Ayşegül KETENCİ

G4S Türkiye CEO’su Kağan Gümüş ile Dünya Güvenlik Raporu’nu ele aldık. İlk defa yayınlanan Raporda güvenliğin teknolojik, ekonomik ve küresel boyutlarıyla ilgili çarpıcı bilgiler detaylandırılmış. Güvenlik risklerinin sürekli arttığı ve hayatımızı doğrudan etkilediği günümüz dünyasında, güvenliği sağlamak ve korumak için yapılan çalışmalar her geçen gün daha önemli hale geliyor. 

 

Ülkemiz risklere yakın

1.     Küresel çapta güvenlik risklerinin sürekli arttığı bir konjonktür içindeyiz. Güvenlik Raporu ilk defa yayınlandı, raporun yayınlanma amacı ve içeriğiyle ilgili genel bir bilgilendirme verir misiniz?

Rusya-Ukrayna Savaşı, Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan gerginlikler ve en sıcak gelişme olarak İsrail-Filistin çatışmaları, dünyanın yakından takip ettiği meseleler… Diğer taraftan bütün bu yaşananlar coğrafi olarak ülkemizin de güvenlik risklerine ne kadar yakın olduğunun göstergesi. Her ne kadar içimiz acıyarak bütün bunlara tanık olsak da sonuçta bütün bu gelişmeler güvenlik odaklı… COVİD 19 sonrası yaşanan ekonomik şoklar, arz-talep dengesizlikleri ve küresel çapta devam eden güvenlik tehditleri gerek fiziksel gerek siber güvenlikle ilgili tehditlerin ne kadar arttığını anlamamızı sağlıyor. 2022 yılında iç ve dış fiziksel güvenlik olayları nedeniyle 1 trilyon ABD Doları kayıp olduğu tespit edilirken, Rapora göre gelecek sene ekonomik istikrarsızlık ve iç güvenlik endişeleriyle güvenlik özelinde yapılacak harcamaların artacağı öngörülüyor.

 

İlk defa yayınlandı

 

Güvenlik raporu ilk defa yayınlandı ve bu bakımdan yapılan çalışma bir emsal teşkil ediyor. 2022 yılında 30 ülkede 20 Trilyon dolar gelir ile küresel GSYİH’nın çeyreğini karşılayan büyüklükte küresel şirketlerin güvenlikten sorumlu yöneticileriyle yapılan bir anketin sonuçlarına bağlı olarak bu rapor hazırlandı.

Güvenlik, günümüzde teknolojik ilerlemelerden, küresel arenada yaşanan olaylardan ve birçok bileşenden doğrudan etkileniyor. Güvenlikle ilgili iç faktörler ve dış faktörler, birçok parametreden etkileniyor. Güvenlik raporu, bütün bu faktörlerin halihazırda nasıl algılandığını ve gelecekte bununla ilgili vizyonun nasıl çizilebileceğini ele almak amacıyla yapıldı. 

 

En büyük tehditler

 

2.     Rapora göre, güvenlik konusundaki en büyük tehditler (iç ve dış tehdit olarak) neler? 

İklim değişikliği, sosyal huzursuzluk, enerji kaynaklarına ulaşmada yaşanacak zorluklar, savaş ve siyasi istikrarsızlıklar, bilgisayar korsanları, casusluk olayları, ticari suçlar, dolandırıcılık, e-dolandırıcılık ve sosyal mühendislik dış tehditler olarak öne çıkan başlıklar arasında yer alıyor. Şirket kaynaklarının kötüye kullanılması, verilere yetkisiz erişim, sanayi casusluğu, fikri mülkiyet hırsızlığı, gizli bilgilerin paylaşılması gibi hususlar iç tehditler olarak ele alınabilecek başlıklar. 

Ankete katılanlar, bu tehditlerle nasıl başa çıkılabilir sorusundan hareketle, bir güvenlik sağlayıcısının sorunların çözümüne yüksek düzeyde katılımının, güveni sağlama noktasında büyük bir katkı sunduğu belirtiyor. Mevcut/ potansiyel risklere daha yakın olanların elbette bu konuda algıları daha açık ve gerçekleri daha iyi sezebiliyor, daha hızlı ve etkili aksiyon alabiliyorlar. 

 

Güvenliğin teknoloji boyutu

 

3. Güvenlik alanında teknolojinin yoğun olarak kullanıldığını ve bu kullanımın giderek arttığını da biliyoruz. Güvenlik-teknoloji ilişkisi ve bu konuda gelecek vizyonuyla ilgili raporda neler var?

Ankete damga vuran başlıklardan biri de “güvenliğin teknoloji boyutu”… Örneğin ankete katılanların %90’ı fiziksel güvenlik sistemlerini tehdit eden siber tehditlerin işletmeler için zorlayıcı olduğunu belirtiyor.  

Teknolojiye geçiş her ne kadar bazı zorlukları beraberinde getirse de, ankete katılanlar teknoloji kullanımının artmasının avantajlarının ön planda oluğunu, güvenlik personelinin daha üretken ve verimli olmasını sağlayarak genel manada etkinliğin arttığını vurguluyor. Örneğin ankete katılanlar, fiziksel güvenlik operasyonlarında hızlı ve doğru tepkiler verebilmek amacıyla, uzaktan müdahale teknolojisine yatırım yapacaklarını, tehdit istihbaratı ve yapay zeka destekli gözetime ağırlık vereceklerini belirtiyor. 

Güvenlikle ilgili çalışmalarda “insan” vazgeçilmez bir unsur ancak doğru kişiye doğru işi emanet etme konusunda dikkatli bir çalışma yapılması gerekiyor. Pratik ve teorik bilgiye sahip ve bunlar arasında dengeyi sağlayabilen insan gücünü istihdama katabildiğimizde etkili bir politika üretilebildiğinden bahsedebiliriz. 

Güvenlik tehditleri dinamik ve karışık

 

G4S Türkiye CEO’su Kağan Gümüş, “Günümüzde güvenlik tehditleri her zamankinden daha dinamik ve karmaşık. Örneğin, güvenlik teknolojisi bir şekilde kesintiye uğrar ya da zarar vermek isteyenlerin kapsama alanı/gücü artarsa daha kalıcı etkilere sebep olabiliyor. Küresel şirketler, teknolojiyi uygun şekilde kullanmaya çalışıyor, hızla değişip dönüşen dünyada ise bunu yapmak kolay değil. Tam da bu noktada, G4S’in küresel ölçekte yapılan bu ankete dayanarak yayınladığı raporun günümüz gerçeklerine, güvenlikle ilgili en güncel gelişmelere ve gelecekte neler yapılması gerektiğine ışık tutmasını umuyoruz. Güvenlikle ilgilenenler başta olmak üzere, herkesin faydalanabileceği açık bir kaynak olan raporun okunmasını şiddetle tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.