HAL YASASI; TÜKETİCİ VE ÜRETİCİYİ KORUYACAK MI?
Yeniden gündeme oturan hal yasası TBMM'de iki yıldır beklerken, vatandaş 2023 Haziran'ında yapılacak genel seçimlere kadar çıkarılacağını tahmin ettiği piyasayı regüle edecek düzenlemeye odaklanmış durumda. Vatandaş yürürlüğe girecek yeni yasanın 'koruyucu' olacağına inanıyor.

Sedat YILMAZ
Pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşıyla bozulan fiyat istikrarı, yurtiçi risklerle birleşince dünyaya göre Türkiye’de farklı bir enflasyon ortaya çıktı. Nisan enflasyonunun yüzde 65-70 aralığında beklendiği ülkede Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yıllardır bekleyen yeni hal yasasını gündeme getirdi. “Tarım Ürünlerinin Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” Teklifi Taslağı da 8 Kasım 2018’de Meclis’e getirildi. Ancak bu zamana kadar müspet bir yaklaşım gözlenmedi.
Enerji, gıda ve emtia kaynaklı artan maliyetlerin etkisiyle ürün fiyatlarının bir anda 2-3 kat arttığı Türkiye’de en fazla mağdur olan üretici ile tüketici. Üretici birçok girdi maliyetine karşılık ürününü hak ettiği fiyata satamazken tedarik son noktada olan tüketici de tarla ile tezgah arasındaki zincirde 10-15 kat daha fazla fiyatlandırma ile karşı karşıya kalıyor.
Üretici malını 1 TL’ye satabilirken, tezgahlarda aynı ürün 10 – 15 TL’den aşağı düşmüyor. Üretici, “Elimizden malımızı ölü fiyatına alıyorlar” diyor. Tüketici de, “Kesinlikle ucuz ürün alamıyoruz. Fiyatlar her gün artıyor” diye şikâyet ediyor.
Burada fiyatları kimin artırdığı, üreticinin niçin bu kadar mağdur edildiği, tüketicinin pahalılık sebebiyle mala ulaşamadığı bir ortamı kim hazırlıyor ve bu sorunu giderecek bir sistem, bir kanun bir düzenleme yok mu, soruları zihinleri kurcalıyor.
Ülkede yaşayan herkes mevcut durumdan rahatsız. Üreticinin malını değerinde satabildiği, hal esnafının hak ettiğini kazanabildiği, tüketicinin kolayca ve uygun fiyata mala ulaşabileceğini sağlayan ortamı bekleyen vatandaş, ümitle hükümetten gelecek müjdeyi bekliyor.
Halkın bilgilendirilmesi şart
Ürün fiyatlarında agresif artışlara bir anlam veremeyen vatandaş, tedarik zinciri içinde tarladan sofraya uygun ulaşım sisteminin kurulmasının engellendiğine dair bilgilerin dolaştığı düşünüldüğünde yeni yasanın hassas terazi anlayışıyla düzenlenmesinin gereğini dile getiriyor.
Fiyatları düşürecek ve artışlar olsa da makul seviyelerin korunacağı bir ortamı isteyen vatandaş, hallerde ürün çeşitliliğini artıracak, modernizasyonu sağlayacak, üretici ve tüketici lehine sonuçlar oluşturacak yeni düzenlemeyi beklediğini söylüyor. Vatandaş, yeni hal yasasına karşı çıkanların yüksek kârlılıkla yürümek isteyenler olduğunu vurguluyor.
Yeni yasayla gıdada israfın engellenmesiyle fiyatların daha anlaşılır seviyelerde hareket edeceğini belirten vatandaş, tedarikte her adımın kontrollü şekilde yapılmasını, üretimden satışa kadarki süreçte maliyetlerin azaltılmasını ve böylece fiyatların düşeceğinin altını çiziyor.
Yeni yasayla öncelikle sebze ve meyve ticaretine dair köklü dönüşümlerin hayata geçirilmesini isteyen vatandaş, tarladan veya üretim yerinden güvenli ürün taşımanın yanında hallerde de altyapının sağlıklı oluşturulmasını, özellikle fırsatçılığın önüne geçmek için her türlü tedbirin alınmasını dile getiriyor.
İhracat konusuna değinen vatandaş, patates, soğan, sarımsak, fasulye, patlıcan, sivri biler, zeytin, kavun karpuz, limon gibi bazı temel nitelikteki tarım ürünlerinin dış ticarete konu olurken fiyat dengesinin korunmasına dikkat edilmesini istiyor.
Fiyatları ihracat mı arttırıyor
Pandemi ve sonrasında dış ticarette ithalatın yanında ihracatın rekorlar kırması, “Acaba ürün fiyatlarını ihracat mı arttırıyor?” sorusunu sorduruyor.
Bu konuda Yenişafak gazetesi yazarı Hasan Öztürk’e görüş bildiren Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz, “Üretici tarım ürünlerinin ihracatına kota getirilmesine karşı. Üretici bu durumdan rahatsız. Tarım ürünlerinin ihracatının önlenmesi çiftçiyi üzer. 55 milyon ton üretim var bunun sadece 5 milyon tonu ihraç ediliyor. Geri kalan 50 milyon ton iç pazara veriliyor. 5 milyon ton ihracata kota konması mı fiyatları düşürecek? Gıda fiyatlarının yüksel olmasının nedeni mazot gibi, gübre gibi, işçilik maliyeti ve tohum gibi girdilerden kaynaklanıyor” diyor.
İhracatın üreticinin can simidi olduğunu belirten Kaçmaz, iç piyasaya fazlaca arzın yapıldığını ve arzın talebi haddinden fazla karşıladığını belirtiyor. Kaçmaz, Tarım Bakanlığı’na ihracatı düzenleme yetkisi veren tebliği de eleştiriyor. Üreticilerin ihracatı zorlaştıracak her türlü karardan rahatsız olduğunu söylüyor.
Başkan Kemal Kaçmaz, zaten tarlada 3 kuruş etmeyen malın yurtiçi tezgahlarda 10 kuruşa, 15 kuruşa satıldığını, ihracata çalışan üreticilerin ise iç piyasaya önem vermedikleri gibi ürün fiyatlarını etkileyecek bir argüman olmadığını da hatırlatıyor.
Halciler kesin çözüm istiyor
Türkiye Halciler Federasyonu yeni Hal Yasa Tasarısı’na göre komisyonculuğun kaldırılıp tüccarlara izin verilmesi ve hallerin özelleştirilmesine karşı çıkıyor. Yüksel Tavşan başkanlığındaki federasyon heyeti, Ticaret Bakanlığı’na daha önce konuyla ilgili sektörün taleplerini iletmişti.
Federasyon yetkilileri bu isteklerini sıralarken; hallerde yüzde 8 komisyonla çalışıldığını, bunun yüzde 4'ü vergi ve masraflara gittikten sonra komisyoncunun elinde yüzde 4 civarı gelir kaldığına dikkat çekiyor. Tüccarın da düşük fiyatla üreticiden alacağını ve yüksek fiyatla tüketiciye satmak isteyeceğini belirten federasyon, hal komisyonculuğunun hal sisteminde devamını talep ediyor.
Aynı zamanda haller için Yap İşlet Devret (YİD) modelinden vazgeçilmesini ve hallerin kamu hizmeti sayılması gerektiğini savunan federasyon, YİD zorunluluk ise meslek kuruluşlarının da bulunduğu yüzde 51 hissenin korunmasını ve kalan yüzde 49 hisse için mevcut hal esnafına öncelik verilmesini istiyor. Yine halcilerin talepleri arasında; büyük grupların halleri devre dışı bırakıp ürün temin etmesinin, halden ürün alan küçük esnaf ve yerel marketleri mağdur edeceği ve hal sayısının azaltılması konusunda üretim ve pazarlama dengelerinin dikkate alınması da bulunuyor.
Diğer yandan üreticiler, tedarik zincirindeki ağırlığın şirketlerin eline geçmesinden yakınıyor. Yeni hal yasasıyla çiftçilerle sözleşmeli üretim yapılacağına dair duyumlar aldıklarını belirten üreticiler, ne üretileceğine, fiyatların, ödemelerin nasıl olacağına başkalarının karar vermesinin doğru olmadığını, üreticinin elinden üretim gücünün alınmaması gerektiğini dile getiriyor.
Yeni yasada neler var?
Üretici ve tüketiciden yükselen tepkiler üzerine hükümet yeni hal yasasıyla ilgili çalışmalarını hızlandırdı. Hallerde tekel oluşmasının önü alınırken yer tahsislerine sınırlama getirilen taslak yasaya göre, başta yaş sebze ve meyve fiyatlarındaki artış olmak üzere tüm ürünlerden doğan üreticilerin kaybı öne çekilecek.
Yine taslak hal yasasına göre büyükşehirlerde alternatifler haller kurulacak. Hal kurulmasıyla ilgili mali yüke belediyelerin yanı sıra İller Bankası da müdahil olacak. Yer tahsisi konusunda Hazine arazileri devreye alınacak. Hallerde belediyelerin ağırlığı artırılacak. Denetim ve müeyyideler ise baştan aşağı yeni düzenlemelerle yürürlüğe girecek.
Sızan haberlere göre yeni yasada, tedarikte sıkıntı oluşmaması için üretici kooperatif ve birliklere hallerde yerler açılacak. Ancak kooperatif ve üretici birliklerin hallerdeki yer oranı ise henüz netleşmiş olmasa da yüzde 30’un üzerinde bir oranın gündeme geleceği tahminleri yapılıyor.
Yeni yasada en önemli uygulama ise zincir marketlerin doğrudan tarladan veya üreticiden direkt mal alımı engelleniyor. Zincir marketler yasanın yürürlüğe girmesiyle artık fiyatları belirlenmiş hallerden ürün tedarik etmek zorunda kalacaklar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hal yasasıyla ilgili açıklamasında, “Tüketiciye yönelik üzerinde çalıştığımız dört düzenlememiz var. Bir tanesi tüketiciyi korumaya yönelik bir düzenleme. O bitmek üzere. İkincisi e-ticaretle alakalı düzenleme. Üçüncüsü perakende ve dördüncüsü de hal kanunu. Bunların hepsi birlikte düşünülebilir. Hal Kanunu’yla alakalı bir taslağımız var ama arzu ettiğimiz neticeyi alabilmek için sıralı bazı adımların gerçekleşmesi gerekiyor” demişti.
Halleri tam anlamıyla kayıt altına almak istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni düzenlemeyle hal içerisindeki yönetimin regüle edilmesini, hallere belli kotalar dahilinde üreticilerin girmesini sağlayacaklarını kaydetmişti.
Piyasaları regüle edebilecek
Konuyu değerlendiren TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Yunus Kılıç da, halen piyasayı işleten bir hal yasasının olduğunu ancak yasanın günümüz şartlarına uyum sağlayamadığı için yenisinin eksiksiz olarak yapılmasının gerektiğini söylüyor.
Yasa üzerinde yaklaşık 2,5 yıldır çalışıldığını, her kesimi koruyan ve kapsayıcı özelliği olacak kanunun çıkarılması için bu kadar geciktiğini dile getiren Yunus Kılıç Haber Türk’e yaptığı değerlendirmede, “Yeni hal yasası, değişen mevcut ticaret ortamını takip edebilmeli. Müeyyide, kontrol ve bununla ilgili diğer hususlar açıkça işler hale getirilmeli. Kanunla üretici ve tüketicinin korunması için en ince ayrıntılar dahi hesaplanıyor” diyor.
Yasada dar gelirlilerin korunması ve ürünün künyelendirilmesinden tutun yeniden teknolojik ve fiziki olarak sahaya dair uygulanabilecek birçok tedbirin bulunduğunu hatırlatan Yunus Kılıç, “Bugün devletin elinde bulunan kanun, tüzük ve düzenlemeler yetersiz kalıyor. Bu kanunla tüm eksiklikleri tamamlayacağız. Yasa yürürlüğe girdiğinde her ürün hale girecek. Hale girmeyen ürün kayıt dışı sayılacak. Zaten söz konusu fiyat düzensizliği ve fiyat artışları ürünlerin hale girmemesinden ve halde fiyatlanmamasından kaynaklanıyor” bilgisini veriyor.
Diğer yandan hal olayının komplike bir durum arzettiğini, başta Ticaret Bakanlığı olmak üzere, Tarım, Sağlık ve İçişleri bakanlıklarının da işe organize olarak müdahil olması gerektiğini dile getiren Yunus Kılıç, “Yapmaya çalıştığımız değişim ve dönüşüm sebebiyle kanun gecikiyor. Getireceğimiz yasa toplumun tüm kesimlerinin beklentilerini karşılamalı. Onun için ince ince çalışılıyor. Yasa hemen çıkarılabilir ama sorunları ortadan kaldırmazsa çalışmalar boşa gider, yazık olur. Şimdi süreç hızlandı. 2022’nin son baharına doğru kanun yasalaşabilir. Şu anda kanun ele avuca gelecek hale geldi. Mersin, Adana ve İzmir’deki hallerimiz bu değişime katkı verebilir. Ancak birçok halimizin dönüşümü gerekiyor. Üretici birliklerini, kooperatifleri buralarda mekan sahibi yapılabilmeli. O yüzden oralar da iyice düzenlenmeli. Hallerde regülasyon yapmamız gerekiyor” diye konuşuyor.
Hal dışı ürün kaçak sayılacak
Yeni hal yasası çalışmalarının tamamlanıp yürürlüğe girmesiyle fahiş fiyat artışları ve fırsatçıları frenleyecek ve piyasayı düzenleyecek bir gücü ve özelliği olacağını belirten Yunus Kılıç, “Zaten gaye bu. Bunu yapamazsak yaptığımız işin hiçbir anlamı kalmaz” diyor.
Daha önce aracıların yüksek kâr marjları sebebiyle fiyatları düşürmek üzere market zincirlerin direkt tarladan ürün almaları için bir düzenleme yapıldığını, ancak uygulamanın daha sonra kötü bir şekilde kullanıldığını ve fiyat artışlarını beraberinde getirdiğini hatırlatan Yunus Kılıç, “Yeni sistemle 60 milyon ton ürün hallere girecek. Orada fiyatlanacak ve oradan piyasaya verilecek. Bundan sonra tarladan direkt ürün alıp kendi pazarlarında oluşan bir fiyatlamayla mal satılamayacak. Hale girmeyen ürün kaçak sayılacak. Ürün fiyatı halde belirlenecek. Şayet böyle olmazsa fiyat artışlarının önüne geçmek zor” bilgisini veriyor.
Tarladan tezgaha 10 kat fiyat farkının oluşmasını yeni yasanın önleyebileceğini ve fiyat artışlarını önleyecek tedbirlerle yasanın destekleneceğini bildiren Yunus Kılıç, “Bu sistemle market zincirleri hal yasası içine sokacağız. Kayıt dışılık ortadan kalktığında fiyat dengesi yerine gelecek. Ayrıca hijyenik şartlarda ürün tedariki de sağlanmış olacak” diyor.
Eski kurulan hal yasası sisteminin bugün işlerliğinin kalmadığını, şu anda hem üretici ve hem de tüketicinin memnun olmadığı sistemi yürütmenin imkânsız olduğunu vurgulayan Yunus Kılıç, “Yürüyen sistemde kârlı kim, kaybeden kim ortada. Bu sistemin zabtu rabt altına alınması gerekiyor. Ama yasayı yaparken de kalıcı ve sorun çözücü bir sistem oluşturmak için çalışıyoruz. Kanunun bu zamana kadar gecikmesinin en büyük sebebi bu. Ancak vakit yaklaştı” ifadelerini kullanıyor.