Dolar $
32.67
%0.26 0.08
Euro €
35.41
%0.33 0.11
Sterlin £
42.03
%0.36 0.15
Çeyrek Altın
4090.72
%1.72 68.27
SON DAKİKA

Önümüzdeki günler maalesef karanlık görünüyor

Ekonomimizin gidişatı her geçen gün kötüye giderken yapılan düzenlemeler ve açıklamalarla başka bir tablo çizilmeye çalışılsa da maalesef sokaktaki vatandaş için hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Yeni vergi paketleri, sürekli artan yaşam maliyeti, enflasyon karşısında eriyen maaşlar, kiradaki sınırlamanın kalkması, emekli maaşları ve asgari ücret gibi birçok ekonomik sorun gündemde yer alıyor. Dün açıklanan verilere göre altı aylık enflasyon yüzde 24,73 olarak ilan edildi dolayısıyla emekli maaşlarına yapılacak zam oranı da belirlenmiş oldu ancak bu zammın hiçbir şekilde yeterli olmayacağı bilinse de yeterli olacakmış gibi davranılmaya devam ediliyor. Temmuz ayıyla beraber elektriğe yüzde 38, otoyol ücretlerine zam, üniversite harçlarına zam geldi ve daha birçok zam için hazırlık yapılıyor. 

Kiralara ise TÜİK verilerine yapılacak zam için temmuz ayı oranı yüzde 65 olarak görünüyor, bu durumda kiracıların geçinmesi gitgide zorlaştırılmış oluyor. Asgari ücretin gayet yeterli görüldüğü, emeklilerin yok sayıldığı bir ülkede memurlara ise sürekli “kıyak” geçilir gibi davranılması kabul edilebilir bir durum değil ve kabul edilmemeli. Kamuda istihdam edilen toplam personel sayısı beş milyonun üzerinde ancak vatandaşın herhangi bir işlem yapması gerektiğinde bu kadar personele rağmen saatlerini ve bazen günlerini harcaması gerekiyor. 

Tasarruftan bahsedilirken vergi aflarının kaldırılması, düşük gelirliye vergi affı yapılmazken yüksek gelirli kesime iyilik yapılmaktan vazgeçilmesi, kamuda liyakatle alım yapılması ve sınavda dereceye giren parlak gençlerin mülakatta elenmesinin engellenmesi, planlama yapılarak kamu personeli sayısının düşürülmesi, mevcut personelin ise sınavlarla yeterliliği ölçülerek istihdam edilmesi, kiralar için hem ev sahibi hem kiracıya yönelik yapılabilecek bir düzenleme getirilmesi ve asgari ücretle emekli maaşı yeterliymiş de halk şımarıklık yapıyormuş gibi yersiz tutumlardan uzaklaşılması gerekiyor. 

Söz konusu başka ülkelere yardım olunca veya yüksek gelirli kesimi desteklemek olunca alınan aşırı yardımsever kararların halkın desteğine gelince alınmıyor olması nasıl bir mantık aklım almıyor. Siyasiler neden yerli yersiz konularda tartışıyor da ne iktidar ne de muhalefet öncelikli olarak çözülmesi gereken konuları gündeme almıyor? Ülkemiz sosyal bir devletse ve seçtiğimiz vekiller bunu korumak zorundaysa lütfen buna göre davransınlar. Karşıt tarafların birbirini suçlaması, mecliste tartışması halkın bugüne kadar hiçbir işine yaramadığı gibi bundan sonra da yaramayacak. Bu halkın vekilleri bu halk için gerçek anlamda çabalamadığı sürece seçim yapmamızın da bir anlamı kalmıyor. Daha kötü günler yaşanmaması için artık bir şeyler yapacak mısınız?