Dolar $
32.41
%0 0
Euro €
34.81
%0.14 0.04
Sterlin £
40.59
%0.1 0.04
Çeyrek Altın
3875.96
%-0.02 -0.65
SON DAKİKA

Yeniden asrın mesleği

Dünyada ekilebilir alanlar son sınırına ulaşmak üzere. Ayrıca ülkemizde son yıllarda mevcut tarım teknikleri ile bitkisel ve hayvansal üretim faaliyetlerinde verim artışı sınırlı düzeyde hatta aynı kalıyor. Buna karşılık artan nüfus ile birlikte gıda talebi yükseliyor. Teknolojinin yoğun olarak işin içine girmesiyle tarımda kol gücüne duyulan talep düşüyor. Özellikle uluslararası düzeyde veri ve bilgi temelli teknolojiler kullanılarak tarıma çok büyük yatırımlar yapılıyor.

Tarım ürünlerin yanı sıra tarımsal bilgi ve teknolojiyi üreten ve bunları satan ülkeler tüm ihtiyaçlarını kendi kaynaklarından karşılamayı hedef alıyor. Bu nedenlerle hem kırsalda iş alanlarının çeşitlendirilmesi hem de tarımsal üretimde görev alabilecek nitelikli, eğitimli, kaynakları etkin ve verimli şekilde kullanıp yönetebilecek, güçlü beşerî ve sosyal sermayeye sahip insan kaynağına daha çok ihtiyaç var.  

Önümüzdeki yıllarda iklim değişiklerinin etkilerinin ve nüfus artışının tarım alanları ve doğa üzerinde daha ciddi baskılar oluşturacağı dikkate alındığında tarımda verimliliğin artırılması konusunun sektörü yeni arayışlara yönlendireceği kaçınılmaz bir gerçek. Bu nedenle tarımsal eğitim ve öğretim faaliyetlerinin giderek çeşitlenen ve karmaşıklaşan beklentileri karşılamaya yönelik olarak organize edilmesi yeni yöntemlerin yaygınlaştırılması ve etkili bir şekilde uygulanması gerekiyor. 

Uzmanlar işlevsel ve çok yönlü bir meslek olan tarımla ilgili olarak verilen eğitimin, temelde: toprak, su, enerji, biyolojik ve doğal kaynakların kullanımı ve sosyal değerleri de dikkate alarak, teknik ve ekonomik olarak en iyi olanı gerçekleştirmesini sağlayacak şekilde donanımlı meslek insanları yetiştirmesi gerektiğini söylüyor. Birçok bilim disiplininden çok eski bir geçmişi olan tarım eğitim ve öğretiminin ülkenin sektörden beklentilerini karşılayacak şekilde detaylandırılması ve uygun araçlarla tarım eğitim ve öğretiminde politika oluşturulması çerçevesinde sürecin revize edilmesi gerekiyor.

Her ne kadar tarımın göreceli olarak ekonomideki öneminin azalması yanında mezunların iş

bulmalarında zorluklar olmasına rağmen, günümüzde ıslah, genetik bilimi, bilişim, uzay çalışmaları, gıda ve sağlık konuları çoğunlukla tarım ve tarıma dayalı alanlar ile doğrudan ilgili olması nedeniyle tüm dünyada süregeldiği gibi ülkemizde de tarım öğretiminin çağın gereklerine uygun olarak yeniden ele alınması gerektiği çoğu bilim insanının ortak görüşü olarak öne çıkıyor. 

Türkiye tarım yükseköğretiminde gelişmiş dünya ile aynı düzeyde yeterli sayıda akademik kadronun, kurumsallaşmış bölümlerin ve bilgi birikiminin varlığına karşın tarım yükseköğretiminin dünyadaki gelişmelere ve tarım sektöründe ortaya çıkan sorunlara eğilmede bilgiyi yeterli düzeyde kullanamama durumlarının zayıf olduğu değerlendiriliyor.

Tarımda yeni teknolojilerin kullanımına uyum sağlayacak insan kaynağının tarımsal öğretim

kapsamında bulunmaması, yükseköğretimde meslek yüksekokullarında uygulamalı mesleki eğitim yerine akademik eğitimin veriliyor olması, genç kuşakların tarımsal öğretime ve faaliyetlere yönlendirilmesini sağlayan uygulamaların beklenen düzeyde olmaması ve çiftçi olmak ve desteklerden yararlanmak için tarımla ilgili eğitim alma veya okul bitirme zorunluluğu bulunmaması bu konudaki zayıf taraflarımız arasında sayılıyor. 

Özellikle yeni üniversitelerde uygulama yapacak yeterli fiziki imkânların ve öğretim üyelerinin

sayısının azlığı, tarım yükseköğretiminde kalite artırıcı çalışmaların yetersizliği ve tarımsal öğretim veren lise ve yükseköğretim yapan kurumların sayısındaki artışın yanında giriş puanlarının çok yüksek olmaması nedeniyle öğrenci sayısının artmasına rağmen kapasiteli öğrencilerin bu alanı tercih etmemesi diğer önemli sorunlar arasında yer alıyor. 

10 Ocak tarımsal öğrenimin başlamasının 178. yıl dönümü ve Dünya Ziraat Mühendisleri Günü kutlu olsun.