıkladı, OECD açıkladı, merkez bankalarının rezervlerini nasıl yöneteceğini ve bizim yaptıklarımızı açıkladı. Merkez bankalarının bugün bizim yaptığımız şeyleri yapmaları gerektiğini IMF açıkladı." dedi.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz'ın Merkez Bankası Başkanlığı dönemini anımsatan Kavcıoğlu, "Geçmiş dönemde bu kur hareketlerinin en önemli nedenlerinden biri Merkez Bankasının rezervlerinin zayıf olması. Sayın Başkanın dönemi de dahil. Dolayısıyla döviz alım ihalelerini o gün Sayın Başkan çok daha fazla yapsaydı belki 200-250 milyar dolar rezervle Merkez Bankası bu günlere gelecekti, böyle kur hareketleriyle de herhangi bir sıkıntı olmayacaktı. Bugün biz daha farklı kanallarla döviz rezervlerimizi artırıyoruz. Yeni oluşturacağımız kanallarla da artırmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, kur korumalı mevduat uygulamasının aslında dövizin Türk lirasına çevrilme uygulaması olduğunu ve bunun, bankanın rezerv kaynaklarından sadece biri olduğunu anlatarak, "Rezervle ilgili yaptığımız işlemler de tamamen bir rezerv yönetimidir. Bu konularda Merkez Bankasının bilanço yapısı farklıdır. Bunların tüm değerlendirmesi yıl sonunda bağımsız denetimden geçerek açıklanır. Bugün vereceğim bir rakam yarın sabah farlı bir rakam olabilir. Vereceğimiz bir rakam, Merkez Bankası bilançosuyla ilgili sorumluluğumuz dışında sorumsuzca bir rakam açıklamak olur." değerlendirmesinde bulundu.

TCMB Kanunu'nun "Banka, her takvim yılı sonu itibarıyla düzenleyeceği bilanço ve kar ve zarar hesabı ile yıllık faaliyet raporunu Genel Kurulun içtimaından evvel Cumhurbaşkanlığına tevdi eder ve bilançoyu Resmi Gazete ile yayınlar" hükmünü anımsatan Kavcıoğlu,"Bundan önce bizim bunu açıklama şansımız yok, kar-zarar kalemlerini etkileyen kalemleri açıklama şansımız yok." dedi.

Liralaşma stratejisi

Kavcıoğlu, liralaşma stratejisi kapsamında firmalar ve bankaların bilançolarının da liralaşması noktasında adımlar attıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:

"Bu dönüşümü sağlamak için bankalara hem ödül, teşvik veriyoruz hem de yapamayanlardan komisyon alıyoruz. Bu işlemler sonunda Merkez Bankasının muhtemelen çok daha fazla kar yazma şansı da var. Bankalar bu dönüşümü yapamazsa çok daha yüksek komisyon ödüyor. Bankalar bu dönüşümü yaparsa ben daha fazla rezerv yapıyorum. Kur aynı kaldığı zaman hiçbir şey ödemiyorum, kurda sıçrama olduğu zaman vatandaşın dövizini ödüyorum, lirasını ödemiyorum. Bunu döviz alım-satım ihalesi olarak düşünmek lazım. Eğer dövizini almak istiyorsa benden de alabilir, piyasadan da alabilir. Piyasada döviz kıtlığı olunca zaten ben piyasaya giriyorum. Her halükarda dövizin yönetimi bende olduğu için vatandaşın dövizi de bende olduğu için burada bir hazine işleminde olduğu gibi Merkez Bankasını zarara sokan bir işlem söz konusu değil. Bunu çok net ifade edeyim. Uygulaması da böyle. Sadece kur koruma değil, bizim böyle beş altı kalemimiz var, bu kalemlerle ilgili ödediğimiz veya aldığımız rakamlar var."

Merkez Bankası rezervlerini güçlendirmek için kanunun kendilerine yetki verdiğini belirten Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

"Rezervlerimizin güçlü olması da en önemli görevlerimizden biri. Şu an, bu yıl itibariyle dünyada rezervleri artmış tek Merkez Bankası, TCMB'dir. 2022 yılının başından beri dünyada tüm merkez bankalarının döviz rezervlerindeki azalma 1,3 trilyon dolar civarında. Bilançolarımızda rezervlerimizin ne kadar olduğu, ne kadarının altın, döviz olduğu, ne kadar swap rakamları olduğu veriliyor. Bundan ne kadar ödediniz, ne kadar kar, ne kadar zar ettiniz, açıklamak bir şey ifade etmiyor. Çünkü 3 gün sonra değişiyor."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, para politikasının etki alanının dışında kalan arz taraflı maliyet baskılarına, tek başına faizleri artırmaya odaklanmış politikalarla karşılık vermenin etkili olmayacağını değerlendirdiklerini belirterek, "Bunun yerine, enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmek amacıyla, üretimi ve yatırımları destekleyici, cari fazla kapasitemizi artırıcı politikalar uygulamayı gerekli görüyoruz." dedi.

Kavcıoğlu, banka faaliyetlerine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı.

Jeopolitik gelişmelerle dalgalı seyreden emtia ve enerji fiyatlarına rağmen ithal maliyet baskısının nispeten sınırlı kalmasında, uyguladıkları politikaların bir sonucu olarak döviz kurlarının istikrarlı seyir izlemesinin de etkili olduğunu ifade eden Kavcıoğlu, bu durumun enflasyondaki yavaşlamaya katkı sağladığını vurguladı.

Kavcıoğlu, yurt içi tedarik sürelerinde 2022 yılı boyunca gözlenen iyileşmenin devam ettiğine dikkati çekerek, ekim ayı itibarıyla, tedarik süresine ilişkin göstergenin Kovid-19 salgınından bu yana ilk defa tarihi ortalamalarının üzerine çıkmasının, gelecek dönemde arz kaynaklı sorunların hafifleyeceğine işaret ettiğini söyledi.

Özellikle son bir yılda tarihsel ortalamaların üzerinde seyreden imalat sanayi fiyatlarındaki artışın ivme kaybetmeye devam ettiğini belirten Kavcıoğlu, "Bu yavaşlamanın ekim ayı itibarıyla yıllık bazda da gerçekleşmesi, ilerleyen dönemde üretici fiyatları kaynaklı enflasyonist baskıların daha ılımlı bir seyir izleyeceğini göstermektedir." diye konuştu.

Kavcıoğlu, talep dengesini de yakından takip ettiklerini dile getirerek, "Güncel verilere göre çıktı açığının enflasyonun daha düşük olduğu dönemlerdeki seviyelerden yüksek olmaması, bu dönemde talep yönlü enflasyonist baskıların diğer şoklara kıyasla oldukça düşük olduğunu tespit eden analizlerimizle uyumludur. Yılın son çeyreğinde ve önümüzdeki yılın ilk yarısında çıktı açığındaki kapanmanın süreceğini öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.

Bu yıl içerisinde tüm politika araçlarını gözden geçirerek Türkiye'nin ihtiyaç ve koşullarına en uygun para politikası çerçevesini kademeli olarak oluşturduklarını anlatan Kavcıoğlu, "Para politikasının etki alanının dışında kalan arz taraflı maliyet baskılarına, tek başına faizleri artırmaya odaklanmış politikalarla karşılık vermenin etkili olmayacağını değerlendiriyoruz. Bunun yerine, enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmek amacıyla, üretimi ve yatırımları destekleyici, cari fazla kapasitemizi artırıcı politikalar uygulamayı gerekli görüyoruz." dedi.

Kavcıoğlu, para politikası uygulamalarını da liralaşma odaklı bir şekilde tasarlayarak, fiyat istikrarını bozan ve ekonomiyi dışsal şoklara açık hale getiren yapısal unsurlarla mücadele ettiklerini söyledi.

Şahap Kavcıoğlu, uluslararası rezervleri güçlendirmeye yönelik proaktif bir rezerv yönetimi anlayışı benimsediklerinin altını çizerek, "Bu doğrultuda geliştirdiğimiz yeni yaklaşımlarla bir taraftan rezerv kaynaklarımızı çeşitlendirdik. Diğer taraftan, liralaşma stratejimizi de gözeten bir anlayışla oluşturduğumuz bu araçlarla döviz kurları üzerinde istikrar sağladık. Tüm bu adımları, fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlama önceliğimiz doğrultusunda, enflasyonu besleyen yapısal unsurları bertaraf etmek ve enflasyonu bir süreliğine değil, kalıcı olarak düşürmek üzere attık." değerlendirmelerinde bulundu.

Ağustos-kasım döneminde politika faizini toplamda 500 baz puan indirerek yüzde 9 seviyesine getirdiklerini anımsatan Kavcıoğlu, aldıkları kararların, 2023 yılı içerisinde ekonominin dayanıklılığını artırarak, arzın, yatırımların ve ihracatın sürekliliğine ve arz kapasitesinin korunmasına önemli ölçüde katkı sağlayacağını öngördüklerini belirtti.

"KOBİ kredilerinin tutarı ve krediler içerisindeki payı en yüksek düzeyde"

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, uyguladıkları para politikasının önemli bir ayağını hedefli kredi kullanımının oluşturduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bu anlayış çerçevesinde, bir yandan kredilerin büyüme hızı, erişimi ve finansman maliyeti ile kredi faizlerini yakından takip ediyoruz; diğer yandan kredilerin iktisadi faaliyetle uyumlu kullanımı ve tabana yayılımı açısından kredi kompozisyonunu gözeten bir yaklaşımla hareket ettik. Buna ek olarak, liralaşma stratejimiz çerçevesinde hanehalkı, firma ve bankacılık kesiminin varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası cinsi kalemlerin ağırlığının kademeli bir şekilde artırılmasını ve finansal sistemin Türk lirası ağırlıklı bir yapıya kavuşmasını hedeflemekteyiz."

Kredi kompozisyonunda gerçekleşen iyileşmeyi desteklemek için reeskont ve yatırım taahhütlü avans kredileriyle etkin rol oynadıklarını vurgulayan Kavcıoğlu, şöyle devam etti:

"2022 yılında Türk lirası cinsinden ticari kredi kullanımı güçlü bir gelişim göstermiştir. 2022 yılı ocak-kasım döneminde TL ticari kredi net kullanım tutarı 2021 yılı gerçekleşmesinin yaklaşık 6 katı düzeyindedir. Söz konusu kredilerin ağırlıklı olarak KOBİ'ler tarafından kullanılmış olması, hedefli kredi politikamızın etkinliğine ilişkin bir diğer önemli gelişmedir. Ocak-kasım döneminde, KOBİ'ler tarafından net olarak 700 milyar TL tutarında kredi kullanımı gerçekleştirilmiştir. Bu miktar, 2021 yılının aynı döneminde KOBİ'ler tarafından kullanılan 97 milyar lira tutarındaki kredinin 7 katına yakındır. Sonuç olarak, bu dönemde, KOBİ kredilerinin tutarı ve bankacılık sektörü kredileri içerisindeki payı tarihsel olarak en yüksek düzeye ulaşmıştır."

Şahap Kavcıoğlu, aldıkları kararların ardından, parasal aktarımın etkinliğinin güçlenerek Türk lirası ticari kredi faizlerinin politika faiziyle uyumlu düzeye geldiğini ve temmuz ayındaki seviyelerine kıyasla 15 puan civarında gerilediğini belirterek, uzun vadeli sabit getirili ve Türk lirası cinsi menkul kıymet faizlerinin de tüm vadelerde politika faizine yakınsayarak, önlemleri devreye aldıkları haziran ayından bu yana yaklaşık 16 puan azaldığını ifade etti.

Kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasıyla Türk lirası mevduat oranının önemli ölçüde yükselerek, ocak ayındaki yüzde 35,6 seviyesinden, güncel verilerle yüzde 50 seviyesine yaklaştığını aktaran Kavcıoğlu, "KKM hesabı, YUVAM hesabı, yerel paralarla ticaret yapmaya yönelik olarak giderek daha yoğun bir şekilde kullanılan ülke para takası anlaşmaları, ihracat gelirlerinin bir kısmının Merkez Bankasına satılması gibi yeni kanallar oluşturarak rezerv akımlarımızı oldukça sağlam bir yapıya kavuşturduk. Küresel düzeyde 1 trilyon dolardan fazla rezerv kaybı yaşanıldığı bir ortamda yaptığımız bu etkin uygulamalarla rezervlerimizdeki güçlü duruşumuzu koruyoruz. Bu çerçevede, uluslararası rezervlerimiz 2022 yılında 11,5 milyar dolar artış ile 123 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır." diye konuştu.

Kavcıoğlu, liralaşmayı bozan tüm yapısal unsurları teşhis edip, bu unsurları düzeltmeye gayret ettiklerini dile getirerek, sözleşmelerin Türk lirasıyla yapılması, sermaye akımlarının uluslararası standartlarda doğru yönetilmesi, sermaye piyasalarının derinleşerek cazip getiri sunan Türk lirası varlıkların güçlendirilmesi, döviz piyasalarında şeffaflığın sağlanması, yerel paralarla ticaret yapılması ve döviz piyasalarında dengeli yapının desteklenmesi gibi hususlarda liralaşma stratejisi doğrultusunda daha yoğun bir çalışma içerisinde olacaklarını kaydetti.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR