Dolar $
32.6
%0.22 0.07
Euro €
34.84
%0.25 0.08
Sterlin £
40.6
%-0 -0
Çeyrek Altın
4073.71
%0.16 6.32
SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 19 Nisan 2021 02:37

GÜNEŞİN ADASI SİCİLYA

Bu sefer sizi coğrafya olarak bize çok yakın olan Sicilya adasına götürmek istiyorum. Sicilya İstanbul'a yaklaşık bin iki yüz kilometre uzaklıkta ve İtalya'nın güneyinde bulunan Akdeniz'in en büyük adası

Güneşin adası Sicilya

Baharın yavaş yavaş kendini göstermeye başladığı şu günlerde Akdeniz’e özlem duymamak mümkün mü? Hele Akdeniz’in adaları kanımca bambaşka güzel... İster Sicilya, ister Kıbrıs, ister Korfu, ister Girit, ister Rodos, ister Sardunya hepsi birbirinden güzel ve sanki ayrı bir özenle yaratılmış gibi. 

Bu sefer sizi coğrafya olarak bize çok yakın olan Sicilya adasına götürmek istiyorum. Sicilya İstanbul’a yaklaşık bin iki yüz kilometre uzaklıkta ve İtalya’nın güneyinde bulunan Akdeniz’in en büyük adası. Bir buçuk saatlik kısa ve çok rahat bir uçuşla Sicilya’ya varmanız mümkün.

Aylardan mayıs, adanın en güzel olduğu dönemlerden. Hava mis gibi, gökyüzü masmavi, her yerde çiçekler rengârenk açıyor ve deniz harika değişik mavi tonlarda her yerden göz kırpıyor bize.

Turistler için bakir

Sicilya aslında küresel turizme nispeten, yeni açılan ve daha fazla keşfedilmemiş bir lokasyon fakat güzelliği de burada zaten. Her yer henüz turistler için bakir, kalabalık turist kafileleri yok.

Şehirlerin, kasabaların rengârenk yapıları ve mimari düzeni, güzelliği tarifsiz... Kasabalardaki bütün yapılar yüzlerce sene evvel barok dönemine ait ve orijinal tüm güzelliği ile dimdik karşımızda duruyor. Sicilya’da hayat çok yavaş akıyor. Her yerde kendinizi doğal bir film platosunda gibi hissediyorsunuz.

Sicilya Avrupa’da en çok güneş alan bölgelerden biri olarak Kabul ediliyor. Ada senenin üç yüz günü güneş alıyor.

sicilya-4

Toprak bereketli

Hala ara ara aktif olan Etna Yanardağı’nın ise soğuklaşan lavlarından oluşan topraklar ise inanılmaz bereketli özellikle zeytinin, üzümün ve dolayısıyla  şarabın burada çok leziz olmasına sebep oluyor. Ada çok bereketli her yer mis gibi kokan limon bahçeleri, zeytin bahçeleri ve meyve ağaçları ile dopdolu. Bu bölge Roma'nın buğday ambarlarından biri. Sicilya’nın sembolü Trinacria ise üç ayaklı, kanatları olan ve üç tane buğday salkımı biçiminde kulakları olan Medusa. Medusa bu haliyle adanın bol bereketini ve üç ayrı koyunu temsil ediyor. Cape Pachino , Cape  Peloro ve Cape Lilibeo.

Ada, mitolojiye göre bereketi temsil eden tanrıça Athena’nın koruması altında ve adanın prensi de Phaeton, yani Güneş tanrısı Helios’un oğlu.

Geçmiş dönemde yaşayan insanlar burada sürekli yaşanan depremlerinde etkisi ile adanın bir kara parçası değil de denizin üstünde yüzen bir cisim olduğuna inanırmış.

Dantel gibi deniz kıyıları

Bu olağanüstü güzellikteki adayı bir hafta boyunca gezme şansımız oluyor. Etna’nın o bereketli eteklerinden başlayarak ve volkanın tepesindeki hafif hafif tüten dumanları izleyerek güneşli bir günde ilk önce muhteşem Taormina kasabasına gidiyoruz. Taormina’nın o tatlı minik ve çiçeklerle süslü sokaklarından denize bakan takdire şayan 9 Nisan meydanına bakan terasına varıyoruz. Terasın biraz ilerisinde ise Roma döneminden kalan antik amfi tiyatro ise, o dönemin ne kadar estetiğe ve keyfe önem verildiğinin bir göstergesi. Tiyatro izlerken böyle bir manzaraya karşı oturmak sanki adanın tacında oturmak gibi bir şey. Tepeden bir yandan ihtişamlı Etna Dağı, diğer yandan ise Sicilya’nın o dantel gibi deniz kıyıları görünüyor. 

siciulya-3

Kaya kilisesi

Sırasıyla muhteşem manzaralara sahip Taormina, Gotto, insanın tüylerini diken diken eden ve Unesco dünya mirası olan kaya kilisesi ile bilinen Cefalu, eski İtalyan mafyasının şehri Palermo, Trapani, Marsala, arap mahalleleriyle meşhur Mazara de Vallo, Grek tapınakları ile meşhur Unesco dünya mirası Agrigento, barok şehir merkezi ile gene Unesco Dünya Mirası olan Noto, Scicli,  Ragusa, Avola şehirleri, çiçekli merdivenleriyle Caltagirone, güzel sahil kasabası ve balık pazarı olan  Syracuza ve Cattaniaya gidiyoruz. 

Bu lokasyonların her biri görmeye değer ve şahane tarihi yapılara, güzel kiliselere, opera binalarına, çiçekli saksılarla süslü sokaklara, restoranlara ve harika bir ambiyansa sahip .

Sicilya ‘da yedi tane Unesco Dünya Mirası bulunması zaten adanın önemini anlatıyor fakat içlerinde bir tanesi var ki mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Villa Romana del Casale .

Bu Roma döneminden kalan villa kompleksi üç bin beş yüz metre karelik mozaik alana sahip.

Mozaikler hem villanın içinde hem dışında çok değişik figürlerle bezenmiş ve neredeyse hiç bozulmamış  av sahneleri, döneme ait rengarenk hayvan figürleri, Roma dönemine ait gemiler , günlük yaşamdan sahneler . Burası dünyanın en zengin ve tek parça en büyük mozaiklere sahip bir arkeolojik alanı.Villanın içinde bulunan mozaiklerdeki sahnelerden ise Sicilya’nın Roma döneminde ne denli aslında Afrika ile Roma arasında köprü görevi gördüğünü ve Afrika’dan getirilen bilumum vahşi hayvanların bölgede barındırıldığı ve bazılarının Roma’daki Collosseum’daki Gladyatörlerle olan dövüşler için hazırlandığı anlaşılıyor.

Bir hafta yetmedi

Bize bir hafta bu güzel adayı gezmek için yetmedi. Bir haftamız daha olsa adayı daha sindire sindire gezer anlardık. Siz de gelmeyi düşünürseniz bunu unutmayın.

Buraya geldiğinizde sakın mayolarınızı getirmeyi unutmayın.

Bu olağanüstü turkuaz sularda ve ıssız koylarda yüzmekte apayrı bir keyif.

Goethe’nin meşhur sözü gibi “Sicilya’yı görmeyen İtalya’yı görmüş sayılmaz”. İnşallah tekrar gitmek bir gün nasip olur.

sicilya-1

Ne yenir ne içilir:

İtalyan mutfağını içimizde sevmeyen yoktur herhalde ama Sicilya mutfağı da apayrı bir güzel.

Hem yerel sebzelerden yapılmış öğünler hem de ada olmasından dolayı elbette balık ve deniz ürünlü yemekler çok özel ve leziz.

Örneğin 

Arancini: Kızartılmış risottodan yapılmış toplar.

Caponata: Patlıcan kızartması, kereviz, domates, zeytin, Şam fıstığı ve kuru üzümden yapılan bir ordövr tabağı.

Kırmızı karides: Mazara de Vallo’daki kırmızı karideslerin dünyanın en iyi kırmızı karidesi olduğu söylenir.

Pasta a la Norma: Patlıcan , yerli domates ,sarımsak , fesleğen ve tuzlu ricottalı vejetaryenlere uygun bir makarna .

Pasta con le Sarde:  Sardalyeli, hamsili, yabani rezeneli, kuru üzümlü, safranlı, Şam fıstıklı spagetti makarna.

Sarde a Beccafico: Üzümlü, Şam fıstıklı, ekmek kırıntılı fırında sardalye.

Tatlı olarak ise Cannoli, Cassatta (bir çeşit süngerimsi Sicilya keki) veya elbette İtalyan dondurması yemelisiniz.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR