Dolar $
32.54
%0.08 0.02
Euro €
34.96
%-0.22 -0.07
Sterlin £
40.75
%-0.27 -0.11
Çeyrek Altın
3983.45
%-0.22 -8.66
SON DAKİKA
DÜNYA Çarşamba 05 Haziran 2019 02:02

LİBYA'NIN PROBLEMİ FRANSA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM tarafından atanan resmi Libya hükümetine tam destek vererek BAE, Mısır, Suudi Arabistan ve Fransa'nın önünü kesti. Türkiye bölgede etkili hale geldi. Bu nedenle Türkler ve Araplar arasında problemler oluşturarak Türkiye-Suriye sınırında Arap güçlerine yer vermek istiyorlar.

Libya'nın problemi Fransa
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM tarafından atanan resmi Libya hükümetine tam destek vererek BAE, Mısır, Su

Merve Seren

Kaddafi’nin ölümünden sonra sizin isminiz de Libya başbakan adayı oldu. Hayal kırıklığına uğradınız mı ya da pes ettiniz mi? Ya da başbakan olmak gibi bir isteğiniz yok muydu?

Hayır. Geçmişe baktığımda, ülkeme hizmet etme niyetindeydim. Ülkem için gerçekten bir şey yapmak istedim. Kardeşim Kaddafi savaşırken öldü. Gerçekten yardım etmek istedim. Bu naif olmak değil. Ama ben bir bilgisayar mühendisiyim. Hayatımı Kanada’da ve Amerika’da telekomünikasyon şirketlerinde çalışarak geçirdim. Ben bir politika insanı değilim. Politika çok kirli bir alan. Bu yüzden politikada kirli numaralarla yüzleşmeye, baskıya ve lobicilerle çalışmaya hazır değildim. Bu tür numaraları bilmiyorum. Ve bu şekilde baskı altındaydım.

Belki insanlara yakın olmak yeterince iyi olabilir diye düşünüyordum. Ama öyle değil. Evet, insanlar beni seviyor. Ancak güce ulaşmak için lobicilerle çalışmak zorundasınız. O zamanlar bunu gerçekten yapmayı bilmiyordum. Şimdi, politikanın nasıl işlediğini biliyorum. Nasıl kirli olduğunu biliyorum ve gerçekten ne kadar kötü olduğunu biliyorum. Libya’da yüksek pozisyonlarda olmaya ilgili miyim, gerçekten bilmiyorum. Çünkü sizi temiz bırakmıyorlar. Çok kötü. Türkiye’de ya da batıda olduğu gibi değil. Sizin kendinizi korumak için belirli bir yolunuz var.

Arap ülkelerinde bu çok kötü. Sizi gerçekten kötü durumlar içerisinde bırakıyorlar. Sizin kollarınızı bağlayabilirler ve sizi yapmak istedikleri şeylere zorlayabilirler. Arap ülkelerinde siz sadece ülkeyi kontrol eden lobiciler için bir yüzsünüz. Medyaya çıkarmak için insanların gözünde temiz bir adama ihtiyaçları var. Bu Libya’da politikanın gerçeği. Bu Mısır’da, Tunus’ta, Cezayir’de politikanın gerçeği. Bölge düzgün bir şekilde yönetebilecek kadar olgunlaşmış değil.

Düzgün bir insan asla Libya’da ya da diğer Arap ülkelerinde bu pozisyonlara ulaşamaz. Bir örnek verelim. Aynı isimler 30-40-50 yıldır ülkeleri yönetiyorlar. Bu çember içine girebilir misiniz? Hayır, giremezsiniz. Çünkü bu insanların paraları, kaynakları, gücü, onlar için çalışacak lobicileri var. Gerçek bu. Maalesef, dışardakiler bunu göremiyorlar. Libya’da kaçırıldım ve ülkeyi terk etmeye zorlandım. Üzerimde lobicilerle çalışmak için çok fazla baskı vardı. Onlarla çalışmayı reddettim. Onların ne kadar kirli olduğunu size açıklayamıyorum bile.

Macron döneminde Fransa’nın Libya politikasının değiştiğini düşünüyor musunuz? Ya da daha kötü bir hale mi geldi?

Hayır, değişmedi. 4 Fransız memuru Libya’nın doğusunda öldürüldü. Onlar sahada aktifler. Haftar’a yardım ediyorlar, askeri kontrol odaları var ve silahsız araçlar işletiyorlar. Nereye saldırılacağı, nasıl saldırılacağı hakkında talimatlar veriyorlar ve bu tür askeri planlar yapıyorlar. Birleşik Arap Emirlikleri finans desteği sağlıyor ve orduya karışmış durumda. Mısır silah gönderiyor. Suudi Arabistan da finansal destek sağlıyor. Biliyorsunuz ki Libya’da resmi bir ordu yok. Haftar bir ordusu varmış gibi davranıyor. Sadece bağışları topluyorlar ve para kazandıkları için oldukça itaatkârlar.

Durumlar değiştiğinde Katar karşı önlemler almıyor mu? Dahil olmak istemiyor mu?

Katar 2011’in sonuna kadar merkez noktaydı. 2012’nin ilk çeyreğinde Kaddafi öldürüldüğünde BM ve NATO, Libya’nın dönüşümüne yardım etmek için Katar’ı merkez noktası olmaktan çıkardı ve BAE’yi merkez noktası yaptı.

merve-3

Batı ülkeleri Katar’ın Libya’nın politikasında önemli bir rol almasını engelledi mi?

Ben engellemek demezdim. Sadece gerçekleri söylüyorum ve siz istediğiniz şekilde analiz edebilirsiniz. Devrim boyunca merkez noktası Katar’dı. 2012’in ilk yarısında Katar çıkarıldı ve BAE merkez noktası yapıldı. Katar engellendi mi, çıkarıldı mı bunlar hakkında yorum yapabilirsiniz. Ancak bunlar sadece yorumlar olur.

Körfez ülkeleri dışında, Müslüman bir ülke olarak, Türkiye’nin Libya’da alacağı bir rol var mı? Libya’da Türkiye’ye karşı herhangi bir eleştiri var mı?

Kesinlikle. Bizzat özgürlük savaşçılarının bir parçası olarak, Türkiye’nin daha fazla dahil olmasını isterdim. Çünkü gerçekten yalnız bırakıldık. Haftar ve devrim karşıtı güçler her yerden destek alırken, Libya’yı temsil eden ve Kaddafi’yle savaşmış Özgürlük Savaşçıları yalnızdı. Katar dengeden çıkarılmıştı ve BAE, Libya’da ana aktör haline gelmişti. Ama bizim bu devrim karşıtı güçlerle savaşacak bir dış desteğimiz yoktu. Bu yüzden Türkiye’nin daha fazla rol almasını isterdik. Ama aynı zamanda Türkiye’nin baskı altında olduğunu da biliyorduk. Özellikle Suriye durumundan. Ama şunu eklemek istiyorum.

Suriye’de de Katar merkez noktası olarak görevlendirilmişti. Ancak 3 ay sonra çıkarıldı ve Suudi Arabistan görevlendirildi. Sadece size bölgedeki uluslararası dinamikleri açıklamak istedim. Uluslararası ülkeler bölgesel vekiller istediler. Bölgede finansal olarak dâhil olmaları için, yükün büyük bir kısmını paylaşmaları için. Neden? Çünkü onlar sadece sistemi desteklemek ve yardım etmek için yukarıdan talimatları veriyorlar. Türkiye’ye dönersek, üç hafta önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan, BM tarafından atanan resmi Libya hükümetine tam destek vereceğini beyan etti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın ve Fransa’nın önünü kesti. Libya resmi hükümetinin Başbakanı Sayın Sarvac resmi olarak tanındı. Ama Haftar gibi dışarıdan, Fransa’dan yardım alan savaş ağalarının ve suçlularının önünde desteksiz bırakıldı. Şükür ki Sayın Erdoğan çıktı ve Libya’nın bir Suriye olmasına asla izin vermeyeceğini beyan etti. Uluslararası platformda tanınan ve BM tarafından oluşturulan resmi Libya hükümetini destekledi. Sayın Erdoğan düzgün ve onurlu bir şekilde çalışıyor. Uluslararası hukuka saygı duyuyor.  Fransa gerçekten Libya’yı uluslararası hukuka ve normlara karşı getirecek bir ülke. Ama bir süper güç, her zaman her şeyi harcayamaz değil mi?

Libya’nın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce kriz bir on yıl daha devam edecek mi? Eğer bir başkan olarak Libya’yı yönetseydiniz, onu iyi hale getirmek için ilk adımınız ne olurdu?

Libya’nın güvenlik ve askeri yönü.  Çünkü biliyorsunuz ki Afganistan gibi, hala ulusal ordularını inşa edemiyorlar. Ulus devleti inşa etme sürecinde başarısız oldular.  Libya, Afganistan’dan tamamen farklı. Sadece Afganistan değil, Suriye, Yemen…

Biliyorsunuz ki güvenlik mekanizması başarısız. Güvenlik ulus devleti inşası sürecinde baş konu.   Söylemek istediğim, tüm bu ülkeler kabilesel bir etkiyle içlerinde ciddi olarak bölünmüş durumdalar. Dini farklılıklardan dolayı, evet. Ama Libya böyle değil, Libya’nın hepsi Sünni, Maliki. Kabilesel bir etki ve silahlanma çok yok. Ağır şekilde silahlanmış Yemen gibi değil.

Askeri ve güvenlik organlarını oluşturmak çok daha kolay.  Evet, çok daha kolay. Özgürlük Savaşçıları inşa edilmiş en iyi ordu. Bunu kolayca yapabiliriz. Bu yüzden uluslararası toplumun yardımına ihtiyacımız var. Onların Libya’nın iç aktörleriyle uğraşmaktan geri adım atmalarına ihtiyacımız var. Düzgün bir plan yapmalarına ihtiyacımız var. Onların desteği olmadan ileri gidemeyiz. Eğer Fransa, Libya’ya müdahale etmeye ve milisleri desteklemeye devam ederse, Libya’da savaş devam eder. Libya’nın problemi dış aktörler ve özellikle Fransa. Eğer Fransa geri adım atarsa, eğer BM, Mısır’ın, BAE’nin, Suudi Arabistan’ın Libya’yla uğraşmasını durdurursa, Libya 2 ayda tamamen farklı bir ülke olacak.

merve-2

Tamam, ilk adım olarak askeri ve güvenlik sektöründe reformlardan bahsettiniz. Peki eğer üç adımda özetleyebilseydiniz, ikinci adımınız ve üçüncü adımınız ne olurdu?

Kur’an’da diyor ki, güvenlik sağla ve yiyecek teminat et. Bunlar insanların aradığı esas şeyler. Eğer güvenliği sağlayabilirseniz, Libya’nın ekonomik yönünde çalışabilirsiniz. Libya çok zengin bir ülke. Çok fazla kaynak var. Birçok büyük uluslararası şirket Libya’ya gelmeye ve çalışmaya ilgi duyuyor. Güvenliği sağladıktan sonra, tüm gücümü ekonomi, sağlık ve eğitimde kullanırdım.

Güvenlikten sonra, eğitim başlıca önceliğe sahip. Çünkü Kaddafi’nin Libya’da 42 yıldır darmadağın ettiği zihniyeti ve kültürü değiştirmemiz gerek. Bunu çok iyi bir eğitim sisteminiz olmadan, gelecek beyinleri eğitmeden yapamazsınız. Libya’da liderler olmadan devam edemeyiz. Resmi liderleri dışarıdan getiremeyiz. Libya’da sistem çok yozlaşmış. Bunu ancak temel oluşturarak yapabilirsiniz. Sadece büyük ve etkili insanların peşinden gidemezsiniz. Temelden başlarsınız, rüşveti ve yolsuzluğu engellemek için genç nesilleri iyi vatandaşlar olarak eğitirsiniz. Bu uzun süre alacak. Güvenlik, ekonomik yatırımlar ve yardımlar, sağlık ve eğitim. Bunlar öncelikler.

Al Jazeera’da ABD’nin Orta Doğu’da daha fazla güç konuşlandırdığından bahseden bir haber vardı. ABD ve İran arasındaki gerginlikleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bölgedeki etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir mübalağa söz konusu mu? Tarafların sıcak çatışmaya girme niyeti yok mu ya da sadece birbirlerini masaya oturtmak için mi baskı yapıyorlar? Tekrar beraber masaya oturacaklarını düşünüyor musunuz?

Sadece ABD ve İran arasındaki ilişkiye odaklanın. Benim için orada olan şey yeni bir Orta Doğu vizyonunun parçası. İsrail’den başlıyor.  Evet. Hepsi kutsal alanlarla, İsrail genişlemesiyle ve Filistin için yeni yerleşkelerle alakalı. Çevredeki şeyleri değiştirmek için gerginlik oluşturmaya devam ediyorlar.

Ve ABD-İran arasında yüz yüze bir yarış olmayacak. Ama şimdi olan şey, en stabil ülkelere sahip olan ve zengin olan Körfez bölgesinde kriz oluşturmaktı. 2017’de aniden gerçekleşen Körfez krizine ve Katar’ın izolasyonuna kadar Körfez bölgesinin sıkıntıda olacağını hiç düşünmezdiniz. Tüm olanlar yeni Orta Doğu vizyonunu beslemek ve kutsal alanları dağıtmak için, böylece Arap ülkelerinin tek ses olmasını önlemek ve Türkiye’yi de izole etmek için. Çünkü son birkaç yılda Türkiye bölgede etkili hale geldi.

Arap ve Türkler arasında düşmanlık oluşturmak, özellikle Arap NATO’su oluşturarak Türkiye-Suriye sınırlarında Arap güçlerine yer vermek istiyorlar. Türkiye-ABD, Kürt çatışması yerine Türkiye-Arap çatışması olacak ve bu düşmanlık Arap ve Türkler arasında genişleyecek. Kirli bloğu görebiliyorsunuz. Maalesef ki biz bu tuzağa düşüyoruz. Suudi Arabistan, BAE bu yeni vizyonda bölgede yeni aktörler. Özellikle BAE.  

Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan ilişkilerinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Gelecekte tekrar iyi anlaşacaklar mı?

Hayır.

2017’nin bir dönüm noktası olduğunu düşünüyor musunuz?

Hayır. Eğer Katarlı arkadaşlarıma sorarsanız, krizin birinci gününden beri benim duruşum bu. Onlara ilk günden beri açıkça söyledim. Bu, yeni Orta Doğu vizyonunun bir parçası. Katar ve Türkiye bu bölgede iyi dilekleri olan ülkeler olarak, diktatör rejimlerden kurtulmak ve özgürleşmek isteyen insanların en büyük yardımcılarıydı. Ve Katar’ı insanları desteklemekten uzaklaştırmak istediler.

Al Jazeera’yı sahada ve farklı Arap bölgelerinde ne olduğunu göstermekten alıkoymak istediler. Türkiye’yi izole etmek ve itmek istediler. Çünkü, Türkiye tüm bu devrimleri ve kirli planları bastırabilecek, yardım edebilecek bölgesel bir güç. Türkiye bu planları geciktirmede en büyük aktör. BAE, Suudi Arabistan ve bir ölçüde Mısır bu planın uygulanmasında İsrail’e yardım ediyorlar.

Halihazırda Singapur’da savunma zirvesindeyiz. Asya’nın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Diğer bölgelerle karşılaştırdığınızda Asya’nın çok daha fazla işbirlikçi örneğin ASEAN olduğunu düşünüyor musunuz? Katar’dan baktığınızda Asya bölgesini ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Asya özellikle ekonomik taraftan dünyada yükselen bir birleşim yeri. Dünyada sıcak bölge haline geliyor. Fransa, ABD, Birleşik Krallık bölgeye doğru güçlü bir şekilde harekete geçti. Çin dünyada birinci ekonomik güç oluyor. ABD 2. Sırada ve bunu kabul etmiyor, izin vermiyorlar. Bu yüzden, gerginlikler Asya ile devam edecek. Ancak, Asya ülkeleri çok güçlü ve olgunlar. Ayrıca savaş taktileri değişiyor. Artık siber saldırılar ve teknolojik üstünlükler gelecekteki savaşlar olacak. Çin’in teknolojik savaşta çok güçlü bir hale geldiğini göz önünde bulundurursak, ABD bunu engellemek isteyecektir. Huawei ile olanları ve birçok yüksek teknoloji Çin şirketleriyle olanları, yeni düzenlemeler getirdiklerini görüyoruz. Bu çabalara Avrupa’yı da dâhil etmek istiyor. Ne var ki, birleşme henüz başladı. Çin’in “Tek Kuşak Tek Yol” vizyonu başarılı gidiyor. ABD ne kadar engellemeye çalışsa da, Türkiye gibi ülkeler buna dâhil oluyor.

Çok teşekkürler.

Rica ederim.


ABONE OL