Dünya Hali - II
Avrupa Birliği ülkelerindeki 65 yaş üzeri nüfusun payı yüzyılın sonunda %31-32 arasında olacağı hesaplanıyor. Şimdi %21-22 arasında olan yaşlı nüfus yüzünden her yıl bir milyon iş gücü kaybı yaşanıyor. Bu şartlar altında yasal göç yolunun açılması gerekirken, sığınmacıların Batı Avrupa’ya seyahat etmesinin zorlaştırılmasını esas alan Sığınma ve Göç Anlaşması kabul edildi. Avrupa sınırları göçten korunmak isteniyor. Yaşlı nüfusun oranı nüfusun 1/3’ünü oluşturacağı ortadayken Avrupa sınırlarının adeta göçe kapatılmasının açıklaması ilginç olacaktır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusundaki durum daha da vahim. Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre yüzde 100 cinsiyet eşitliğini sağlamış hiçbir ülke yok. Bu şartlar altında erkek eşitliğine ulaşmak yüzyılı aşan süreyi bulacak. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Raporu’na göre, 2030’da 340 milyondan fazla kadın ve kız çocuğu aşırı yoksulluk içinde yaşayacak ve bu yıl yaklaşık 18 milyondan fazla çocuk açlık içinde doğacak. Afrika ve Asya’da gerçekleşecek yetersiz beslenen doğumların oranı %95’i bulacak.
Aşırı sıcaklıklar nedeniyle iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin 2050 yılında beş kat artacağı, alınması gereken önlemlerin gecikmesinin insan sağlığını kat be kat olumsuz etkileyeceği raporlandı. 3,2 milyondan fazla Amerikalının iklim değişikliği nedeniyle yüksek sel riski bulunan bölgelerden göç ettiğini, 113 milyon kişinin iklim değişikliğine bağlı olarak sel riski altında bulunduğuna, 2050 yılında gelecek 30 yıl içinde 2,5 milyon insanın daha yer değiştirmesinin beklendiği görülüyor.
Bulutlarda mikro plastik parçalarına rastlanması, bu durumun iklim krizini tetikleyen ve küresel ısınmayı artıran etmenler olduğunun araştırmalarla ortaya çıkması, anne sütünde dahi plastiğe rastlanması ve ortalama bir şehir insanının yılda bir kredi kartı ağırlığında plastiği gıda ürünleriyle birlikte tüketmesi, insan sağlığının ve sürdürülebilir insanlık neslinin tehdit altında olduğunun raporlanması. Dehşet vericiydi.
Bulaşıcı hastalıklar ve salgınlar konusunda da işlerin iyi gitmediği, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin bulaşıcı hastalıkları ve salgınları hem artıran hem çeşitlendiren etkisi üniversite araştırmalarıyla ortaya konulmuş durumda. Küresel ısınma nedeniyle canlı yaşamın salgın tehdidi altında olmasını tetiklediği, kuzey kutbundaki eriyen karlar altında gömülü kalmış ve modern insanla bağışıklığı olmayan bakteri, virüs, parazitlerin yaratacağı tehdit de göz ardı edilemeyecek kadar büyük.
Avrupa Birliği “Yeşil Ekonomi” kisvesi altındaki göz boyama vakalarının %70’nden bankalar ve finans kuruluşlarının sorumlu olduğunu dile getirdi. İklim için 350 Derneği’nin, Türkiye'deki 17 bankanın iklim değişikliğiyle mücadele uygulamalarını incelediği rapora göre, 17 bankadan 9'u kömüre "hayır" dedi, 10'u "net sıfır" hedefine uygun olarak hareket edeceğini taahhüt etti. Avrupa Parlamentosu da Avrupa Birliği'nin iklim değişikliğiyle mücadele ve Rus fosil yakıtlarına bağımlılığı sona erdirme planlarının bir parçası olarak 2030 yılı yenilenebilir enerji kullanım hedefini yüzde 42,5'e yükseltti.
Avrupa Birliği havacılık sektöründe atık şeker ve bitkisel yağlardan üretilen sürdürülebilir yakıt kullanımının artırılmasını onayladı ve 2050 yılına kadar sektörün %70’nin bu yakıtı kullanmasını kararlaştırdı. Bu bağlamda da; sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanan hava taşıtı transatlantik uçuşunu gerçekleştirdi.
Avrupa Birliği, üye ülkelerde çevre dostu teknolojilere yatırım yapacak şirketlere 4 milyar euro tutarında yapılacak mali desteğe onay verdiğini açıkladı. AB bünyesinde Çin ile rekabet eden elektrikli otomobillere batarya üretecek tesislerin, devlet desteğinden faydalanacak şirketler arasında yer alacağı bildirildi.
Yenilenebilir Enerji Akademisi (RENAC) temsilcileri, 2028 yılında güneş ve rüzgâr enerjisi sektörlerinde altı kat daha fazla istihdam beklendiğine dikkat çekerek, Türkiye'de yatırımların fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına kaydırılmasının 2030 yılına kadar 300 bin yeni iş fırsatını ortaya çıkaracağını belirtti.
Kısaca; insanlık neslinin 21’nci yüzyılda görevleri çeşitlendi ve arttı.