SON DAKİKA
Turizm Pazar 08 Eylül 2024 02:49

HOİ AN'IN IŞIKLI KAĞIT FENERLERİ

Çok uzun seneler boyu Asya kıtasına iş gezilerim için gittim. Seyahatlerimde fırsat buldukça yörenin insanlarını, kültürlerini, tarihlerini ve mutfaklarını öğrenmeye gayret ettim. Bu edindiğim bilgiler profesyonel hayatımda da bana önemli bir temel sağladı. Bu nedenle Asya kıtasındaki bazı lokasyonları kendi evim gibi hisseder ve çok severim.

Hoi An'ın ışıklı kağıt fenerleri

Deniz DİKMEN

Bu hafta sizi muhteşem bir ülke olan Vietnam’ın Hoi An kentine götürmek istiyorum. Eski adı Faifoo olan bu küçük tarihi kasabada yaklaşık 120 bin kişi yaşıyor. Burası Vietnam’ın tam orta kısımlarındaki onbeşinci yüzyıl ile ondokuzuncu yüzyıl arasında sıkışmış çok hareketli bir ticari liman kenti.

Hoi An kentini Vietnam’ın tamamını gezdiğimiz bir seyahat esnasında tanıma fırsatı bulmuştum. Saigon veya bugünkü adı Ho Chi Minh kentinden yola çıkarak Vietnam’da güneyden kuzeye doğru tırmanarak, geze geze yolumuzun üstünde önemli doğal ve tarihi mekanları ziyaret ediyorduk.

Da Nang’dan hareket ederek yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Hoi An kentine gidiyoruz. Hoi An kentin özelliği asırlarca hem Vietnam hem Çin hem de Japon kültüründen etkilenmiş olması ve onbeşinci yüzyıldan bu yana kentin eski dokusunun korunmuş olması.

vietnam-2

Bu şehre geldiğinizde kendinizi gerçekten bir zaman tünelinden geçmiş gibi hissediyorsunuz.

Kent sarı iki katlı tarihi evleriyle ve kiremit çatılarıyla o kadar şirin ve güzel ki. Bu tarihi yerleşimin Thu Bon Nehiri’nin kıyısında olması da lokasyona çok ayrı bir görsellik katıyor.

Tarihi kent merkezi aşağı yukarı üçyüz hektarlık bir alanı kapsıyor. Burası 400 yıl boyunca Güney Asya, Doğu Asya ve bilimum dünya ülkeleri ile yoğun bir ticari faaliyet içerisindeydi. Ondokuzuncu yüzyıldan sonra ise burası önemini yitirip unutulmaya başlandı fakat eski tarihi yapısını çok iyi korudu.

vietnam-3

Eski kent merkezi

Aracımızdan inip nehirin üstündeki köprüden karşıya geçip Hoi An’ın eski kent merkezine gidiyoruz. Hoi An’da günümüzde yaklaşık 1100 tarihi yapı bulunuyor. Tarihi yaşatan yapılar arasında, eski ticari hanları, konutlar, aile kült evleri, dükkanları, pagoda gibi dini yapıları kapsıyor. Aynı zamanda burada bir açık pazar ve eski bir iskele de güzelliğe katkıda bulunuyor.

Kentin o güzel eski sokaklarında yürürken buradaki en önemli tarihi yapılardan bir tanesi olan Japon Köprüsü’ne geliyoruz. 17’nci yüzyılda Japon tüccarlar tarafından yaptırılan ahşap köprü başlı başına inanılmaz etkileyici bir kültürel sanatsal yapı.

Hoi An’ın bu ikonik yapısı tarihe tanıklık ediyor adeta ve sanki yüzyıllarca burada yapılan uluslararası ticaretin ve kültür alışverişin sembolu olarak dimdik ayakta duruyor.

Köprü sadece bir köprü değil aynı zaman bir pagoda vazifesi de görüyor ve Cau Pagodası olarak ta anılıyor. Pagoda dünya yeryüzünde sellere ve depremlere sebep olan Namazu adındaki canavar tipindeki mitolojik figüre adanmış. Yerel inanışa göre Namazu’nun baş kısmı Hindistan, gövdesi Vietnam ve kuyruk kısmı ise Japonya’ya denk gelir fakat yapılan bu köprü sayesinde canavarın gövdesinin Hoi An’da kıstırıldığına ve hareket edemez hale geldiğine inanılır. Bu sayede çevredeki ülkelerin ve insanların rahata ve refaha erdiğine inançları vardır. Köprünün bir tarafı Tran Phu Caddesi’ne açılır. Burası Çin mahallesidir. Diğer kapısı ise Nguyen Thi Minh Khai caddesine bağlanır ki burası da Japon mahallesidir. 18 metre uzunluğu olan köprü hem Çin, hem Vietnam, hem de Japon mimari öğeler taşır. Kapının birinde köpek diğerinde ise maymun heykeli bulunur. Her ikiside koruyucu mitolojik figürlerdir. Ayrıca rivayete göre köprünün yapımı Çin takvimine göre maymun yılında başlayıp köpek yılında da tamamlandığı söylenir. Köprüdeki ve pagodadaki detayları inceleyerek bu muazzam yapıdan nehirin diğer yakasına geçiyoruz.

Önümüzdeki sokaklarda sıra sıra o tarihi dükkanlar bulunuyor. Hepsi de o kadar güzel ve değerli değişik eşyalarladolu ki. Genelde dükkanın ön kapısından girip ticaretinizi yaparmışsınız. Dükkanın arka tarafı ise nehire bakarmış ve nehir tarafından mallarınız yüklenir ve limandan ilgili destinasyonu için yola çıkarmış. Kentin lojistiğini güzel sağlamışlar.

vietnam-7

Dışarısı sıcak içerisi serin

Yolumuzun üstünde karşımıza çıkan büyük bir ticari hanın içine girip geziyoruz. Olabildiğince bu binaların ambiyansını korumaya çalışmışlar. Taş yerlerin üstünde yerel halılar, duvarlarda yerel motifli tablolar, el yapımı kültürel eşyalar var. İçerisi hafif loş ve sanki eskinin kokusu var havada. Geçmişte buranın nasıl bir yer olduğunu kolaylıkla hayal edebiliyorsunuz. Sanki yüzyıllar boyu burası hiç değişmemiş gibi. Bize soluklanmamız için ufak tefek içecekler ikram ediyorlar.

Dışarıda hava sıcak ve içerisinin biraz daha serin olması hoşumuza gidiyor. Zaten çevredeki detayları incelemekten kendimizi alamıyoruz. Görülecek ve keşfedilecek o kadar çok şey var ki. Bir müddet sonra bu handan çıkıp Hoi An sokaklarını gezmeye devam ediyoruz. Eğer alışverişi seviyorsanız burada hatıra veya hediyelik eşya olarak alınacak çok şey var. Bir yandan yerel hasır şapkalar, Tshirtler, yerel kıyafetler, yerel seramikler, el yapımı sanat eserleri, eskiciden alabileceğiniz dekoratif eşyalar, yerel kağıt fenerler ve daha neler neler.

Her yer rengarenk. Fiyatların ucuz olması da cabası. İş öyle olunca alışverişiniz çok ta bereketli oluyor.

Karşımıza çıkan manzaralar da çok değişik. Bir yanda yerel usul ile meyve taşıyan Vietnamlı hanımlar, kafalarında konik hasır şapkaları ile bize ürünlerini satmaya çalışıyorlar. Mangosteen, Rambutan, Lychee, Jackfruit, Passionfruit, Starfruit, Longan, Pomelo, Dragonfruit, Mango, Guava, Durian gibi bizde hemen hemen hiç olmayan yerel meyveler satıyorlar. Hepsi de çok lezziz. Biz de bu fırsatı kaçırmayıp bir miktar meyvelerden tadımlık alıyoruz. Vietnamlı hanımlar bize mal satmış ve bizimle sohbet etmiş olmanın mutluluğu ile yollarına devam ediyorlar.

Bir sokağın arka tarafında ise, bir aralıktan baktığımızda bahçe içinde bir baba görüyoruz. Kucağında çocukları var oynuyorlar. Ama bir tanesi de babasının başında bitleri ayıklamaya çalışıyor. Bu sahneyi Vietnam’da birçok yerde kapı önlerindeki merdiven basamaklarında parklarda görüyoruz. Muhtemelen bu bit avcılığı buralarda pek uygunsuz da sayılmıyor.

vietnam-5

Vietnam Kahvesi şahane

Gün boyunca tarihi sokakları geziyoruz. Sarı ahşap binalar çok şirin ve yapılara fazla dokunulmadığı için hepsi çok otantik. Soluklanmak için gözümüze hoş gelip ve günümüzde bir kafe olarak işletilen bir dükkanın sokağa bakan bahçesinde yerimizi alıyoruz. Özel demleme aparatlarıyla yapılan Vietnam Kahvesi’nin şahane olduğunu söyleyebilirim ve bu nedenle seyahatimiz boyunca her fırsatta bir kahve içmeyi hiç ihmal etmiyoruz.

Hoi An’da içtiğim kahvenin hala tadı damağımda kaldı desem inanırmısınız. Muhteşemdi. Çok farklıydı, aroması ve kıvamı olağanüstüydü. Kafemizde oturup güzel ambiyansı özümseyip gelen geçeni seyrediyoruz.

Hoi An’a gelirseniz buranın sokak lezzetleri de pek meşhur. Genelde Vietnam mutfağı çok lezzizdir. Cao Lau, Hoi An’ın en has lezzetin yanı sıra Banh mi, çok beğenilen bir noodle çeşidi olan Quang noodle, Chicken rice yani özel olarak hazırlanan yerel tavuklu pilav, rose dumplings diye anılan gül mantısı ve water fern cake gibi bir çok lezzeti tadabilirsiniz.

Hoi An’a gelirseniz bu bölgedeki doğal çevre de çok hoş. Deniz kıyısı olması sebebiyle bölgedeki kumsallar, lagünler, adalar da çok güzel.

Ayrıca bu bölgede, Hoi An kentine 25 km uzaklıkta Cham veya Champa Imparatorluğun kalıntıları ve müzesi de bulunuyor. Müzeleri de mutlaka görmenizi tavsiye ederim.

Akşam vakti dönüş yolumuza geçtiğimizde ve hava kararmaya başladığında nehir kenarında beklemediğimiz çok güzel bir manzara ile karşılaşıyoruz.

Nehir kenarında Vietnamlı çocuklar, yerel kıyafetleriyle hepsinin elinde rengarenk kagıt fenerler birer mum yakıp fenerlerin içine yerleştirip fenerleri nehirin üstüne bırakıyorlar. Bu muazzam manzarayı ve bana bıraktığı duyguları anlatmam mümkün değil. Her ay Hoi An’da Fener Festivali yapılıyor ve dolunay kutlaması yapılıyor.

Buddist inancına göre dolunay çok kutsal bir zaman dilimi. Zira Buddha bir dolunay gününde dünyaya gelmiş ve kendi öğretisinin aydınlanma evresini de bir dolunayda yaşamış.

vietnam-4

UNESCO Dünya Mirası

Gecenin karanlığında zaten kenti de fazla aydınlatmıyorlar. Thu Bon Nehiri’nin üstündeki bir köprüde duruyoruz ve yüzlerce fenerin içindeki mumla birlikte nehirin üstünden süzülerek denize doğru yol aldığını izliyoruz.

Fenerlerin hepsi birer dilek feneri. Dileğiniz ile birlikte sizde fenerinizi suya bırakabiliyorsunuz. Çocukların, bu şahane yerel kıyafetleri ve o çok masum halleriyle bunu yapması çok etkileyici. Bu manzarayı izlerken benim ilk aklıma gelen dünya barışı oluyor. Keşke insanlar ve özellikle çocuklar artık barış, huzur ve refah içindeki bir dünyada yaşayabilseler. Savaşlar, silahlar, ölümler, kötülükler olmasa ve dünya tüm çocuklar için harika bir yer olsa. 

Bu muhteşem kent farklı kültürlerin birleşimini içinde barındırdığı ve çok iyi korunmuş özgün tarihi Asya ticari liman kenti olduğu için 1999 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası olarak kabul ediliyor.

Günümüzde Hoi An’ı düşününce Vietnamlı çocuklar ve renkli, gecenin karanlığında mumlarla aydınlanmış kağıt fenerleri aklıma gelir ve köprünün üstünden o unutulmaz manzara gözümün önünden geçer.

Güzel dileklerinizin her zaman kabul olmasını yürekten temenni ederim.

vietnam-1