Dolar $
32.47
%-0.15 -0.04
Euro €
34.7
%-0.8 -0.28
Sterlin £
40.47
%-0.78 -0.32
Çeyrek Altın
3979.97
%-0.31 -12.1
SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 04 Ekim 2021 02:33

MALDİVLER MAVİNİN BİN BİR TONUNDA KAYBOLMAKTIR

Maldivler deyince herkesin hayal ettiği bir diyar vardır mutlaka. Ama sanırım oralara gitmeden Maldivlerin nasıl bir yer olduğunu hayal etmek mümkün değildir. Çünkü gerçekten çok özel

Maldivler mavinin bin bir tonunda kaybolmaktır

Maldivler veya resmi adı ile “Maldiv Cumhuriyeti”  adalardan oluşmuş bir ülke. Hindistan’ın ve Srİ Lanka Adası’nın yaklaşık yedi yüz elli kilometre güneybatısında ve Hint Okyanus’un tam ortasında bulunan bu masal ülke yaklaşık bin iki yüz adacıktan oluşuyor.

Maldivlere direkt uçuş yaklaşık sekiz saat sürüyor ve sabaha karşı bu adalar topluluğuna yaklaştığınızda denizin ortasında nazar boncuğu gibi görünen minik türkuaz rengindeki kıyısı olan adaları uçaktan görmeye başlıyorsunuz.

Maldivler yaklaşık sekiz yüz yetmiş kilometrelik bir aks üzerinde bulunuyor ve yirmi altı atolden meydana geliyor. Mercan adası da diyebiliriz. Ortasında lagün adı verilen bir göl bulunan, kısmen veya tamamen lagünü çevreleyen adacıklara Atol deniyor. Adalar aslında mercanlardan ve mercanların yanında bulunan bir lagünden oluşuyor ve ortalama yüksekliği deniz seviyesinin sadece bir metre üzerinde oluyor. 

maldiv-1

Gitgide eriyor

Bu nedenle denizin dalgaları, çok ünlü kumsalları yaladıkça ve küresel ısınma arttıkça zaten çok küçük olan bu adacıkların yüzölçümü gitgide eriyor. Bu erimeyi olabildiğince önlemek için adaların kumsallarında birçok yerde tesisler kum torbaları bulunduruyor.

Bugünkü hesaplamalara göre Maldiv Adaları önümüzdeki yirmi yıl içinde tamamen denizin altında kalacak yani bu ülke komple yok olacak.

Avustralya hükümeti ise burada yaşayan yerli halka sahip çıkarak böyle bir durumda tüm Maldiv halkını kendi ülkelerine kabul edeceklerini açıkladı.

Daha Başkent de olan Male’nin Havalimanı’na gelir gelmez zaten çok başka bir ülkeye geldiğinizi anlıyorsunuz çünkü havalimanı küçücük bir adanın üzerinde bulunuyor. Uçak adanın bir ucunda inişe başlıyor ve kısa pistin sonu zaten adanın diğer ucu. Denize inmiş gibi oluyorsunuz. İçinizden pilot inşallah frene vaktinde basar da denize düşmeyiz diye düşünüyorsunuz. Bavulunuzu alıp da havalimanın kapısının önüne çıktığınızda ise taksiler sizi beklemiyor. 

Onun yerine masmavi sularda yüzen ve sizi bekleyen minik tekneleri görüyorsunuz. Denizin renginden gözünüzü alamıyorsunuz. Mavinin rengi o kadar güzel ki.

maldiv-5

Köpek balıkları ve vatozlar

Teknemize binip otelimize giderken, irili ufaklı birçok adacığın yanından geçiyoruz. Suyun rengi sürekli renk değiştiriyor ve gökyüzü ile sanki karşılıklı oyun oynuyorlar. Çünkü gökyüzündeki bulutların ve mavisinin sürekli denizin üstündeki yansımasını görüyoruz.

Çok şanslıyız çünkü bizim adamız büyük adalardan biri ve uzunluğu sekiz yüz metre, eni de iki yüz metre civarında. Bazı adalar var ki sadece yüz metre uzunluğunda ve elli metre genişlikte. Bu yüzden broşürlerde ve fotoğraflarda gördüğünüz ahşap evler var.

Adaya varınca upuzun bir iskeleden tesisimize yürürken iskelenin sağında solunda irili ufaklı köpek balıkları ve Vatozlar dikkatimizi çekiyor. Bu denizde nasıl yüzeceğiz diye düşünüyoruz? Merak etmeyin, sorun olmuyor.

Kocaman egzotik ağaçların olduğu büyük bir bahçeden geçerek kendimize ait bungalov evimize varıyoruz. Evimizin önü bembeyaz bir kumsal ve muhteşem turkuaz renginde bir deniz.

maldiv-3

Uçan tilki

Bahçeden geçerken çok acayip bir ses kulağımıza geliyor ve ağaçların arasında çok değişik ve ürkütücü bir karartı üstümüzden geçiyor. Nedir, tahmin edebilir misiniz? Bahsettiğim karartı  “uçan tilki” dedikleri kanat genişliği bir buçuk metre kadar olan devasa yerel bir yarasa.

Gökyüzünde bu hayvanı gördüğümüzde ve çıkardığı acayip çığlık seslerini duyunca çok irkilmiştik ama zamanla alıştık. Hayvan bize o an filmlerde gördüğümüz o çok fantastik yaratıkları hatırlatmıştı.

Bir hafta boyunca her gün adamızı keşfe çıktık diyebilirim. Öncelikle girişteki upuzun iskele ilgimizi çekmişti. Bir insan bir iskelede saatlerce vakit geçirebilir mi? Geçirebilir, çünkü bu iskelenin dibinde nerdeyse her renkten hiç görmediğimiz balıklar ve deniz canlıları vardı.

Kocaman uzun kuyruklu vatozlar, dikenli ıstakozlar, şeffaf yengeçler, zargana sürüleri, hangi birini anlatayım? Bunlar iskelede olanlardı. Bir de iskelenin ucunda adanın duvar kısmında dalan dalgıç ekipler bulunuyordu. Onlar tabii buradaki denizin derinliğinde inanılmaz bir denizaltı dünyasına tanık oluyorlardı. Denizi ve özellikle denizaltını seviyorsanız burası sizin için tarifsiz bir cennet. Bir hafta boyunca adanın her cephesini gezdik çünkü her cephede deniz farklıydı. 

maldiv-4

Muhteşem villalar

Adanın arka tarafında Maldivlere has “watervilla” dedikleri ve suyun üstünde bulunan ve evin içinden direkt denize inilen muhteşem villaları deneyimlemiştik. Eğer imkanınız varsa mutlaka bir “watervilla”da kalmanızı tavsiye ederim. 

Ada’nın arka kısmında kalan ayrıca lagünü gezmiştik ve okyanus dalgaların mercan kayalıkların kıyısında nasıl kırıldığını izlemiştik. 

Maldiv Adaları’nda günübirlik turlara katılmanızda mümkün. Fakat oldukça pahalı. Çünkü denizin içinde yetişenlerin haricinde yenebilecek her şey ithal ediliyor. Teknelerin mazotu ve bu ürünlerde üstelikte çok uzaklardan geliyor.

Günübirlik yerel teknelerle yapılan turlarla yerel halkın yaşadığı adalardan birine keşfe gidebilirsiniz veya ağırlıkları doksan ile yüz elli kilo gelen dev kılıç balıkların avlandığı etkinliğe katılabilirsiniz. 

Dilerseniz burada sıkça kullanılan deniz uçaklarına binerek daha uzakta olan diğer atollere de gidebilirsiniz. Ama her ne yapıyorsanız daima maviliklerin içinde kaybolacaksınız ve o mavi rengin binbir tonuna, güzelliklerine doyamayacaksınız. Gerçekten olağanüstü.

maldiv-2

Gece balık avı turu

Bizler örneğin bir gece balık avlama turuna katılmıştık. O da çok heyecan vericiydi çünkü deniz gün batımında ve karanlıkta da çok enteresan oluyor. Uçan balıklar ve denizin içinde çok büyük ve çok hızlı yüzen balıkların gölgesini görebiliyorsunuz. Turumuzda gece boyunca yakaladığımız balıkları otelimizin restoranına teslim edip kendimize akşam yemeği olarak hazırlatmıştık. İnsanın kendi avladıklarını yemek çok zevkli. Burada adet böyleymiş.

Zaten Maldivlerde balık yiyorsanız size o balığı nerdeyse bedava verecekler, balığın yanında örneğin salata veya patates gibi çeşitler isterseniz bir servet ödüyorsunuz. Meyve, sebze adalarda bulunmuyor ve genelde ithal ediliyor.

Bu yazımı yazarken Maldivlerin tüm o güzellikleri gözümüm önünde tekrar canlandı. Adaların yakında denizin altında kalması ne ürkütücü ve üzücü, değil mi? 

Biz seyahatimiz boyunca bazı batık adaları görmüştük.

Burası adeta dünyadan tamamen kopmuş, masmavi masalımsı bir su diyarı. Evinize döndüğünüzde bir hayalden geri döndüğünüzü hissedersiniz, o kadar uzak ve etkileyicidir burası.

İsterim ki gitmek isteyen herkes bu yirmi yıl geçmeden ve dünya değişmeden doğanın en eşsiz köşelerinden, bulutların ve dalgaların arasında kalmış bu çok ender, harikulade takım adalarını görme ve yaşama şansını yakalasın. Keşke ben de tekrar gidebilsem ve o çok sevdiğim maviliklerde tekrar kaybolabilsem.