2023’e resmen bir şok haberle başlamıştık; “2 Ocak’ta, Danıştay'ın oy çokluğuyla aldığı kararla, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı hukuken kesinleşmiş oldu.” Peki neydi İstanbul sözleşmesi; Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, “kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme”. Sözleşme ağırlıkla kadına yönelik şiddeti önleme amacı gütse de Madde 2'de belirtildiği üzere sadece kadınlara yönelik değil, çocuklara karşı şiddet ve çocuk istismarının önlenmesini de amaçlamaktadır. Hemen 3 gün sonrasında Anayasa Mahkemesi, HDP'nin hazine yardımı hesabının bloke edilmesine karar verdi. Aslında bu iki kararla Millet İttifakının ilerideki seçim ortaklarına da sinyal verilmiş oldu. Ve Ocak ayını İsveç ile gerginliği ile kapattık.

Şubat ayı hiç birimizin hatırlamak dahi istemeyeceği, uzun süre kendimize gelemediğimiz, 11 ilimizi, Türkiye nüfusunun %13’ünü etkileyen kara bir ay oldu hepimiz için. Ama bazılarına olmamış olacak ki, o bölgede yaşayan, enkaz altında kalan, canı ile cananı ile uğraşan yatırımcıyı hiçe sayarak, Borsa İstanbul yönetimi, SPK ve Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerince borsanın açık kalması sağlanmış gelen tepkiler üzerine ancak 3. günü ilk seans işlemleri ardından yapılan anons ile kapatılabilmişti. İlk iki günün işlemlerinin takası yapılırken son gün işlemleri iptal edilmişti. Bu olay borsa tarihine kara bir leke olarak anılacaktır.

Şubat ayından seçime kadar bir tarafta uzay yolculuğunda TOGG’a, petrolden gaza, jelibondan bora ardı arkasına açıklamalar gelirken, diğer tarafta masanın ayakları birbirine dolaşmış bir gün 5’li bir gün 6’lı diğer gün 8’li ayak oyunları ve bol bol vaatlerle geçen bir süreç olmuştu. Ve Türkiye Nisan ayında imPARAtor fonu ile tanışmış, yıl sonuna kadar bu fonun tartışması ile oyalanmıştı.

Seçim dönemine geldiğimiz, 14 Mayıs’ta yapılaln ilk turda rakiplerden birinin sırtı yere gelmeyince, ikinci tur 28 Mayıs’ta yapılmış ve Recep Tayyip Erdoğan yine %52 ile seçimi kazanmıştı. Seçimin kazanılması ile aylardır beklenen an gelmişti. Mehmet Şimşek Hazine ve Maliye Bakanı olarak göreve getirildi. Ekibini oluşturmaya başlayan Mehmet Şimşek, Merkez Bankasının başına Hanife Gaye Erkan’ı getirdi. Mr. Nebati’nin “epistomolojik” ekonomi politikalarından rasyonel politikalara geçişle birlikte faiz artışı beraberinde geldi. Artan enflasyon ve KKM ucubesinden kurtulmak için ardı  arkasına kararlar alan ekonomi yönetimi yıl sonuna kadar seçim öncesinde %8.5 olan politika faiz oranını %42.5’lara kadar yükseltti.

Bu arada voleybolda ülkemize milletler ligi şampiyonluğu getiren Milli Kadın Voleybol takımımızdan bahsetmeden geçemeyeceğim. Amerika’da düzenlenen FIVB Milletler Ligi final maçında Çin’i 3-1 yenerek şampiyon olan kadınlarımız, Milletler ligi şampiyonluğu yetmemiş olacak ki 24 takımın katıldığı Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonasında, Eylül ayında Belçika’da oynanan final maçında Sırbistan’ı 3-2 yenerek hem şampiyon hem de Türkiye’nin gururu oldular.

Ekim ayının hemen başında Hamas’ın İsrail’deki bir festivale saldırmasının ardından İsrail ile Hamas arasında bir savaşın başlamasına neden oldu. Tüm dünyayı arkasına alan İsrail’in sivil Filistin halkına, çocuk-yaşlı-kadın demeden uyguladığı şiddet ve soykırım hala devam etmekte. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı kutlamaları yerini aldı. Tüm yurtta 7’den 70’e büyük bir coşku ile kutlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı nedeniyle Anıtkabir dolup taşarken, birçok etkinlikler yapıldı.

Kasım ayı ile başlayan süreçte ise vidanjörlerin çalışması ile Türkiye’yi bataklığa çeviren kişi ve kurumlarla ilgili başlatılan operasyonlar sonuç vermeye başladı. Bahis çeteleri, güzellik merkezleri, uyuşturucu tacirleri, Ponzi işlemler ve en önemlisi BORSA’DA başlayan suç çetesi operasyonları ile tutuklamalar gerçekleşti.

En azında “Türkiye’de Temiz Parmaklar Operasyonu” başladı. Bu operasyonun tüm Türkiye vücuduna sirayet etmesi ve vidanjörlerin içimizdeki pislikleri temizlemesi dileğiyle. HOŞGELDİN 2024….