İş kanununda düzenleme elzem
Gündemde asgari ücret varken ve çalışan kesimin çoğu asgari ücrete mahkûm edilmişken bir diğer önemli konu da aslında işçilerin izin hakları ve bu konudaki adaletsizlik olmalı. Dünyanın çoğu ülkesinde çalışma süreleri haftada dört güne ve mesai saati 6-7 saat bandına düşürülürken ülkemizde birçok işçi haftada altı gün, günde minimum sekiz saat çalışıyor ve izin hakları ise Avrupa ülkelerinin aksine çok daha az. Hal böyleyken mevcut çalışma sistemi gitgide kölelik sistemine benziyor demek çok da abartılı bir ifade olmaz.
Mevcut kanunumuza göre ülkemizde yıllık izne hak kazanmak için işe başlama tarihinden itibaren deneme süresi de dâhil en az bir yıl çalışmak gerekiyor. Bir yıldan beş yıla kadar kıdemi olan işçiler 14 gün, beş yıldan on yıla kadar kıdemi olan işçiler 20 gün, on beş yıl ve daha fazla kıdemi olanların izinleri 26 günden az olamıyor. Avrupa ülkelerinin çoğunda ise izin süreleri çok daha fazla ve söz konusu ülkelerde en az bir yıl çalışma şartı da bulunmuyor. Yıllık izne ek olarak sene içinde belli bir sürede hastalık izinleri bulunuyor. Ayrıca işçilerin mesai saatlerinden fazla çalışmaları ve dinlenme vakitlerinde çalışmaları çoğu firma tarafından engelleniyor yani işçilerin dinlenmelerine önem veriliyor. Bizim ülkemizde ise çoğu firma dinlenmeyi bir lüks gibi görüyor ve ne kadar çalışılırsa o kadar kar sayıyor ancak çalışma verimliliği konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmıyor.
Konuya ilişkin yapılan araştırmalar gösteriyor ki uzun çalışma saatleri çalışanların verimliliğini düşürüyor, iyi belirlenmiş çalışma saatleri ise aksine verimliliği artırıyor.
Bazı ülkelerde ise işçiler çalıştıkları kurumlarca yaz aylarında izne çıkarılıyor ve bu zorunlu tutuluyor. Böylelikle çalışanların motivasyonlarının artırılması ve daha verimli çalışmaları sağlanıyor. İşçilerin şartları, yaşam koşulları ve verimlilikleri değerlendirilirse bu uygulamaların işe yaradığı ve ülkemizde de uygulanması halinde çok büyük değişiklikler sağlanabileceği görülebilir ancak maalesef ülkemizde insanların refahı, mutlulukları çok önemsenmediği için böyle uygulamalar ütopik gibi görünüyor.
İnsan haklarına değer veren her ülke çalışan kesime yönelik bu tarz düzenlemeler yapmalı ancak maalesef işçiyi sömürme kültürüne sahip olan ülkeler bu uygulamalardan çok uzak kalıyor. Umarım bu konu bir şekilde mecliste gündem olur ve bir şekilde kanunda düzenleme yapılır da birçok adaletsizliğin mevcut olduğu bu günlerde en azından bu konuda bir gelişme yaşarız.