SON DAKİKA
Son Yazıları

Enerjide Macaristan ile iş birliği

19 Tem 2024

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) ile Macaristan'ın İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı yapısı HUMDA arasında, her iki ülkenin yeşil hidrojen ekosisteminde işbirliği getirecek iyi niyet anlaşması imzalandı.

Anlaşmayı, H2DER adına Başkan Yusuf Günay ile HUMDA adına CEO Dr. Virag Meszaros, imzaladı. Anlaşma çerçevesinde, her iki ülke temsilcisi, karbonsuzlaşma hedefinde, yeşil hidrojeni öne çıkaran her aşamada işbirliği arayacak. Üretim, taşıma, depolama ve kullanımda tüm bileşenler ile ilgili çalışmalar için veri paylaşımı, hidrojen eko sistemini büyütecek projelerde paydaş olmak, iş birliğinin temel hedeflerini oluşturuyor. İmza töreninde Yusuf Günay ve Dr. Virag Meszaros’un yanı sıra, H2DER Genel Sekreteri Fatih Kuşçu, HUMDA Hidrojen Uzmanları Dr. Jozsef Szuper ve Dr. Habil. Gabor Pinter de yer aldı. H2DER Başkanı Yusuf Günay, HUMDA ile ortak çalışmaların Türkiye-Macaristan işbirlğine de katkısı olacağını vurguladı.

Günay, “Türkiye’nin temiz enerji potansiyeli, yeşil hidrojen eko sisteminin de kaldıracıdır. Bu potansiyel için henüz gelişmekte olan mevzuat ve altyapının hızla tamamlanması gerekli. İki kurumun iş birliği, ortak faydayı büyütecektir. Özellikle yeşil hidrojen ihtisas yapısı konusu, bizim üzerimizden Macaristan’da da gündeme gelecek. Karbon sıfır hedefinde yeşil hidrojenin yeri, bu tür somut adımlarla gelişecektir.” dedi. HUMDA CEO’su Dr. Virag Meszaros, H2DER ile yürütülecek çalışmaların, ortak faydayı büyüteceğini söyledi. Dr. Meszaros, “AB’nin 2050 hedefleri, ortak çalışmalara güç veriyor. Macaristan’da yürüttüğümüz projelerin verilerini paylaşacağız. Yeni projelerde paydaş olarak yeşil hidrojen eko sistemini geliştireceğiz. Karbonsuzlaşma hedefinde iş birliği zorunluluk. H2DER’in yeşil hidrojen özel ihtisas bölgeleri fikrini, ülkemiz için de geliştirmeye hazırız. Bu anlaşmanın, her iki ülke için de hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

H2DER, Mayıs 2022’deki kuruluşundan bu yana Türkiye’nin çok yönlü kazanımları için çalışıyor. Türkiye Yeşil Hidrojen Görev Gücü içinde yer aldı. Sektörün önemli şirketleri, üreticilerin yanı sıra akademisyenler ve bürokrasi deneyimi güçlü isimler ile yeşil hidrojen eko sisteminin söz sahibi yapılarından birine dönüştü. Hydrogen Europe ve SEDEFED üyesidir. HUMDA (Mobilitede Yeşil Kalkınma Ajansı), Macaristan İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kurulmuştur. HUMDA Green (Yeşil) markası altında yeşil hareketlilik programını yürütüyor. Elektromobiliteye büyük önem veriyor. Yeşil Otobüs Programı ve diğer elektrikli, akülü ve hatta yakıt hücreli araçlara yönelik destek şeması sahibi. Macaristan'ın toplam karbon emisyonlarının neredeyse beşte biri mobiliteden kaynaklanıyor. İklim hedeflerine ulaşmanın önemli bir yolu olarak, eski, kirletici otobüslerin yerine elektrikli otobüsler de dahil olmak üzere elektrikli araçların ikamesini teşvik ediyor. 2020-2029 döneminde 35,9 milyar HUF (yaklaşık 92 milyon Euro) bütçeyle faaliyet gösteren HUMDA, Hydrogen Europe üyesi.

------- Mobilitede yeşil hidrojen

HUMDA’nın Macaristan’da yürüyen en değerli projelerinden biri, yeşil hidrojenin bilinirliğini sağlamaya dönük, otobüs turu. Hidrojenle çalışan bir otobüs, Macaristan’da şehirden şehre dolaşıyor. Yolcular biniyor, veriler toplanıyor. Analizler ile mobilitede gelişimin nasıl sağlanacağı belirlenecek. Almanya’da Köln Belediyesi, 2017’den bu yana, hidrojenli otobüsler ile hizmet veriyor. ABD’de, Kaliforniya, hidrojen konusunda lider eyalet. 100’den fazla dolum istasyonu mevcut. Kaliforniya’da yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi ile yeşil hidrojen buluşması, tüm ülkeye örnek gösteriliyor. Bütün bu örnek gelişmeler, bize de neden hızlı davranmamız gerektiğini gösteriyor. Yeşil hidrojen üretimine dönük özel ihtisas alanlarının oluşturulması, en değerli atılımlardan olabilir. Mevzuatın hızla tamamlanması bu yarışta Türkiye’nin kulvarını öne taşıyabilir. Bilimsel altyapı, üniversiteler, TÜBİTAK, TENMAK ve H2DER gibi yapıların hazırlıkları, önemli çalışmalar içeriyor. Kamunun kararlılığı, ülke yararına yürütülen tüm çalışmaların zeminini güçlendirecektir.

-------- Plastik kirliliğinin boyutları 

Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı UNDP, muazzam bir dosya ile plastik kirliliğin el atmış. Çünkü bu artık bir atık yönetimi meselesi değil; çevreyi, ekonomik kalkınmayı, insan sağlığını ve sosyal adaleti de etkiliyor. Maliyet-fayda analizine bakış açımızı değiştirecek bir boyuttan söz ediliyor. İnsan sağlığını tehlikeye atıyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'na göre, ortalama bir insan her hafta bir kredi kartı değerinde, yaklaşık beş gram plastik yutuyor olabilir. BM Çevre Programı (UNEP), plastik ve plastik ürünlerde 13.000'den fazla kimyasalın kullanıldığını ve bunların 3.000'den fazlasının zararlı olduğunu söylüyor. Mikroplastikler sindirim, solunum, endokrin, üreme ve bağışıklık sistemlerini etkiler. Deniz ekosistemlerini bozuyor. Oysa gıda, ulaşım, karbon tutumu, iklim stabilizasyonu, turizm ve kültürel miras, bu ekosistem ile sağlanıyor. Dünya çöplük alanına dönüşüyor ve hızla plastik çorbaya dönüşüyor. İklim krizini körüklüyor. Etki plastiğin üretim süreciyle başlıyor. Yüzde doksan dokuzu fosil yakıtlardan geliyor ve plastik üretimi ve tüketimindeki hızlı artış göz önüne alındığında UNEP, sera gazı emisyonlarının 2040 yılına kadar toplam küresel karbon bütçesinin yüzde 19'unu oluşturabileceğini tahmin ediyor. Turizme zarar veriyor. Plastik atıklar turistik destinasyonların estetik değerlerine zarar vererek gelirlerin azalmasına neden oluyor. Yüksek hacimli plastik çöp nedeniyle ziyaretçilerin geri gelme olasılığı daha düşük olabilir. Sosyal ve çevresel adaletsizlik oluşturuyor. Plastik üretimi, tüketimi ve yönetiminin getirdiği yükler orantısız bir şekilde yoksul ve savunmasız toplulukları etkiliyor. Zenginler plastik üretiminden ve dağıtımından yararlanırken, çoğunlukla savunmasız nüfustan gelen resmi olmayan atık toplayıcılar, uygun koruma olmaksızın sağlık tehlikeleriyle uğraşıyor. Bilelim, sorumlu tüketimi öğrenelim; çocuklarımızın yarını için… 

-------- TFF’de seçim ve kaos kültürü

Türk futbolunun dokusudur kaos kültürü. Ankara’da gerçekleşen olağanüstü genel kurulda, seçimin adı bile doğru yazılamamış, olağan diye afişe edilmişti. Kulüpler, hakemler, antrenörler, TFF’nin yeni yönetimi için harıl harıl çalışıyordu. Yeni yönetim, eski anlayıştan uzaklaşamıyordu. İsimler üzerinden pazarlıklar, tartışmalar yaşandı. Yıllarca hakem sorununu MHK başkanlarını değiştirmekte bulan karşılıksız fikirler gibi. Yüzler değişti, sorunlar büyüdü, çözüm üretilmedi. Belli ki yakın dönemde bir seçim daha olacak. Türk futbolu, yönetimini geçici değil kalıcı olarak belirleyecek. Her şey, adaysızlık sorununu çözmekle başlayacak, samimiyetle…

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları