KÜRESEL EKONOMİ RESESYONA KOŞUYOR
Ekonomist Prof. Dr. Mahfi Eğilmez, dünyanın 2023 yılında resesyona gireceğini, küresel anlamda ekonomilerde bir daralmanın olacağını söyledi. Eğilmez, "Enflasyonun hızlandığı, tedarik zincirlerinin kırıldığı, arzda sıkıntıların oluştuğu ve faiz artışlarının başladığı ortamda resesyon kaçınılmaz" dedi.

Ekonomist ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahfi Eğilmez, “Küresel bazda enflasyonların hızlandığı, tedarik zincirlerinin kırıldığı, arzda sıkıntıların oluştuğu ve faiz artışlarının başladığı ortamda resesyon kaçınılmaz” dedi. Gelecekte bölgesel rezerv paraların ortaya çıkacağını, doların uzun vadede egemenliğini sürdüremeyeceğini belirten Prof. Dr. Eğilmez, “Asya’da Uzakdoğu’da Çin Yuan’ı giderek dual para sistemine gelecek” dedi.
Ünlü ekonomistler Dr. Mahfi Eğilmez ve Prof. Dr. Işın Çelebi, Altınbaş Üniversitesi’nin düzenlediği bu ayki “Ekonomi Söyleşileri” programında bir araya geldi.
Ünlü ekonomistler, Rusya – Ukrayna Savaşı’nın etkileriyle değişen dünya düzeninde dolarda tahtın sallandığını ancak yıkılmasının kolay olmayacağını dile getirdiler. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in doğalgazı ruble ile satma kararının savaşın başından itibaren değer kaybeden Ruble’ye eski değerini kazandırdığı tespitini yaptılar.
Yeni rezerv paralar gelecek
Ekonomist ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahfi Eğilmez, dünyadaki gelişmelerin doların tahtını sarsacak nitelikte olduğunu söyledi. Bunlardan birincisinin, ABD’ye karşı ciddi tepkiler olması ve ikincisinin Çin’in çok büyük güç olarak gelmesi, değerlendirmesinde bulundu.
“Japonya, dünya ikincisi konumundayken ABD’ye yetişemedi ancak Çin yetişti. Şu anda Yuan ister istemez ABD’ye rağmen CDR sepetine girerek rezerv para haline geldi” diyen Mahfi Eğilmez, dünya ticaretinin 1 numaralı ülkesinin bugün Çin olması nedeniyle ağırlığın o tarafa doğru kaydığına dikkat çekti. Ayrıca hacimleri 2 trilyon dolar civarında olan kripto paraların da doların gücünü sarstığını belirtti.
Prof. Dr. Eğilmez, diğer yandan Rusya’nın SWIFT sisteminden dışlanmasına karşılık doğalgazını Ruble’yle satacağını açıklamasıyla rubleye bir talep oluşturulması olduğunu dile getirdi. Mahfi Eğilmez, “Öyle tahmin ediyorum ki, dünyanın geleceğinde uzun vadede dolar egemenliğini sürdüremeyecek, bölgesel rezerv paralar oluşacak. Asya'da, Uzakdoğu'da Çin Yuan’ı giderek dual para sistemine gelecek” dedi.
2023’te dünya daralacak
Dr. Mahfi Eğilmez, dünyanın 2023 yılına doğru resesyonla karşı karşıya kalacağını öngörerek, “Enflasyonun bu kadar hızlandığı, tedarik zincirlerinin kırıldığı, arz yönünde sıkıntıların olduğu böyle bir ortamda artık para basarak bu işin devam edemeyeceği çok açık. FED, faiz artırmaya başladı. İngiltere ve Kanada da öyle. Mecburen Avrupa da faiz arttıracak” dedi. Mahfi Eğilmez, 2023 yılında gelişmiş ülkeler yavaş yavaş parasal sıkılaştırmaya ve resesyona gideceğini ve bütün bunların sonucunda büyümelerin yavaş yavaş kaybedileceğini belirtti.
Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin, Avrupa Birliği ile müzakerelere başlayabilmek için yapısal reformları hemen açıklaması gerektiğini dile getirdi. Eğilmez, “Bir hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, Merkez Bankası bağımsızlığı ve TÜİK bağımsızlığı gibi konular o kadar önemli ki. Eğitimde yeniden Tevhidi Tedrisat’a dönüş önemli. Düzelme ancak Atatürk devrimlerine yüzde 80 dönüşle mümkün olabilir. Ekonomi ile ilgili yapacağımız şeyler çok sonra. Biz bunları yaparsak riskimiz iner” ifadelerini kullandı.
Türkiye barter yapmalı
Eski Devlet Bakanı ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi de 10 sene daha doların rezerv para olabileceğini söyledi. Ancak 2030 yılında Çin’in dünyanın 1 numaralı ekonomik ve siyasal gücü olacağı öngörüsünü paylaşarak o zaman Çin Yuanı’nın daha etkili olacağını dile getirdi.
Işın Çelebi ayrıca Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya ile Barter anlaşmaları yaparak, Ruble, Türk Lirası ve Ukrayna parasının bütün ürünleri karşılıklı olarak temin edebilir hale gelmesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Çelebi, “Ukrayna halkı da Rus halkı da açlık çekmemeli. Bu barışın gelmesini hızlandırabilir ve Türkiye’nin etkinliği açısından da önemli” diye konuştu.
Prof. Dr. Işın Çelebi, bölgesel savaşları gelişen silah endüstrisinin teşvik ettiğini, artan petrol fiyatları nedeniyle de Rusya için avantajlı bir durum oluştuğunu, Rusya’nın bu durumun kısa dönemde bitmesini istemeyeceğini söyledi.
Prof. Dr. Çelebi, “Bunu o kadar somut görüyoruz ki. Ukrayna-Rusya savaşında barışı sağlamak için petrol ve silah satışını sıfırlamak gerekiyor. Birleşmiş Milletler eğer Birleşmiş Milletler ise ve bir iş yapacaksa silahı endüstrisine dur diyebilmeli. OPEC, eskiden olduğu gibi petrol satımını kısıtlamalı, herkese ihtiyacı kadar petrol vermeli” önerilerinde bulundu.
Enerji ve gıda büyük sorun
Yaptıkları bir araştırmaya göre dünyada iki temel ögenin ön plana çıktığına değinen Prof. Dr. Işın Çelebi, birincisinin gıda arz güvenliği ikincisinin ise enerji arz güvenliği olduğuna dikkat çekti. Işın Çelebi, “Petrol, doğal gaz ve kömür, uzun yıllardır vazgeçilmeye çalışılan yakıtlar. Alternatif enerji kaynakları bulunacağı söylendi, maalesef bulunamadı” dedi.
1972-73’te birinci petrol krizi başladığında petrol varilin 2,5 dolar olduğunu, kriz bittiğinde 1974 yılında 11 dolara yükseldiğini hatırlatan Işın Çelebi, “Bugün petrolün varili 110 dolarla 120 dolar arasında dalgalanıyor yani petrol krizinin başladığı yıllara göre yaklaşık 10 kat artmış vaziyette. Petrol fiyatı ve tüketimi yükseliyor. Bu yüzden de enerji arz güvenliği çok önemli bir konumda devam ediyor. Petrol üretmeyen ülkelere ciddi biçimde yük geliyor. Bu Türkiye’de yaşadığımız sorunlardan biri. İkincisi de gıda arzı güvenliği problemi. Dünyanın temel meselesi haline geldi. Artık paranız olsa bile buğday, arpa ya da mısır alamıyorsunuz. Mısır alamayınca yem yapamıyorsunuz hayvancılığınız ölüyor” şeklinde konuştu.
Dış kaynaklar geliştirilmeli
Prof. Dr. Işın Çelebi böyle kaotik ortamda Türkiye’nin ne yapması gerektiği konularına da değindi. Türkiye’nin ihracatını ve döviz kazandırıcı hizmetlerini geliştirmesi gerektiğini belirten Işın Çelebi, “Türkiye bir yandan turizmi geliştirmeli, beyin göçünü kendine yönlendirmeli ve Türk müteahhitlik hizmetleri dahil ihracat gelirlerini arttırmalı. Bu alanlara yatırım yaparsa ciddi bir sinerji oluşturabilir” dedi.
Prof. Dr. Işın Çelebi ekonominin, bütünlüğü olan istikrarlı bir yapı olduğuna dikkat çekerek, “Her iki - üç ayda bir uygulama metodolojisi değiştirilmemeli. Bütün sistemler bir bütünlük arz etmeli, pilotlar o sistematiğe göre uygulama yapıyor ve uçağı uçuruyorlar. Eğer sistem bütünlüğü olmasa uçak uçamaz. Her şeyden önce bir istikrar sağlamamız gerekiyor” dedi.
Işın Çelebi, Türkiye’nin bu süreci tersine çevirebilmesi için herkesin özgürce konuştuğu bir ortamda, Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunda yürümesinin önemine değinerek, Avrupa Birliği, NATO ve Amerika’nın, Türkiye’nin ciddi fonksiyonu olduğunu görerek tam üyelik yolunda Türkiye’ye bir kapı açmaları gerektiğine vurgu yaptı.