Tarım ile enflasyon canavarını yenmek
Geçen haftaki yazımızı; Yeter ki Ortadoks politikalardan Heterodoks politikalara tekrar bir evrilme olmasın ve "Hakem Anayasa Spor Kulübüne kırmızı kart göstermesin ve Yargıtay Spor Anayasa Spora gol atmasın" diye bitirmiştik.
Hakem VAR’a gitmediği gibi, Federasyonu da devreye soktu ve AnayasaSpor’un 3 puanını da sildi. Bundan sonra kimse Anayasa var, hukuk var demesin, hak hukuk, gak gukuk oldu. Tartışıp duruyor koca prof’lar Ortodoks’mu? Heteredoks’mu? faiz mi enflasyon mu? vs vs. sizce hukukun olmadığı yere yabancı yatırımcı gelir mi? Gelir gelmesine de ama vur-kaça gelir. Asıl gelmesi gereken para Avrupa, Amerika bankalarına kaçırılan, “MAN Adasında” aklanan, “Jersey Adalarında” yıkanan dövizlerin getirilmesi gerekmiyor mu?
Şubat ayına girişimizle beraber ocak ayı enflasyon
beklentileri de gelmeye başladı. Ekonomistler ile yaptığımız görüşmelerde
enflasyon beklentileri en düşük yüzde 6.50 ile en yüksek yüzde 9.50 aralığında
yer aldı. Ocak ayı enflasyonu beklenti ortalamalarına göre yaklaşık %65.5
seviyelerinde olacağı hesaplanıyor. ENAG beklentisi yüzde 12 ile yüzde 15
arası. Ancak halkın hissettiği yüzde 18 ile yüzde 21 arası. Ne TÜİK’in ne İstanbul
Sanayi Odasının ne de ENAG rakamları asıl hissettiğimiz enflasyondur yaşadığımız.
Sadece simit ve çay ikilisi ile öğünlerimizi geçirsek aylık ne kadar harcarız
hesaplamalarından matematikçi olduk, hoş simidi bile seçime malzeme yaptık. Bütün
gün hayat pahalılığından dem vurup, emekli maaşlarının düşüklüğünden
yakındıktan sonra, şükürler olsun yollarımız var diye kafamızı yastığa
koyuyoruz.
Herkes yine tartışıyor yok gıda yok enerji yok sağlık yok
alkol yüzünden enflasyon patladı. Bu hafta açıklanan ilginç bir haber var;
“Türkiye 2023 yılında 1.2 milyar sığır ithal etmiş. Ne oldu ilkokul
yıllarımızdaki münazaralara “sanayi mi tarım mı?” hep tarım kazanırdı değil mi?
Ama kimse yıllardır yapılan milyar dolarlık özelleştirmelerin bir kısmının bile
üreticiye, çiftçiye, hayvancılık ile uğraşanlara gitmemesi nedeniyle bırakın sığırı
samanı bile ithal eder olduk. 12 eylülden sonra uygulanmaya başlayan yanlış tarım
ve hayvancılık politikalarının tekrar acilen gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bugünlerde
tarlada 3 TL olan bir ürünün soframıza 20 TL’ye gelişi tartışılıyor haber
kanallarında. Tarımsal üretim aşamasında maliyetleri artıran tohum, gübre,
mazot, ilaç ile hayvancılıkta kullanılan yem ve ham maddeleri gibi ürünlerin
bir kısmının ithal olmasından dolayı kur artışından olumsuz etkilenmekte.
Türkiye’de bir takım tarımsal girdilere özellikle mazot ve kimyasal gübrelere
sübvansiyon uygulamasına karşın gerek kur artışları gerekse sübvansiyonlar ile
uygulanan para yardımları yeterli olmamaktadır. Dolayısı ile üreticinin maliyetlerini
artıran girdilere daha ucuza ulaşabilmesi hedeflenmelidir. Öncelikle çiftçiye
aşırı yük olan mazot, gübre, ilaç gibi maliyetlerin karşılanması ve mazotta ÖTV’nin,
tıpkı milyon dolarlık teknelere, pırlantaya uygulandığı gibi, “sıfırlanması”
gerekmektedir. Tarımsal üretimin devlet eliyle artırılarak desteklenmesi hem enflasyon
ile savaşta hem de işsizliğe çare olarak düşünülmelidir.
Aylardır imzalanacağını ve kabul edileceğini bilmemize
rağmen “İsveç’in NATO” oylaması olumlu sonuçlanmasından hemen sonra ABD ile F16
krizini de atlatınca her şey günlük gülistanlık oldu. Bende klavye F12’ye kadar
ne F16 ne F35 bilirim. Ancak önümüzdeki günlerde S300- S400 tartışmalarına
hazır olun. Geçen hafta sonu gelen bu iki önemli habere, hafta başından beri
BİST100 endeksi olumlu tepki verdi. Henüz ciddi bir yabancı girişi olmasa da,
sıcak para diyebileceğimiz bazı fonlardan giriş olduğu gözükmekte ve tarihi
zirveler zorlanmakta. Perşembe günü 8535’in üstüne atan endeks 8646 ile en
yüksek kapanışı yaparken, cuma günü ilk yarısında 8762’ye kadar yükselen endeks,
bu seviyeden gelen kar satışları gelen kar satışları ile beraber 8665.68
puandan kapatarak yeni bir kapanış rekoru kırmış oldu. USDTRY tarafı ise
ağustos ayından beri istikrarlı yükselişini sürdürürken, TCMB 31 TL
seviyelerinin üstüne çıkmaması için uğraş veriyor.
Bu haftayı da Anayasa Mahkemesine yapılan by-pass,
enflasyon, İsveç’in NATO’ya kabulünün yankıları ve Godot’u Bekler gibi yabancı
yatırımcıyı beklemekle geçti.
Sağlıcakla kalın.