Dolar $
34.08
%0.02 0
Euro €
37.74
%-0.25 -0.09
Sterlin £
44.8
%-0.27 -0.12
Çeyrek Altın
4481.27
%-0.71 -31.78
SON DAKİKA

Yeşil hidrojene kamu kaldıracı

Dünya, ilk kez rekabetçi bir iş birliği içinde. Alan, yenilenebilir enerji alanı. İhtiyaç çok fazla, karbonsuzlaşma ortak hedef ve herkesin yönü yenilenebilir enerji.

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkanı Yusuf Günay, süreci “yeşil hidrojen devrimi” olarak tanımlıyor. Kamu, yavaş davranıldığı gerekçesiyle zaman zaman eleştiriliyor. Ancak, hayatın gerçekleri ile buluşunca, sürecin olabildiğince akılcı yürütüldüğü görülüyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın High Tech (yüksek teknoloji) içerikli HIT30 projesinde, Yeşil Enerji başlığının da ilk maddesi Yeşil Hidrojen Üretimi. Bu tesadüf değil.

Diğer maddeler; Elektrolizör, Rüzgâr Enerjisi Sistemleri, Güneş Enerjisi Hücresi, Enerji Depolama İçin Batarya, Batarya Bileşenleri (Katot Aktif Malzeme, Elektrolit, Seperatör), Yüksek Teknolojide Kritik Madenlerin İşlenmesi

Programın tanıtımında Cumhurbaşkanı Erdoğan, yenilenebilirde güçlü hedefler vurguladı: 

Güneş enerjisinde 15 gigavatlık bir kapasitenin tesisine yönelik hücre yatırımlarına megavat başına 8 bin dolara kadar hibe desteği verilecek. Bu paketin toplamı 2,5 milyar doları buluyor. Rüzgâr enerjisinde ise kritik bileşenleri ve deniz üstü türbinler gibi ürünlerin imalatını desteklemeyi ve yerli bir rüzgâr enerjisi markası inşa etmeyi hedefliyoruz. Bu yatırımlar için ise toplamda 1,7 milyar dolarlık kaynak ayırıyoruz. 

Cumhurbaşkanının sözlerini, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır şu sözlerle destekledi: 

Yenilenebilir enerji teknolojilerinde üretim kabiliyetini artırmayı hedefliyoruz. 

Güneş panellerinde kullanılan hücrelerin Türkiye’de üretimini artırarak mevcut kapasitemizi yıllık 15 gigawatta çıkaracağız. HIT Güneş Çağrısı kapsamında toplam destek bütçesi 2,5 milyar dolar. 2030 yılına kadar üretilecek megawatt başına 8 bin dolar hibe ve yatırım yeri tahsisi ile finansman desteği” olacak.

Evet, yeşil hidrojen bir devrim niteliğinde gelişiyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır gibi, 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve Ticaret Bakanı Prof.Dr. Ömer Bolat da bu devrimi dikkatle izliyor, gelişmelere hamle üretiyorlar. Sürecin mimarları arasında olmak gerek. Enerji arz güvenliği kadar, cari açık için de en değerli katkı, yenilenebilir enerjiden gelecektir. 

---------

IRENA’dan strateji rehberi

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), Yeşil Hidrojen Stratejisi başlıklı raporunda net sonuçlara ulaşıyor:  

Öncelikle bu alanın içerdiği doğal belirsizlikleri kabul etmek önemlidir.

Stratejiler, değişen koşullara uyum sağlayabilecek şekilde esnek olmalıdır.

Belirsizliklerin etkin yönetimi için stratejiler, sağlam senaryo planlarına dayanmalıdır.

Ulaşılabilir hedefler tasarlamak esastır.

Yaklaşık 100 yıl önce, Şubat 1923'te, fütürist John Haldane, Cambridge Üniversitesi'nde verdiği konferansta, İngiltere'ye temiz ve ucuz elektrik sağlayacak hidrojen üretmek için rüzgar çiftlikleri hakkında konuşur. Ayrıca rüzgar olmadığında enerji sağlamak için yer altı hidrojen depolamasının kullanılmasını öngördüğünü anlatır. 

O zamandan beri, özellikle petrolün yerini alacak temiz bir yakıt olarak hidrojeni ölçeklendirmek için bir dolu girişimde bulunuldu. En son aşama, tehlikeli iklim değişikliğini önlemeye yönelik uluslararası çabalarla bütünleşmiştir. Ülkeler, yenilenebilir enerji hedeflerini özellikle yeşil hidrojen üretimi için belirler duruma geldi. Yeşil hidrojen, sürdürülebilirlik ve karbondan arındırma hedefleriyle uyumu getiriyor. Hidrojene talebin artması öngörülüyor. IRENA raporunun ana hatları şöyle: 

Mevcut ve gelecekteki hidrojen talebi: Büyük talep merkezleri veya hidrojen vadileri ölçek ekonomilerini mümkün kılacak kadar büyük olabilir. Böylece hidrojen uygun maliyetli hale gelecektir. Başlangıçta yüksek altyapı maliyetlerinden kaçınılması, gelecekte dağıtılmış kullanımlar için yeşil hidrojenin daha ucuz hale gelmesini sağlayacaktır.

Mevcut ve gelecekteki altyapı: Yeşil hidrojenin diğer enerji geçiş teknolojileri ve altyapılarıyla entegrasyonu dikkate alınmalı. Yeşil hidrojen teknolojilerinin dağıtımı, iddialı ve pratik olmalıdır. 

Teknik ve ekonomik uygulanabilirlik: Yeşil hidrojen değer zincirindeki bileşenlerin çoğu halihazırda küçük ölçekte konuşlandırılmış ve ticarileştirmeye hazır. Artık yatırım gerekiyor. Bazı teknolojiler henüz ölçekte gösterilmedi (örneğin amonyakla çalışan gemiler) ve üretim maliyetleri azaldıkça daha çekici hale gelecektir.

Ulaşılabilirlik: Hedeflerin belirlenen zaman dilimi içinde uygulanabilir ve ulaşılabilir olması gerekir. Stratejiler mevcut insan sermayesi ve ilgili hizmetlerin (tedarik zinciri, inşaat, bakım vb.) ve kaynakların kullanılabilirliği gibi diğer potansiyel engelleri dikkate almalıdır. Hedefler mevcut kapasiteleri aşarsa, özel politikalara ihtiyaç duyulacaktır. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve EPDK yöntimi, bu başlıkları en yüksek hassasiyetle takip edenler. Çünkü, H2DER’in mottosu son sözdür: Yeşil hidrojen gelecektir!

-------

UNDP ve gerçekler

Soluksuz bir koşturma içinde UNDP. Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı (UNDP), sürdürülebilir kalkınma amaçlarının (SKA) da en değerli yapısı. Projeler üretiliyor, gerçekleşiyor. Veriler toplanıyor, raporlar sunuluyor, durum saptanıyor ve strateji belirleniyor. 

Zaman zaman veriler, tatsız sonuçlar gösterse de “çabada cesur olma” düsturundan uzaklaşılmıyor. UNDP’nin aylık bülteni Yeni Ufuklar, Ağustos sayısına, ürkütücü gerçeklikleri de eklemiş. Küresel sorunlarımız çok büyük, mücadelenin en iyi yöntemi hala SKA fakat ne yazık ki 2030 hedeflerine ulaşılamayacağı aşikar. Daha dayanıklı ve müreffeh bir dünya için çabadan uzaklaşmamak gerekiyor. Bu konudaki BM raporu, SKA’ların sadece yüzde 17'sinin doğru yolda olduğunu, neredeyse yarısının asgari veya orta düzeyde ilerleyebildiğini, üçte birinden fazlasının durduğunu veya gerilediğini ortaya koyuyor. 2022'de 2019'a kıyasla 23 milyon kişi daha aşırı yoksulluğa itildi ve 100 milyondan fazla kişi daha açlık çekti. Silahlı çatışmalarda sivil ölümlerinin sayısı 2023'te fırladı. Sonuç aşikar: daha güçlü ve daha etkili uluslararası iş birliğine acil ihtiyaç var. 

-------

Paris 2024’ün şıklığı 

En şık sporcular bizim sporcularımız. Giysileriyle değil, tavırlarıyla. Kaybederken geleceğe umutla, kazanırken saygı ve vakarla… İlk takım madalyamızı getiren okçularımız, “eğleniyoruz” diyordu. Gurur ve mutlulukla. Eli cebinde atıcımız, dünya gündemine oturdu. Gencecik cimnastikçilerimiz, yüzücülerimiz, boksörlerimiz gibi… 2-0’dan yılmayan, maçı çeviren voleybolcularımız gibi.

“Bu kez olmadı, ama 20 yıl daha sürse, çalışmaktan yılmayacağım diyen eskrimcimiz gibi…

Team Türkiye, Türkiye’nin takımı oldu. Euro 2024’ün ardından “Bizim çocukları” izleme onuru sunuyorlar. Bu bir anlayış farklılığı, yılların çabasıyla oluşacak bir bütünlük.

Henüz “spor ülkesi” sıfatını hak etmedik. Ama olimpizmi damarlarımızda hisseder olduk.

Başta TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener ve Genel Sekreter Neşe Gündoğan olmak üzere, bu anlayışın mimarlarını, tüm federasyon başkanlarını ayakta alkışlamalıyız.

Madalya, şampiyonluk elbette hedeftir, değerlidir.

Olimpik hareket, çok daha fazlasını içerir.

Olimpizm, çok daha kapsamlı ve insanidir.

Zamana yenilmez.

O zaman bir kez daha, bravo Team Türkiye!