Dolar $
32.26
%-0.02 -0
Euro €
34.7
%-0.02 -0
Sterlin £
40.33
%-0.14 -0.05
Çeyrek Altın
3937.36
%0.28 10.84
SON DAKİKA
Sigorta Pazartesi 27 Nisan 2020 02:48

GELECEĞİN SEKTÖRÜ SAĞLIKLI SİGORTA

ABD, Avrupa ve dünyanın birçok ülkesinde küresel virüs salgını sebebiyle sağlık sistemleri çöktü. Salgına karşı çaresiz kalan sigorta sektörünün, iş modelini değiştirip sağlıkla ilgili ürün ve hizmetlerini genişleterek daha aksiyoner ve kapsayıcı hale gelmeye yönelik hazırlık yapacağı öngörülüyor.

Geleceğin sektörü sağlıklı sigorta

SEDAT YILMAZ

Bankacılıktan sonra finans sektörünün ikinci ayağı olarak görülen sigortacılık, küresel koronavirüs salgınında en fazla zarar gören iş alanları olarak dikkat çekiyor. Ürünleri arasında salgın hastalıklarla ilgili harcamalar bulunmayan sigorta şirketleri, korona döneminde hizmet açısından seyahat, konaklama, sağlık ve diğer alanlarda etkisiz kaldı.

Türkiye’de de yaklaşık 100’den fazla sigorta şirketi dünyada yaşanan sorunlarla karşı karşıya kaldı. Şirketler normal aktivitelerini sürdüremezken pay piyasalarında, borsalarda kayıplarla karşılaştı. Daha fazla güven kaybı yaşamak istemeyen şirketler, kamu sağlık finansmanına destek olmak ve müşterilerinin kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak amacıyla salgının yoğun olduğu günlerde hizmetleri arasında bulunmadığı halde salgın harcamalarını özel ödeme kapsamlarına içine aldılar.

sigor-7

Yeniden yapılanma dönemi

Söz konusu gelişme sigorta şirketlerinin korona sonrası iş modellerinde farklı bir çizgi izleyeceği izlenimi uyandırıyor. Koronavirüs salgınının birçok sektörü olumsuz etkilediği dönemde, ürün yetersizliği sebebiyle gereken hizmeti ulaştıramama, yeni poliçe yapamama, poliçe primlerini zamanında toplayamama ve primleri finansal olarak yeterince değerlendirememe sorunu yaşayan sigorta sektörü, oluşan güven kaybını ortadan kaldırmak, hizmetlerini dijital ortamda daha etkin hale getirmek ve müşteri memnuniyetini üst seviyeye çıkarmak için yeniden yapılanma dönemine gireceği tahmin ediliyor.  

Sağlık hizmetlerinin ön plana çıktığı korona salgını dönemini bir fırsat olarak değerlendireceği öngörülen sigorta sektörünün, sadece kişinin tasarrufları ve ölümü karşılığı para ödemeyi taahhüt eden hayat sigortası ile Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda sağlıkla ilgili ürün çeşitliliği oluşturmak isteyeceği, hatta dünyada giderek rağbet gören katılım sigortacılığı olarak bilinen ‘tekafül’ sisteminin Türkiye’de de yaygınlaşacağı düşünülüyor.

sigor-4

Sağlıklı ve verimli olacaklar

Sigortacılığın koronavirüs mücadelesinde kamu hizmetlerinin gerisinde kalması sektörü geleceğe taşıma noktasında yeni tedbirler almaya zorluyor. Hayat ve hayat dışı sigorta portföylerinin salgına cevap veremediğini gören şirketlerin, salgın harcamalarını özel ödeme sistemlerine almasıyla mali yönden bir kayba uğrayacaklarını görüyor. Ancak bunu diğer branşlardaki kârlılıklarla karşılayıp bilanço olumsuzluklarını gidermenin yollarını arayacakları kuşkusuz.

Salgın sebebiyle seyahat ve sağlık sigortalarında da olumsuzluklar yaşayan şirketlerin sosyal temas başta birçok fiziki zorluklar sebebiyle prim yenileme veya üretiminin olumsuz etkilendiği, prim tahsilatlarında gecikmelerin olduğu gözleniyor. Sağlık branşında yeni satışların durduğu, kasko gibi alanlarda yenilemelerin olmadığı, hatta poliçe iptallerinin yaşandığı bir dönemde sektörün sağlık ürünlerini geliştirip koronavirüs ile ortaya çıkan kapatacakları görülüyor.

Sigorta şirketleri sağlık ürünlerini portföylerinde daha fazla yer vererek hizmet alanlarını genişletecekler, daha fazla poliçe imkanına kavuşacaklar ve yeniden yapılanmayla birlikte ‘sağlıklı’ ve ‘verimli’ bir yola girmiş olacaklar. Sürdürülebilir bir hizmet yapısına kavuşacaklar.

Sektöre regülasyon gelmeli

Sigorta şirketlerinin koronavirüs sonrası gidecek yolu kamu gösteriyor. Geçen hafta Türkiye Varlık Fonu (TVF) kamu sigortacılarının kamu bankaları ve diğerlerine ait 6,5 milyar liralık hisselerini satın aldı. Olay hakikaten sigortacılık sektörünü regüle edebilecek bir hareket.

Hamle, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Yeni Ekonomi Programı (YEP) çerçevesinde ekonominin tasarruf bazının artırılması ve bankacılık dışı finansal sektörün geliştirilmesi amacıyla sigortacılık ve bireysel emeklilik sektöründe planlanan reformların bir parçası olan kamu sigorta şirketlerinin tek çatı altında birleştirilmesi projesinden başka bir şey değil.

Sigorta sektörünü daha dinamik ve güçlü bir yapıya ulaştırma hedefiyle gerçekleştirilen operasyon Türkiye’nin stratejik yatırımlarına sermaye sağlama, finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi destekleme misyonuyla gerçekleştirildi.

 Dolayısıyla özel sigorta şirketlerinin de söz konusu gelişmeyi yakından takip ederek piyasa regülasyonuna ayak uydurmaları aslında sektörün sürdürülebilirliği açısından da gerekli.

sigor-2

Gelecek sağlık sigortasında

Pandemiye karşı etkisiz kalan sigorta şirketleri ancak özel önlemlerle kendilerini gösterebildi. Hatta Türkiye’nin önemli bir ürünü olan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) bile korona karşısında etkinliğini ve güveni yeterince veremedi. TSS’nin Tam Teşekküllü Sağlık Sigortası (TTSS) şeklinde yeniden yapılandırılması gerekiyor.

Dolayısıyla sigorta sektörü gelecekte hasarın, zararın ve kaybın yanında ülkesine fon sağlayan bir enstrüman olarak da kendini yenilemek zorunda. Sağlıklı ve kapsayıcılığı yüksek bir sigorta sektörü geleceğin önemli fon taşıyıcılarından biri haline gelebilir.

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) sigortasından faydalanmakta olan bir kişinin özel hastanelerden de faydalanabilmesi için geliştirilmiş bir sigorta sistemi. SGK’lı bir kişi başka bir özel sigortası olmasa da özel hastaneye gidebilir. Ancak hem hastane hem de kendisi fark öder. Kişi Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yaptırdığında ise sadece SGK katılım ücreti ödenir ve geri kalan bütün test ve tetkikler için hiçbir şey ödemesine gerek kalmaz.

Tabii sistem, devlet hastaneleri üzerindeki yükün biraz hafifletilmesini ve sağlık hizmetlerine kolay ulaşımı içeriyor. Fakat gelecek için TSS’nin de yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç olduğu gözleniyor. Zira sistem bazı Avrupa ülkelerinde de uygulanıyor. Avrupa’da da korona TSS’nin etkisiz kaldığı gözleniyor. Sağlık sisteminin çöktüğü Avrupa’da devlet imkânları dahi hastalara yetişemiyor.

sigor-5

Sektörü engelleyen unsurlar

İnsanoğlu hayatındaki riskleri, zarar ve kayıpları önlemenin yolunu sigorta sistemiyle gidermeye çalışıyor. Bunu da finansal açıdan bir havuz yöntemiyle çözüyor. Türkiye de Avrupa Birliği müzakereleriyle birçok batılı sigorta şirketini ülkeye taşıdı. Fakat sigortacılık beklenen ilgiyi görmedi.

Türk toplumu sigortacılıktaki felsefeye inancı açısından uzak duruyor. Sigorta sektörü faiz ve diğer İslam Dini’ne uymayan uygulamalar konusunda Türk toplumunu yeterince aydınlatamadı. Dini otoriteler de sektörle ilgili fazla bilgi sahibi olmadığından sigorta sektörü hep bankaların bir yan kuruluşu olarak kaldı.

Konu biraz daha genişletilirse ülkemizde sigortacılığı engelleyen önemli nedenler var. Bunları ekonomik, sosyal ve hukuksal sorunlar olarak sıralayabiliriz. Geçmişte ekonominin tam anlamıyla sigortacılığı taşıyabilecek bir seviyeye gelmemesi, kişi başına düşen milli gelir, yüksek enflasyonlar ve en önemlisi oluşturulan sigortacılık sisteminin “faiz endişesi taşımayan” bir kesime hitap etmesi ve faiz hassasiyeti bulunan insanların sigorta dışında görülmesi sektörün büyümesini engelleyen en önemli etmenler.

Bununla birlikte sigorta bilincinin uzun süre oluşmaması, sektörde kalifiye eleman sıkıntısı, kaliteli hizmette eksiklik, şirketlerin mali bünyelerinin güçlü olmayı ve mali yükümlülüklerin fazlalığı, pazarlama konusunda yetersizlik, prim tahsilatındaki aksaklıklar ve yatırımlara aktarılan fonların düşüklüğü sektörün gelişememesine sebep oldu.

sigor-1

Sektörün kapsamı genişlemeli

Sigorta sektörü tek kanatlı uçmamalı. Faiz hassasiyeti duyan insanların da sisteme girebileceği geniş bir yapı oluşturulmalı. Türk sigortacılık sektörünü geniş halk kitlelerine yaymanın yolu, faizsiz ürünlerin çoğaltılıp, piyasada yaygınlaştırılmasından geçiyor.

Sigortacılıkta tüm dünyanın kullandığı sistem ise ‘tekafül’. Manası ‘karşılıklı koruma’. Sistem, anlaşmada belirtilen kayıp ve zararların meydana gelmesi halinde poliçe sahiplerine veya mirasçılarına uzun vadede finansal yardım yapılmasını ihtiva ediyor. Tekafül yapılan yatırımlar sayesinde hem ferdi hem de müşterek sektörlerin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Bireylere uzun vadele tasarruf ve yatırım planlayan bir projeksiyon sunan tekafül, aynı zamanda aile işletmeleriyle genel şirketlere hizmet vermesi açısından da geniş bir kapsama alanına hitap ediyor.

Tabii önemli olan sistemin nasıl kurulacağı ve sigorta işletmesinin nasıl yürütüleceği. Genellikle tekafül yani katılım sigortacılığı katılım bankaları tarafından yürütülen bir sigorta çeşidi. Sistem katılımcılar ile kurum arasında İslami kurallar çerçevesinde işliyor. Yani sistemle İslami kurallara göre ekonomiye fon birikimi sağlanırken kişiler de risklerden korunuyor.

sigor-6

Sistem tuttu, büyüyor

Katılım sigortacılığı bugün birçok sigorta şirketimiz tarafından yürütülüyor ve daha geniş alanlara hizmet vermek için ürün çeşitliliği artırılmaya çalışılıyor. Ülkemizde tekafül sistemi tuttu ve büyümesini sürdürüyor.

Konunun biraz daha aydınlatılması için katılım sigortacılık sisteminden ayrıntı vermek gerekir. Bir kere sistemin temel ilkeleri var.

Öncelikle Katılım sigorta sözleşmelerinin katılımcılar arasındaki yardımlaşma ve kefilleşme (teavün ve tekâfül) hizmetinin organizasyonu amacıyla düzenlenmesi ve primlerin toplandığı havuzun poliçe sahiplerine ait olması, şirkete ait bir mülkiyetin bulunmaması şartı var.

Sermayedar ve sigortalılardan toplanan primlerin faizsiz ve Danışma Komitesi onayından geçmiş piyasa araçlarında (katılma hesapları, Kamu ve Özel Sektör Sukukları, BIST Katılım Endeksi, kıymetli metaller, altın, döviz gibi) değerlendirilmesi gerekiyor.

Sigorta teminatı verilen konularda seçici davranılırken İslami hukuk alanında ihtisas sahibi bir danışman heyetinin kurumun çalışmasını denetlemesi şartı da ön planda. Yine Katılım Emeklilik ve Hayat A.Ş’nin faaliyet gösterdiği tüm sigorta branşlarındaki en önemli ilkesi, bütün operasyon ve anlaşmalarında katılım prensibine gösterdiği titizlik.

sigor-3

Geleneksel sigorta ve tekafül

Son rakamlara göre büyüklüğü 3,5 milyar liraya ulaşan katılım sigortacılığının, 60 milyar lira seviyesindeki geleneksel sigortacılıktan elbette farklılıkları var.

Uzmanlar bu durumu özetle şöyle açıklıyor:

“Klasik sigorta şirketlerinde kâr amacı her zaman için ilk hedef. Ancak tekafül sigortalarında ana gaye karşılıklı olarak yardımlaşma içerisinde bulunmak. Tekafül sigortada hiçbir işlem faizli bir alan içerisinde yapılmaz. Kâr elde edilecekse bile bu kârın faiz getirisi olmadan yapılması yapılmasına önem verilir. Klasik sigorta işleminde ise herhangi bir kısıtlama yoktur. Hangi alan çok kârlı ise o alanda işlem yapılabilir ve kâr edilebilir. Tekafül sigorta işlemleri mevcut şirketlerin denetiminde olduğu gibi İslami açıdan da bir denetime sahiptir. Ancak klasik sigorta şirketleri yalnızca yasalara uygun olmakla mesuldür. Tekafül sigorta sisteminde katılımcıların tüm birikimleri İslamiyete uygun olmak zorunda. Ancak bu durum geleneksel sigorta sisteminde gerekli değil.”

sigor-8

Sistemde retekafül ne yapar

Ana özelliği katılımcıların bir araya gelerek bir fon havuzu oluşturması esasına dayanan sistemin sağlıklı çalışabilmesi için karşılıklılık esasına dayanması, kazaların ve diğer tehlikelerin yerinin değiştirebilmesi, veriler hakkında yönlendirici istatistiklerin tutulması son derece önemli.

Yine uzmanların açıklamalarına göre, katılım sigortacılığı risklerinin yönetiminde İslami finans ilkelerine göre çalışan retekâfül (katılım reasürans) şirketlerinin korumalarından ve hizmetlerinden faydalanılması, bunların yetersiz kalması durumunda sistemin reasürans şirketlerinden hizmet alınabilmesi ilkesi var.

Katılımcı risk fonunda dönem sonu itibarıyla aktüeryal ve katılım finans ilkelerine uygun şekilde yapılacak hesaplamalar sonucu artı bir bakiye çıkması durumunda Katılım/Tekâfül Sigortacılığı ilkelerine uygun olarak Danışma Komitesi’nin onaylayacağı esaslar kapsamında bakiyenin tamamen veya kısmen iade edilebilmesi, hayır amaçlı projelerde kullanılabilmesi veya İslami finans ilkelerine aykırı olmayan başka yöntemlerle değerlendirilmesi gerekiyor.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR