Dolar $
34.08
%0.02 0
Euro €
37.74
%-0.25 -0.09
Sterlin £
44.8
%-0.27 -0.12
Çeyrek Altın
4481.27
%-0.71 -31.78
SON DAKİKA

Avrupa Parlamentosunda hidrojen

Hydrogen Europe – HE (Hidrojen Avrupa) Avrupa Komisyonu'nun önemli bir yapısı. 25 ülkeden 600'ü aşkın üyesi var. Türkiye'den H2DER (Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği) gibi STK'lar ve Enerjisa Üretim, Akfen Yenilenebilir Enerji, Linde Gaz gibi şirketler de üyeleri arasında.

HE’nin CEO’su Jorgo Chatzimarkhakis, 1980’lerin ortalarından bu yana Ortak Pazar / AB kurum kuruluşlarında çeşitli görevlerde bulunmuş değerli bir yönetici. Onun moderasyonunda müthiş bir seminer gerçekleşti: AB’nin İklim Hedefini Yetirme Getirme Yetkisi. Hidrojen sohbetleri başlığı altında, 6 değerli parlamenter görüşlerini paylaştı. Avrupa Parlamentosu eski Başkan Yardımcısı ve Renew Europe üyesi (Alman) Jan-Christoph Oetjen, Sosyal Demokrat AP üyesi (Portekizli) João Albuquerque, AP üyesi (Alman) Hildegard Bentele, Member of the European Parliament, Avrupa Halk Partisi’nden AP üyesi (Alman) Jens Geier, Sosyal Demokrat AP üyesi (Bulgar) Radan Kanev, Liberal Demokrat AP üyesi (İspanyol) Antonios Nestoras, önce on seçimleri değerlendirdiler. Haziran başında Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sağ kanat ağırlık kazanmıştı. 

Özellikle Orta Avrupa, doğu ve kuzeyde yoğunlaşarak sağ eğilimi tırmanıştaydı. Bunun en tetikleyici sebebi, Rusya- Ukrayna savaşı gibi görülse de yorumlar farklıydı. Son seçimde AP dışında kalan Romanya ve Polonya’nın sol kanat temsilcileri, önceki dönemde aldıkları kararlar ışığında 55’e Uyum paketi çalışmalarının nasıl devam edeceğini sorguluyor. De- carbonisation, de-industrialisation getirmemeli; yani karbonsuzlaşma hedefi sanayisizleşme sonucu yaratmamalı diyorlar. Çünkü 2019’da Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2021’de 55’e Uyum Paketi kabul edilmişti. Ancak, özellikle yenilenebilir enerji alanında yapılması gerekenler, ekonomik karşılığını bulmakta zorluk çekiyor. Gençlerin istihdam ve güvenlik endişesi, iklim mücadelesinin ekonomik zeminini etkileyecek sosyal sonuçlar doğuruyor. Bulgaristan, Romanya, Polonya gibi ülkelerde sağ eğilim bu yüzden yükselirken, Fransa seçimlerinde solun öne çıkışı ekonomik olarak açıklanıyor. Çünkü, enerji fiyatları yüksek. Yenilenebilir bir zorunluluk olarak görülse de maliyet yüksek. 

Çin, bu alanda AB’yi zorlayacak kadar fiyat avantajı sunuyor. AB, bir yandan korumacılıktan uzaklaşmaya çalışıyor bir yandan Çin elektrolizör fiyatları ile rekabet edebilmek için damping tartışmaları yapıyor. Karbonsuzlaşma, rekabet gücünü azaltmış durumda; AB çare arıyor. 55’e uyum, merkezileşmeyi getiriyor. Bundan sıyrılmaya çalışılıyor. Oysa ana tabloda durum şu: yenilenebilir yatırımları artmalı enflasyonla mücadelede yenilenebilir destek olacaktır karbonsuzlaşma, sanayi yatırımlarının önüne geçmemeli Yeşil mutabakat, rekabeti önleyici çapalarından kurtarılmalı Yenilenebilir enerji kurulu güç artışı için için grid (altyapı) yatırımları desteklenmeli “Kamu, finansta destekçi olmalı” fikri yetersizdir; Avrupa özel bankacılık sisteminin finans kaynaklarına erişim ve kullanım biçimleri yenilenerek özel sektöre yönlendirilmelidir. ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) yürürlüğe girmeli. Sağlanacak gelirin kullanımı ile ilgili tartışmalar, sanayicinin rekabet gücüne olumlu yansıyacak şekilde sonuçlanmalıdır. Politika yapıcılar, Avrupa Birliği’nin özel sektöre fon yaratan yapı gibi görülmesinden rahatsız. Güvenlik ve uzun vadeli garantiler bir an önce yasal zemin bulsun isteniyor. Çekler, AP dışında kaldı. Ağırlıklı olarak liberallerin kaybettiği bir yeni AP yapısı var. Tutucu/sağcı bir anlayış önümüzdeki beş yılın iktidarını oluşturdu. Hidrojen, bütün bu sosyo-ekonomik alanın en değerli alanlarından biri. Öncelikli olacaktır. Elektrolizör üretim ve Çin’le rekabet kadar S.A.F. (Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı) değerli alternatif olmalıdır. Henüz çok başında ancak yeşil hidrojen ve S.A.F. 2030’dan başlayarak ağırlık kazanmalıdır.

---------

TFF’de yeni dönem

Seçim sürecine nasıl gelindiğini hatırlamak gerek. İmzalar toplandı, olağanüstü genel kurul zorunlu, Büyükekşi istifa etsin, karar alsın vs tartışmalar, haftalar aylar sürdü. Kazandığı her maçın ardından hakem ve TFF eleştirilerine devam eden Fenerbahçe, seçim talebinde başı çekiyordu. Galatasaray, “tüm kurulları ile birlikte derhal istifa” çağrısında bulunduğu TFF yönetimine, sonradan destek olmaya başladı. İki takımın şampiyonluk yarışı, TFF üzerinden açılan kulvarda da sürüyordu. Kim ne dersin, her ki tarafın da lehine ve aleyhine yapılan hatalar, son haftalardaki yabancı V.A.R. hakemleri kararları ile minimalize edildi. Sonuçta, en büyük derdin hakemler olduğu, kurulların yan mesele kaldığı (verilen/verilmeyen cezalar) açığa çıktı. Mehmet Büyükekşi yönetiminin Euro 2024 sonuna aldığı genel kurul kararı, her zamanki gibi Ankara’nın gözüne bakarak yorumlandı. Peki şimdi ne olacak? Kim seçilirse seçilsin, ilk düdükle başlayacak eleştiriler. Alışkanlıklarımız böyle çünkü. Canı yanan TFF’ye saldıracak. Trafikteki hatalı sürücüler gibi, herkes sorumluluğu başkasına yükleyecek. Biz de (futbolseverler) yöneticilerin gazına gelerek rakip/düşman fikri içinde maç izleyeceğiz.

----------

Montella

Eleştiriyle hüküm giydirmeyi karıştırıyoruz. ‘Vincenzo Montella’ gitsin kampanyasını başlatalar var. ‘Gitsin, Fatih Terim gelsin’ diyenler var. ‘Fatih Terim ve Şenol Güneş artık torun sevsin’ diyenler var. Ben de daha net bir soruyla katılıyorum gündeme: Montella neden gitsin! Milli takımla barışı sağlayan, gencecik çocukları ‘Bizim Çocuklar’ bakışına taşıyan, elemeleri lider bitiren, Almanya’da gruptan çıkan, Çeyrek final oynayan da Montella. Geç oyuncu değişikliği vs eleştiridir. Bence de haklı eleştiridir. Karşılığı, kalem kırmak değildir.

--------

COP28’in çelişkileri

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Yenilenebilir Enerji İstatistikleri 2024 raporunda, COP28'de vaat edilen yenilenebilir enerjiyi üçe katlama hedefi mümkün değil diyor. Hedefe ulaşmak için 2030’ dek yenilenebilir enerji kapasitesini yıllık en az %16.4 artırmak gerekiyor. COP28 Başkanı Dr. Sultan Al Jaber, " rapor tüm dünya için bir uyarı niteliğinde: ilerleme kaydediyor olsak da, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini 11.2 TW'ye üç katına çıkarma küresel hedefini tutturmaktan uzağız. Hükümetler, özel sektör, çok taraflı kuruluşlar ve sivil toplum arasında işbirliğini artırmak gerekiyor’ dedi. Hedefe ulaşmak için gerçekçilik birinci öncelik.