Her ne kadar geçen hafta “Heterodoks politikalara” dönüş peşinde koşanların, koskoca profesörlerin ve bol takipçili hesapların Merkez Bankası Başkanı’nı magazin sayfalarının ve televizyonlardaki sabah kuşağı polisiye programlarının benzeri “itibar çökertmesi haberlerini” izlesek de 25’nde 2024 yılının ilk faiz artırımı geldi ve TCMB 250 baz puan daha artırarak %45’e çıkardı. Cumhurbaşkanı’nın Gaye Erkan’a desteği “Ortodoks politikaların uygulanmasına devam ve piyasanın rahatlamasına” neden oldu.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, “dezenflasyon için parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığının” altını çizerek “gerektiği sürece bu seviyenin dışına çıkılmayacağını” belirti. Böylece faiz artışlarının sonuna gelmiş bulunuyoruz. 2021 yılı sonunda gösterime giren dizinin 1. Sezonunu faiz indirimleri ile geçiren dizi, baş rol oyuncularının değişmesi ile 2. sezonu bu şekilde bitmiş oldu. “Yayımda ve yapımda emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ederiz.” İnşallah bu dizi bir daha karşımıza çıkmaz. Önümüzdeki aylarda artık enflasyon rakamları, satacak bir şey kaldıysa “özelleştirmeler”, yaklaşmakta olan yerel seçim ve yabancı yatırımcı ile gelecek kalıcı ve sıcak para piyasaların yönünü belirleyecek. Bizlere kalan “acı reçetenin” ne kadar canımızı sıkacağına ne kadar ağzımızın tadını bozacağını yaşamak kalıyor. 

Bilindiği üzere üst üste yapılan halka arzlar ile likiditesi iyice daralan Borsa İstanbul’dan, son dönemlerde SPK’nın halka arz kriterlerini değiştirmesi ve bir süredir yeni halka arz izinlerinin çıkmaması sonucu en azından halka arzlar nedeniyle nakit çıkışı görülmemekte. Bununla beraber 2023 yılının son dönemlerdin de %38 seviyelerine çıkan yabancı payı, faizlerin %45’e yükseltilmesi, CDS ’lerin düşmesi ve yabancı fon kurumlarından ardı ardına yapılan olumlu açıklamalar ile dahada artmış durumda. Sıcak para girişi, özellikle son hafta gelen ciddi alışlar BİST100 endeksinin bu hafta gördüğü en yüksek seviyesine yakın bir noktadan kapatmasına neden oldu. BİST100 haftayı 8346 seviyesinden kapattı. Para girişinin önümüzdeki haftalarda da devam edeceği düşünülmekte. Ancak hala elimizde nur topu gibi bir sorunumuz var ve sorun olmaya devam ediyor; KKM. Geçen hafta sonu açıklanan rakamlara göre, Bankacılık sektöründe döviz mevduatları artarken kur korumalı mevduatlarda düşüş yavaşladı. Buda hala Türkiye’de hatırı sayılır bir grubun “döviz kurunda yukarı” bir hareket, hatta devalüasyon beklentisinin devam ettiğini gösteriyor. KKM’ye ve dövize yönelimi kıracak tek şey “milyonmilyar dolarlık” fonların ve “kim olursan ol gel, ama yeter ki gel” dediğimiz yabancı yatırımcının gelmesidir.  “DÖVİZ LOTO” oynanmaya başladı, acaba bu fonlar “kaç TL’den dolar bozduracak? Yıl sonunda dolar kuru kaç olacak?”. 

Faizde durum netleştiğine göre önümüzdeki dönemde döviz piyasasında da durumun netleşeceğini ve zaten “kayıp yıl” olarak tanımladığımız 2024’ü, fon şirketlerinin yatırım yapılabilir raporları ile “para girişi yılı” olacağı beklenebilir. 

Ancak şunu herkes bilmelidir ki; Yeter ki Ortadoks politikalardan Heterodoks politikalara tekrar bir evrilme olmasın ve “Hakem Anayasa Spor Kulübüne kırmızı kart göstermesin ve Yargıtay Spor Anayasa Spora gol atmasın.”