GELENEĞİ MODERNLEŞTİREN KAHVE
1871'den bu yana Türk kahvesini sanata dönüştüren Kurukahveci Mehmet Efendi, kalite ve geleneği koruyor. Firma, modern üretim ve ambalajlarla kahveyi dünya çapında 55 ülkeye ulaştırıyor. Türk kahvesi geleneğini modern teknolojiyle sürdürüyor

1871 yılında kurulan Kurukahveci Mehmet Efendi, Türk kahvesini sanat ve kültür mirası olarak geleceğe taşımaya devam ediyor. Mehmet Efendi, Süleymaniye Medresesi’nde eğitim aldıktan sonra babasının dükkânında çalışmaya başladı ve işi devraldıktan sonra kahveyi müşterilerin gözü önünde kavurup öğüterek küçük kese kâğıtlarına doldurmayı başlattı. Bu yenilik, ona “Kurukahveci Mehmet Efendi” lakabını kazandırdı ve kahve kültürünü Türkiye’de sistematik bir üretimle yaygınlaştırdı.
Mehmet Efendi’nin vefatından sonra oğulları Hasan Selahattin, Hulusi ve Ahmet Rıza Beyler yönetimi devraldı. Hasan Selahattin, Türk kahvesini yurtdışına tanıtmak için uluslararası etkinliklere katılırken, Hulusi Bey toplu üretim ve modern bina yatırımları ile firmanın çağdaşlaşmasına öncülük etti. 1932’de tasarlanan amblem ve İstanbul Tahmis Sokağı’ndaki “art deco” tarzındaki bina, günümüzde hâlâ kullanılmakta ve markanın tarihî mirasını simgeliyor.
Ahmet Rıza Bey döneminde ise kahve parşömenli kâğıt paketlerde dağıtılmaya başlandı, reklam ve afiş çalışmaları ile marka şehir genelinde görünürlük kazandı. Ayrıca Galatasaray Sahne Sokağı’nda açılan şube ve özel arabalarla yapılan kahve dağıtımı, Türkiye’de bir ilk olarak tarihe geçti.
Bugün Kurukahveci Mehmet Efendi’nin yönetiminde olan torunları, hem Türkiye’de hem dünyada marka değerini yükseltmeye devam ediyor. 55 ülkeye ihracat yapan firma, modern ambalaj ve teknolojik üretim süreçleriyle kahve severlere aynı kaliteyi sunuyor. Aile şirketi olma özelliğini koruyan marka, 150 yılı aşkın deneyimiyle hem geleneksel hem de çağdaş kahve deneyimini bir arada sunmayı sürdürüyor.