İşten çıkarılmış lezzet profesyonelleri, doğal olarak çektikleri sıkıntıyı ve borçlarını giderecek rakamların, peşinde koşmaya başladılar.

Ancak; Üzücü olan ve insan onuruna yakışmayan, bir husus daha var.

O da: Kendileriyle aynı sıkıntıyı paylaşan, hatta daha ağır olarak yaşayan işverenlerinin, kısıtlı çalışma şartlarında dahi, işten çıkarmadıkları, borç alarak maaşlarını ödedikleri, bazı profesyonellerin de, doğan bu talep furyasından yararlanmak için, yıllarca çalıştığı, ekmeğini yediği patronlarına, tabiri caizse "Nankörlük ederek" yeni teklifleri değerlendirmenin, peşine düşmelidir. Ben şahsen, sektörel yayıncılıkta ve sivil toplum kuruluşlarında;

Yıllarını, bu sektöre ve bu alanda hizmet veren insanlara destek veren bir kişi olarak,  bu tarz davranışları hiç hoş karşılamıyor, bu şekilde "Sadakatin ve liyakatin" harcanmaması gerektiğine inanıyorum.

Zaten, birçok mekan açılmamak üzere kapandı. Bazıları yeni sahiplerini bile buldu. 

Bu alanda hizmet veren yerlerin birçoğu hala boş, mal sahipleri mağdur, kira fiyatları ciddi olarak düştü. Esasında, gerçek rakamlarına döndü. 

Gastronomi eğitimi alan gençlerin bırakın işe girecekleri, staj yapacakları yer bulma sıkıntıları var.

Kendine güvenen, diploması sağlam, ekip kurma ve yönetme kabiliyeti olan, yeni yetişen lezzet profesyonellerine, kesinlikle kredi desteği sağlanmalı ve gastronomide yeni istihdam alanları açılmalıdır. Kiracı sıkıntısı çeken mal sahiplerine, EDT'de müşteri sıkıntısı çeken tedarikçi esnafına, mimari tasarımlara, endüstriyel mutfak ve ekipman üreticilerine de yeni kaynaklar yaratılmalıdır.

Özellikle İstanbul için mesele: Yüksek riskli bölgeden çıkma ve yeniden geri dönmemektedir.

Ricam; Gastronomi sektör profesyonellerine ve lezzetsever halkımızadır.