Neşe BERBER

Üretiminizdeki fark nedir?

Milas zeytinyağının zorlu dönemleri aştı ve gelecek günler Milas zeytinyağı üreticileri için umut vaat ediyor. Milas zeytinyağı artık kabuğunu kırdı. Üreticimiz erken hasat ve soğuk sıkıma yönelince zeytinyağımızın kalitesi de arttı. Kalite artınca MİTSO  tarafından alınan AB coğrafi işareti ile birlikte bilinirliği, tanınırlığı da arttı. Bu da Milaslı zeytin ve zeytinyağı üreticisinin gelirinin yükselmesine neden oldu. Üreticimiz şimdi kaliteli, markalı zeytinyağı üretirse karşılığını alacağını görmeye başladı.

Üreticiler nasıl bakıyor bu duruma?

Sadece üreticilerimiz değil, Milas'taki 70 zeytinyağı fabrikası da bu gerçeği gördü. Onlar da sıkım aşamasında kaliteyi elde etmek için daha özenli çalışmaya başladılar. Üreticiyi soğuk sıkım konusunda teşvik ediyorlar. Kimi fabrikalarımız artık kaliteyi düşüren, sıkıldıktan sonra, bir sonraki zeytinyağını bile olumsuz etkileyen dip yağı üretimi yapmamaya başladılar. Bu süreçte üreticisinden fabrikacısına, tüccarından tüketicisine herkes birbirini olumlu yönde etkilemeye başladı. Bu da Milas zeytinyağının kalitesinin artmasında çok önemli bir etken oldu.

Öne çıkan ürün hangisi?

Biz memecik zeytinyağına çok güveniyoruz çünkü kriteri çok yüksek en büyük özelliği polifenol değeri çok yüksektir antioksidan özelliği vardır, bademsiz ve yeşilimsi, çimensi bir kokusu vardır, boğazınızı yakar, bizim özelliğimiz bu. Yıllarca İzmir piyasasında "rafinajlık dökme yağ" olarak işlem gören Milas zeytinyağının erken hasat, soğuk sıkım yöntemiyle sızma zeytinyağı olarak elde edilmesi durumunda eşsiz bir kalite ve aromaya sahip olduğunu aldığı AB coğrafi işareti ile kanıtlayan Milas Ticaret ve Sanayi Odası Milas'ta zeytinyağı sektörüne öncülük etmeye başladı. Üreticileri sürekli erken hasat, soğuk sıkıma ve markalı üretime yöneltmeye çaba gösteriyoruz. Bu çabanın karşılığını da almaya başladık.  Coğrafi işaret öncesinde Milas'taki markalı zeytinyağı sayısı 10'u bulmazken coğrafi işaret alınmasıyla birlikte zeytinyağı markası sayısı 80'i buldu.

Zeytinyağında AB coğrafi işaret almanız ihracata, üretime katkısı ne oldu?

Tarım ve Orman Bakanlığımızın yaptığı açıklamaya göre 2019 yılından bu yana 390 milyon dolarlık sofralık zeytin, 344 milyon dolarlık da zeytinyağı olmak üzere toplam 734 milyon dolarlık ihracat yapıldı.  Zeytin ve zeytinyağında ihracatçı bir ülkeyiz. Milas olarak ise AB coğrafi işaret ile bir anda ihracatımızı katladık.  Arabistan, Dubai, şimdi Rusya'da alıyor. Coğrafi işaret alınca ister istemez talep patladı, biz şu anda talebi karşılayamıyoruz. Tabii bir anda marka sayımız yükseldi. İhracat rakamları geçen sene yüzde 60-70 bu sene yüzde 75-80 bekliyorum. Avrupa bizden zeytin alıp marka yapıyor neden yapıyor çünkü AB nin bize uyguladığı bir kota var biz o kota sınırını geçemediğimiz için bizden alıyorlar. Avrupa İspanya, İtalya, Yunanistan üzerinden kendi markaları yapıyorlar, bu bizi rahatsız ediyor. Bizi serbest bıraksalar biz o piyasayı da alacağız. Fuarlar var geçen 20 gün önce Antalya'da yağımızı tattırdık siparişler gelmeye başladı. Ağustosta İstanbul'a gidiyoruz, biz mücadeleye hazırız bazı kotalar kaldırılsa üzerimizden inanın bizim yağımız bir numara olacak. Önümüzdeki hafta Malezya'dan bir grup geliyor, Çin'den geliyor. Bizim soğuk sıkım yağımız ilaçtır, ben tavsiye ediyorum sabahları aç karnına birer kaşık mide hazmından tutun, kansere, herşeye iyi geliyor, bunu ben değil değerli hocalarımız söylüyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin zeytin ve zeytinyağı üretim tahminini açıkladı: “2021 yılında, geçen yıla göre zeytin üretimimiz yüzde 32 artarak 1.7 milyon tona, zeytinyağı üretimimiz ise yüzde 35 artışla 236 bin tona ulaşacak” dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yapılan açıklamaya göre, zeytin ağacı sayımız geçen yıla göre yüzde 1,9 artışla 192 milyon 283 bin adete, ağaç başına ortalama zeytin verimi ise yüzde 30 artarak 8,3 kilogramdan 10,56 kilograma çıkacak. Toplam zeytin üretimimizin ise geçen yıla göre, yüzde 32 artışla 1 milyon 738 bin 680 tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Üretilecek zeytinin yüzde 29’unun sofralık, yüzde 71’inin yağlık olarak kullanılması öngörülüyor. Elde edilecek zeytinyağı miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 35 artarak 175 bin tondan 235 bin 727 tona çıkacak.

Zeytinyağı üretimimizin yüzde 35 ten daha yüksek olması lazım çünkü ürünümüze inanıyoruz güveniyoruz, kalitemize güveniyoruz. Bu kadar kaliteli zeytinyağı ile üretimimiz çok daha fazla talep görüyor. Kaliteye inandıktan sonra arkasından hem pazarlama hem güçlü birlik beraberlik benim zaten sloganım şu; ‘markaya güven, birlik ve beraberliğini muhafaza et,’ markalaşmak adına emin adımlarla ilerlemek istiyoruz bu şekilde olacak.

En büyük sorunumuz markalaşmak ve biz markalaşmaya inanmalıyız. Coğrafi işaretli ürünlerimizi güvenerek alsınlar.  Ben baştan beri söylüyorum Milas hak ettiği yerde değil çünkü zeytinyağımız çok farklı. Markalaşmayı mutlaka sağlamalıyız.

 Şu an Türk Patent Kurumu'na kayıtlı 925 e yakın coğrafi işaret var. Bu sayının artması lazım ama şu an 2050 başvurunun olduğunu söylediler Türk Patent Kurumu'ndan görüştüm bu sevindirici Avrupa'ya baktığımızda Türkiye'de çok az markalar kaliteli, büyük marketlerde artık coğrafi işaretli ürünlerin olması lazım. Mesela marketlerde görüyorum yağlar plastikte olmaması lazım, cam şişe biz bunu hep söylüyoruz. Çünkü sağlık açısından zararlı her şeyi öldürüyor. Ben bu konuda kampanya başlatmaya hazırım lütfen üçerlik beşerlik cam şişe alın yağlarınızı bunda saklayın, fabrikalara söylüyoruz zeytinleri kasalarda alın.

Beş değerimiz var. Birisi tarım tarımda zeytin ve zeytinyağında markayız. Türkiye'de bugün 13 milyonun üzerinde zeytin ağacımız var, bal çam balı yüzde 35 i Milas'ta, balık levrek ve çipurada Türkiye'de yetişen balığın yüzde 70 i bizde, narenciye, süt ürünlerimiz var onun haricinde tarih her zaman söylüyorum tarihin başkenti Milas, diğerleri turizm, ticaret.