Bu yükselişin birçok sebebi var tabi ama sebeplerinden çok sonuçları halk açısından daha mühim. Çoğu konuda maalesef dışa bağımlı bir ülke olmamız sebebiyle artışlar halkın cebini direkt olarak etkiliyor. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’nun birimi olan KAMUAR’ın yaptığı araştırmaya göre, açlık sınırı kasım ayında 3 bin 890 liraya, yoksulluk sınırı ise 13 bin 13 liraya ulaştı. Her gün yeni bir gıda zammı, fatura zammı ve en temel ürünlere bile gelen yüksek zamlar konuşulurken ve vatandaşın cebindeki para günden güne erirken kur artışından etkilenecek bir sektör daha var ki o da yayıncılık sektörü.

Aslında ülkenin geleceği olan çocukların, eğitim gören gençlerin ve her bireyin en temel ihtiyaçlarından biri okumak ve kendini geliştirmek iken mevcut durumda bile para ayırmayı başarıp kitap alamayan insanlar yeni artışlarla nasıl kitap alacak? Örneğin, hukuk fakültesinde eğitim gören bir öğrencinin bir sene içerisinde alması gereken onlarca kitap var ancak bu kitapların ücretleri toplandığında ortaya çok yüksek rakamlar çıkıyor. Eğitim sadece okul kitaplarıyla da olmayacağı, kişinin gelişimi için genel kültür seviyesini de artırması gerektiği için romanlar, kişisel gelişim kitapları, yabancı dilde kitaplara da bir bütçe ayırması gerekiyor ancak temel ihtiyaçlarına bile yetişemeyen insanlar bunu nasıl başarsın?

Kırmızı Kedi Yayınevi’nin sahibi Haluk Hepkon 20-30 lira olan kitapların satış fiyatının 70-80 liraya çıkacağını, bunun kar elde etmek için değil zarar etmemek için yapılacağını açıkladı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Nisan 2021 verilerine göre yüzde 45 oranında zamlanan kağıt ve kağıt ürünleri yıllık bazda en çok zamlanan üç üründen biri oldu. Zaten ithalata bağımlı olan yayıncılık sektöründe böyle bir zam yapılacak olması bu nedenle şaşırtıcı değil ancak geleceği gençlerinin okumasına bağlı olan bir ülkenin buna göre önlemler alması, gerekli desteği bu sektöre göstermesi gerekir diye düşünüyorum. 

Kitap okumak, sanatsal aktivitelere katılmak bir ülkenin gelişimi için çok önemli. Avrupa’da bu konuyla ilgili gençler için yürütülen örnek uygulamalar var. Örneğin, Fransa’da 18 yaşındaki gençlere kültür sanat aktiviteleri için 300’er Euro bakiyesi bulunan kartlar verilip, iki yıl süreyle bu kartlardan yararlanmaları sağlanıyor. Böylece gençlerin gelişimine katkı sağlanıyor. Ülkemizde de bu tarz uygulamalar yapılması büyük farklar yaratacaktır. 

Jim Rohn’un da dediği gibi, “Okuldaki eğitim hayatınızı idame ettirmenizi sağlar. Kendinizi eğitmeniz ise size bir servet kazandırır.”