Elbette gerekli makamlar olayı her boyutuyla soruşturuyor. Ve sorumluları er geç yargı önünde hesap verecek. Medya olarak her aşamasını takip edeceğiz.

Ancak!

Burada bir duralım…

Sosyal medyayı bir kenara bırakın zaten ağzı olan konuşuyor da ya yaygın medyamıza ne demeli?

Yahu ne kadar kirli fanteziniz varsa küçük bir çocuğun ölü bedeni üzerinden saçtınız ortaya!

Hiç mi utanmazsınız? 

Hiç mi sıkılmazsınız? 

Her şey rating mi bu hayatta?

Ne ara bu kadar bıraktınız basın meslek ilkelerini?

Çorabını sıvayıp dereye giren mi ararsın, ekranlarda güya Narin için çığlık atan mı?

Neler yok ki?

Hele o koca koca adamlar, koca koca kadınlar küçücük bir kızın bedeni üzerinden dilim varmıyor!

Aile bağlarını irdeleyen mi ararsın, çarpık ilişki kovalayan mı?

Mide bulandırıcı, tiksindirici!

* * * 

Evet neresinden baksan haber bu! Ulusal medyada da uluslararası medyada da haber.

Dünyanın pek çok ülkesinde hala 3. Sayfa haberleri hala revaçta.

The Sun, Mirror, Bild! 

Daha tonlarca örnek var…

* * * 

Elbette her tarafından haber bu dedik ya!

Lakin yabancı medyada daha bir imtinalı bu işler. 

Hala birçok ülke gazetesinde masumiyet karinesine saygı var. 

Ne mağdurun ne de şüphelinin fotoğrafı yüzü açık yayınlanmaz!

Vallahi bizimkiler ellerine geçirse otopsi görüntüsünü yayınlayacaklar resmen o haldeyiz!

* * * 

Peki neden? Neden bu hale geldik. Muhabirlik bitti, gerçek haberin ne olduğunu unuttu toplum. İliştirilmiş gazetecilik, basın bülteni gazeteciliği, ALO gazeteciliği, reklam haberciliği, WhatsApp muhabirliği gibi kavramlar oturtuldu Türk basınının içine. Oturduğun yerden yolla soruları, bir de fotoğrafını iste haber kaynağının alsana taş gibi (!) röportaj… 

Emek mi bu şimdi? 

Gazetecilik mi?

Hayatında bir haberi sıfırdan araştırıp toplamamış, ilginç bir detaya ulaşmamış insanlar bu değerli mesleğin sıfatını ucuzca tüketti.

Araştırmacı-Gazeteci-Yazar titrleri havada uçuşuyor.

Hiç suçu sosyal medyanın yaygınlaşmasına falan atmayın. Bunda bir dönem yöneticilik görevlerinde de bulunmuş benim gibi herkesin payı var.

Gerçek haberin ne olduğunu unutan halk elbette TV ekranlarındaki maskaralıklara rağbet gösteriyor.

Elbette bunlar prim yapıyor.

Dizi senaryoları, film senaryoları, TV programları hep bu çarpıklaşmalar üzerine. Cicili biçili sunuyorlar halkımıza. Savunmaları da “Eeee napalım halk istiyor!”

* * * 

Daha 8 yaşında minicik bir kız çocuğunun ölmüş bedeni üzerinden prim kasanlar, kirli fantezilerini henüz ortaya çıkmamış bir olaya mal etmeye çalışanlar bu lafım size; belki fiili olarak bu kanlı olaya iştirak etmediniz ama Narin’in, Narin’den önce katledilen nice yavrumuzun ve hiç istemem ama bundan sonra yaşanacak herhangi bir olayın ardında sizin de parmağınız var!