"ALTIN TOHUMLAR" PROJESİNDE ÇİLEK KONUŞULDU
İstanbul Ticaret Borsasının (İSTİB) katma değeri yüksek tarımsal ürünlerin yaygınlaştırılması amacıyla başlattığı "Altın Tohumlar" projesinde bu ay çilek ele alındı.

İSTİB'den yapılan açıklamaya göre, online gerçekleştirilen ve herkese açık olan toplantının açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap yaptı.
Toplantıya, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kazım Gündüz, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Yüksek Ziraat Mühendisi Fatih Erbaş, çilek üreticisi Sabri Bozkurt ve ihracatçı Murat Bayizit konuşmacı olarak katıldı.
Toplantıda konuşan uzmanlar, çilekte katma değer ve ihracat için teknolojik üretim ve endüstrileşmenin şart olduğunu belirtti.
- "Çilek üretimimiz, bugün 700 bin ton seviyelerine çıktı"
Açıklamada görüşlerine yer verilen İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, Türkiye’nin çilek üretiminde kendi kendine yeten bir ülke olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"2000 yılında 130 bin ton olan çilek üretimi, bugün 700 bin ton seviyelerine çıktı. Ancak bu başarıyı ihracatla taçlandıramıyoruz. Ayrıca çilek üretimi küçük ve dağınık aile işletmeleri tarafından yapılıyor. Kalite standardizasyonu, izlenebilirlik ve ihracata uygunluk gibi alanlarda üreticimizin eli zayıf kalıyor."
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kazım Gündüz de Türkiye’de çilek üretiminin en önemli sorunlarından birinin fide seçimindeki yanlışlar olduğunu ifade etti.
Gündüz, son yıllarda kaliteli fidenin çok azaldığını hatta yok olma aşamasına geldiğini ifade ederek, "Kalitesiz fide kullanıldığında üreticiler daha fazla gübreleme yapmak zorunda kalıyor. Bu durum maliyetleri ciddi şekilde artırıyor. Doğru fide kullanımıyla hem verimi hem de ekonomik sürdürülebilirliği artırabiliriz. Doğru fide olsa, bu kadar yüksek girdi maliyetleri olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Çileği ağırlıklı olarak sofralık üretiyoruz"
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Yüksek Ziraat Mühendisi Fatih Erbaş ise sadece sofralık üretimle sınırlı kalınmaması gerektiğinin altını çizdi.
Erbaş, çileği ağırlıklı olarak sofralık ürettiklerine işaret ederek, "Oysa çileği sanayileştirip katma değerli hale getirirsek, çok daha yüksek ekonomik getiri sağlayabiliriz. Örneğin, Litvanya’da çileğin çekirdekleri çıkartılıp kurutuluyor, atıştırmalık ürünler haline getiriliyor. Katma değeri artıyor, raf ömrü uzuyor. Ürünü paketlediğinizde hem raf ömrü uzuyor hem de yurtdışındaki marketlerle pazarlık edebilecek konuma geliyorsunuz." ifadelerini kullandı.
- "Karlılığı artırmak için modern yöntemleri tercih ediyoruz"
Çilek üreticisi Sabri Bozkurt da üretime klasik yöntemlerle açık alanda başladıklarını ancak artan girdi maliyetleri nedeniyle örtü altı üretime yöneldiklerini belirtti.
Bozkurt, girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğuna dikkati çekerek, "Bu nedenle örtü altı çilek üretimine döndük. Birim alandan ne kadar çok üretim alabilirsek, işletme maliyetimiz o kadar düşer. Karlılığı artırmak için modern yöntemleri tercih ediyoruz. Teknolojik seralarda üretimle, yatırımın geri dönüşü çok uzun sürmüyor. Benim üreticilerimize tavsiyem, birim alandan en yüksek verimi almak için topraksız tarım yöntemine yönelmeleri. Bu model sürdürülebilirlik ve ihracat için büyük avantaj sağlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Çilek ihracatçısı olan Dr. Murat Bayizit ise ihracat hedefli üretimde başarının sağlanabilmesi için öncelikle çeşitliliğin artırılması gerektiğini dile getirdi.
Bayizit, artık ölçek ekonomisinin geçerli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu iş küçük aile işletmeleriyle sürdürülebilir değil. İhracatta alıcıların öncelikleri fiyat değil. Avrupa’ya ürün satmak istiyorsanız, alıcı önce şunu soruyor: 12 ay boyunca bu ürünü tedarik edebilecek misin? Paketleme nasıl yapılacak? Soğuk zincir ne durumda? Fiyat ise en son konuşuluyor. Önemli olan pazarın talep ettiği kriterlerde ve çeşitlerde üretim yapılması. Bu nedenle çilek çeşitlerimizi artırmamız lazım. Ayrıca soğuk zincir ve ambalaj konularında hala ciddi sorunlarımız var. Bu sorunları aşmadan ihracatta rekabetçi olmamız mümkün değil."