BAL ÜRETİMİYLE İLGİLİ ÖNEMLİ GÖRÜŞME
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, Avrupa Birliği (AB) Kahvaltı Direktifleri kapsamında, balın da aralarında olduğu bazı ürünlerle ilgili platform kurulmasının gündeme geldiğini söyledi.
Şahin, AB'nin, tarladan sofraya stratejisi kapsamında hazırlanan "Kahvaltı Direktifleri"nin sektöre yansımalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Söz konusu direktiflerle bal başta olmak üzere kahvaltıyla ilişkilendirilen ürünlerin menşe ülkesi, içeriği, etiketlenmesi ve piyasaya sunumuna ilişkin kuralların belirlendiği bilgisini veren Şahin, alınan kararların Türkiye'den Avrupa'ya ihracat yapan bal üreticilerini de etkileyeceğini söyledi.
Şahin, uygun üretim koşullarında üretilen balın, insan beslenmesi ve sağlığı açısından değerli bileşenler içerdiğine dikkati çekerek, AB'nin buna dikkati çektiğini ve söz konusu direktifleriyle bal gibi pek çok kahvaltılık hakkında önemli düzenlemeler getirdiğini bildirdi.
- "Türkiye bal üretiminde dünyada 2'nci sırada"
Şahin, Türkiye'nin, yıllık 114 bin ton bal üretimiyle dünyada 2'nci, 9,2 milyon koloni varlığıyla da 3'üncü sırada yer aldığını aktararak, "Ülkemiz yılın 9 ayı boyunca arıcılık yapılabiliyor, birçok farklı nektar ve salgı balı üretebiliyor. Üretilen ballar, hem iç piyasada yer alıyor hem de ihraç ediliyor. Geçen yıl ihracatta 7'nci sırada olan Türkiye'den yaklaşık 9,5 ton süzme ve petek bal satıldı." diye konuştu.
Bal ihraç eden bir ülke olarak, dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Şahin, bu kapsamda, 2019 yılından itibaren TAB, akademisyenler ve sektör temsilcileriyle Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO) Arı Ürünleri Çalışma Grubunda bulunduklarını ve bu konudaki normlar belirlenirken ülke olarak söz sahibi olmayı amaçladıklarını anlattı.
Şahin, bal konusundaki son gelişmenin AB Kahvaltı Direktifleri olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"AB Kahvaltı Direktifleri kapsamında, balın da içinde bulunduğu bazı ürünlerle ilgili platform kurulması gündeme geldi. Bu kapsamda kurulacak Bal Platformunda, AB'ye üye ve üye olmaya aday ülkelerin katılımıyla balda tağşişin tespiti, menşesinin belirlenmesi, aşırı ısıtma sebebiyle besin değerinin kaybı gibi konular görüşülecek. Balda coğrafi ve botanik orijin, ürünün kalite, aroma gibi bileşenlerini doğrudan etkiliyor. Bu sebeple yayınlanan direktifte, balda bir paçal (karıştırma) yapma söz konusu ise menşe ülkelerinin her birinin tek tek belirtilmesi gerektiği aktırılıyor."
- "Arı Ürünleri Kayıt Sistemi, ülkemizde de hayata geçirilmeli"
Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği'nde de balların botanik orijinine göre etiketlenmesi konusunda kriterler bulunduğuna işaret eden Şahin, melissapalinolojik (baldaki polenlerin incelenmesi) analizler yapılarak balların botanik orijinin tespit edildiğini ve etiketle karşılaştırma yapıldığını ifade etti.
Şahin, balların coğrafi işaret alarak, orijinine göre pazarlanmasının da son yıllarda giderek yaygınlaştığını belirterek, "Ülkemizin 29 coğrafi işaret ve mahreç işareti almış balı mevcut. Kamu kurumları ve üniversitelerle işbirliği içinde yaptığımız projelerle şimdiye kadar 6 balımızın kimliklendirme sürecini tamamladık. Bu projelerin sonuçları, dünyada prestijli dergilerde yayınlandı ve ürettiğimiz balların değeri, tüm dünyada bilimsel olarak kanıtlanmış oldu." dedi.
Daha sağlıklı beslenmeye geçişi teşvik etmeyi, tüketicilerin bilinçli seçimler yapmasına yardımcı olmayı ve ürünlerin menşei konusunda şeffaflığı sağlamayı amaçlayan "AB Kahvaltı Direktifleri"ndeki balla ilgili en önemli konunun, tağşişle mücadele olduğunu vurgulayan Şahin, şunları kaydetti:
"Direktife göre, balda tağşişle mücadele edilebilmesi için balın kovandan sofraya kadar takibini sağlamak amacıyla veri toplanacak. Avrupa'da alınan bu önlemler, ülkemizde üretilen balın da kovandan sofraya izlenebilirliğinin sağlanmasının önemini ortaya koyacak. 2006 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı ile TAB arasında yapılan protokolle, ülkemizde kovanlar Arıcılık Kayıt Sistemi (AKS) ile kayıt altına alınmıştır. Kovanların kayıt altına alınmasıyla izlenebilirlik yolunda ilk adım atılmıştı. Uzun yıllardır ilgili kurumlarla yaptığımız görüşmelerde üretici ve tüketiciyi korumak adına arı ürünlerinin kayıt altına alınması gerektiği konusunu dile getirdik. Gelinen noktada, 2024 yılında yenilenen Arıcılık Yönetmeliği ile arı ürünlerinin de kayıt altına alınmasının önü açılmıştır. Tağşişin önüne geçerek, üreticiyi ve tüketiciyi korumak için Arı Ürünleri Kayıt Sistemi ülkemizde de ivedilikle hayata geçirilmelidir."