Dolar $
32.59
%0.19 0.06
Euro €
34.81
%0.17 0.05
Sterlin £
40.55
%-0.11 -0.04
Çeyrek Altın
4079.85
%0.31 12.38
SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 27 Eylül 2021 02:48

BALKANLAR' DA YEMYEŞİL BİR ÜLKE: BOSNA-HERSEK

Bosna'ya da giderken aşağıda gördüğüm manzara çok güzel. Yemyeşil uçsuz bucaksız dağlar, arada kalan vadilerde minyatür köyler, kasabalar ve bahçeli tek veya iki katlı evler çok şirin görünüyor.

Balkanlar' da yemyeşil bir ülke: Bosna-Hersek

Deniz DİKMEN

Çok spontane olarak karar verdiğimiz bu Bosna-Hersek seyahatinin çok özel bir yeri ve anlamı var. Çünkü pandemi süreci başladığından bu yana,  iki senelik bir aradan sonra ilk defa tekrar yurtdışına bir seyahate çıkıyoruz.

Bu duyguyu yaşamak bile çok özel. Özgürlüğe kavuşuyorsunuz sanki. Kanatlarınızı açıp kafesinizden uçup gidiyorsunuz. Bu duygular içinde, uçaktan aşağıdaki coğrafyaya bakmak ne büyük mutluluk bu keyfi bile ne çok özlemişiz.

Uçak penceresinden aşağıya baktığımda, hep o gittiğim ülkeyi hayal etmeye çalışmışımdır. Bosna’ya da giderken aşağıda gördüğüm manzara çok güzel. Yemyeşil uçsuz bucaksız dağlar, arada kalan vadilerde minyatür köyler, kasabalar ve bahçeli tek veya iki katlı evler çok şirin görünüyor.

bosna-5

Gümüş renginde parlıyorlar

Bağlar ve güneşin ışıklarında muhteşem nehirler gümüş renginde parlıyor.

Oysa yukarıda masalımsı ve mükemmel görünen bu topraklarda dönem dönem ne çok acıların yaşandığını ayağımızı Bosna – Hersek toprağına bastığımızda, rehberimizden bir bir öğreniyoruz.

Bir seyahat her zaman güzelliklerle dopdolu olmayabilir, bazen de gittiğiniz topraklarda yaşanan dramları öğrenirsiniz veya bizzat şahit olursunuz . Bu nedenle her seyahatin öğretici tarafları çok fazladır. Gidip kendi gözlerinizle görmek , kendi kulaklarınızla duymak bambaşkadır ve sizi çok derinden etkiler.

Bosna-Hersek ve hatta Balkanlar genelde asırlarca çarpışmaların odağında kalmış bir bölge. Bu coğrafya Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu’nu birbirinden ayıran çizgidedir . Osmanlı İmparatorluğun on beşinci yüzyıldan itibaren imparatorluk olarak yükseldiği, asırlar sonra ise  çöküşe geçtiği bir bölgedir .  Türklerin Avusturya Viyana kapılarına dayandığı ve İslam dinin ortaçağdan bu yana Avrupa’nın tam da ortasında varlık gösterdiği bir tretuvardır . Aynı zamanda yirminci yüzyılda Yugoslavya Krallığın ve daha sonra Yugoslav Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin bir parçası olmuştur . Bölgede her zaman Sırplar , Hırvatlar ve Boşnaklar gibi farklı dine mensup etnik gruplar bu topraklarda birlikte yaşamıştır fakat ara ara çekişmeler olmuştur.

bosna-2

Soykırım yapıldı

Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna ise birçoğunuzun da mutlaka bildiği gibi Avusturya-Macaristan İmparatorluğun varisi olan Arkdük Franz Ferdinand ve eşi Düşes Sophie’ nin Haziran bin dokuz yüz on dörtte Latin köprüsü kavşağında uğradığı suikast ile çok canlar alacak olan Birinci Dünya Savaşı’nın tetiklenmesine sebep olmuştur.

Bin dokuz yüz doksan iki ile bin dokuz yüz doksan beş senesi arasında ise çok yakın bir tarihte bu topraklar korkunç bir soykırıma sahne olmuştur. “Büyük Sırbistan” hayallerini kuran Dönemin Sırp Başkanı Miloseviç, yaklaşık yüz on bin kişinin vahşice katledilmesine sebep olmuştur.

Rehberimiz, genç yaşta savaşa birebir bir şahit olarak bize o günlerde yaşananları aynı heyecanla anlatıyor. Aslında, Sırp komşularıyla barış içinde yaşarken bir günden diğerine hayatlarının nasıl değiştiğini, okula gittiği bir gün yolunun Sırp savaşçılar tarafından nasıl kesildiğini ve ailece o gün patlayan savaşta Saraybosna’da nasıl barınacak bir ev bulduklarını anlatıyordu. Üç seneden fazla akrabalarıyla yirmi metrekarelik bir odada nasıl yaşam savaşı verdiklerini aktarıyordu bize. Saraybosna’nın dağlık bölgesinin yüzde doksanı Sırp askerler tarafından çevrilmiş ve vadide kalan şehir çok kolay bir hedef haline gelmişti o dönemde. Sırplar cephesinde yaklaşık sekiz yüz keskin nişancı bulunuyor ve kişi başına yevmiye aldıklarından insanları bir bir vurmaktan nerdeyse keyif aldıklarını iletiyordu rehberimiz.  Çoğu başka ülkelerden gelen paralı asker olan Keskin nişancılardan kaçış yoktu. Günde yüzlerce bomba şehre düşüyordu. Elektrik binası, postane, televizyon binası ve çok fazla yerleşimin olduğu stratejik yüksek binalar öncelikle vuruluyordu, yakılıyordu.

bosna-1

Toplu mezarlar var

Milli kütüphanede bulunan yaklaşık iki milyon adede yakın eski kitap bir yangında kül olmuştu. Bir milletin kültürü cayır cayır yanmış oldu. Saraybosna sokaklarını gezerken kısmen savaşın izlerini hala birçok yerde görebiliyorsunuz. Savaşın üstünden yirmi yıl geçmesine rağmen binalardaki kurşun izleri hala duruyor.

Etrafı tamamen dağlarla kaplı olan Saraybosna şehrin dış dünya ile tek bağlantısı ve hayat bağı ise Aliya İzetbegovic oğlu ve yandaşları tarafından tasarlanan Saraybosna Uluslararası Havalimanı’nın altından geçen “Tunnel Spasa” yani “Umut Tüneli” olarak geçen sekiz yüz metrelik bir geçit. Bu tüneli Boşnaklar dört aylık bir süre içinde gizlice kazıp, bu hayati öneme sahip yoldan şehre gıda, su, askeri ve medikal destek sağlamışlar. Bu sayede üç yüz bin kişilik şehir güçlükle ayakta kalıp direnebilmiş.

Günümüzde Bosna-Hersek’te halen toplu mezarların bulunduğunu ve bu nedenle de tam bir nüfus sayımın yapılamadığını iletiyorlar. Sadece Srebenitsa’da yaklaşık sekiz bin katledilen yetişkin erkek ve erkek çocuğa ait toplu mezar bulunmuştu. Her sene şehitler için anma törenlerine sahne oluyor. Bin dokuz yüz doksan beş senesinde ise ‘’Dayton Anlaşması’’ ile bölge tekrar düzenlenerek barışa ve huzura kavuşuyor . Günümüzde Bosna -Hersek’te daima üç başbakan birlikte görev yapıyor. Bir Boşnak , bir Hırvat ve bir Sırp  dörter yıllık dönüşümlü başbakanlık yapıyor. Bu nedenle de, Bosna Hersek yönetimi ve tüm konularda ancak ortak kararlar alınabiliyor.

bosna-3

Korkunç katliam

Saraybosna’nın o güzelim sokaklarını ve daha sonra bütün o yemyeşil vadilerini gezerken bu hikayeler bize eşlik ediyor. Dağları gördüğünüzde keskin nişancılar, hayat tünelini görünce buradan gizlice geçiş yapan ve şehre destek sağlamaya çalışan insanlar gözünüzün önüne geliyor.

Düşünün ki bin dokuz yüz seksen dört yılında Dünya Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmış Saraybosna şehri yani Bosna Hersek sadece sekiz yıl sonra, üstelik yirmi birinci yüzyıla bir kaç yıl kalmışken ve Avrupa’nın merkezinde korkunç bir katliama sahne oluyor.

Rehberimizin bizi uğurlarken söylediği sözler hafızamdan çıkmıyor: “Bizi yalnız bırakmayın ve bizim için en güzel hediye bizden başkalarına güzel bir ülke olarak bahsetmenizdir.” Bu güzeller güzeli ülkenin hakikaten doğal ve mimari harikalarını sizinle ara ara yeni yazılarımda paylaşacağım. Fakat bu çok yakın tarihte ve coğrafyamızda olanları, hüzün vericide olsa, mutlaka sizinle önceden paylaşmam gerekiyordu.

Çekilen bu acıların gelecekte hiç bir zaman tekrarlanmamasını ve halkımızın kalbinin daima Boşnak halkın yanında olmasını dilerim.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR