SON DAKİKA
Son Yazıları

"Ateş Çemberinin Ortasında Bir 'Denge' Oyunu!"

03 Aðu 2024

Son yıllarda sıkça duyduğumuz "Türkiye'nin çevresi ateş çemberi" söylemi ne yazık ki güncelliğini koruyor.

Bölgesel gerilimlerin artması, küresel güç dengelerindeki değişimler ve yükselen milliyetçilik akımları, üçüncü bir dünya savaşının kapıda olup olmadığı sorusunu akıllara getiriyor. Bu karmaşık tabloda, Türkiye'nin izleyeceği yol ve alacağı önlemler büyük önem taşıyor. Lakin Türkiye, büyük bir dış politika istikrarsızlığı yaşıyor.

                                                * * * 

Bir yanda iç politikalardaki karmaşa, diğer yanda 'denge politikası' adı altında verilen tavizler, Türkiye'yi her daim büyük bir devlet zaafları silsilesiyle karşı karşıya bırakıyor.

Coğrafi konumu itibarıyla Türkiye, tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ve farklı kültürlerin kesiştiği bir coğrafyada bulunuyor. Bu durum, hem büyük bir zenginlik hem de büyük riskler barındırıyor. Bölgesel güçler arasındaki rekabet, Türkiye'yi sık sık zor durumda bırakıyor. Güçlü tavır göstermemiz gereken konularda silik; çok da önemsemeyeceğimiz uzak konularda da bir o kadar ısrarlı bir politika izliyoruz.

                                              * * * 

Üçüncü dünya savaşı ihtimali, küresel bir felaket senaryosu olarak karşımıza çıkıyor. Nükleer silahların yaygınlaşması, siber saldırıların artması ve biyolojik tehditlerin ortaya çıkması, bu senaryoyu daha da gerçekçi kılıyor. Artık savaşlar sadece tankla, topla, tüfekle yaşanmıyor elbette. Böyle bir savaşın sadece bölgeyi, ülkemizi değil, tüm insanlığı etkileyecek yıkıcı sonuçlarının olacağı aşikar.

Türkiye'nin bu tehdit karşısında izleyeceği politika, ülkemizin geleceği açısından kritik öneme sahip. Öncelikle, dış politikada güçlü bir çizgi izlemek ve kartları doğru oynamak gerekiyor. Diplomasi, çatışmaların çözümünde en etkili araçlardan biri. Türkiye'nin bu alandaki tecrübesi büyük bir avantaj. Lakin bu tecrübeyi ortaya koyacak devlet aklını çalıştırabilecek bir iktidar krizi yaşadığımız ortada. Bir yanda AB'ye, ABD'ye boncuk dağıtan muhalefet; diğer yanda denge politikasının yarattığı sıkıntılar, öte yanda bölücü politikalar ve vatandaşı devlete olan güvenden her geçen gün uzaklaştıran derin ekonomik kriz...

                                               * * * 

Savunma sanayine yapılan yatırımların artırılması ve ülkenin kendi kendini savunma kapasitesinin güçlendirilmesi gerekiyor. Güçlü bir savunma, caydırıcılık sağlayacak ve potansiyel saldırganları düşündürecektir. Lakin bütçe öyle anlamsız yerlere harcanıyor ki! Bölgesel işbirliği mekanizmalarını güçlendirmek, komşularla ve Asya ülkeleriyle ortak güvenlik anlayışını geliştirmek gerekiyor. Bölgemiz ekseninde ortak sorunlara ortak çözümler üretmek mümkün. Toplumun tüm kesimlerinin birlik ve beraberlik içinde olması gerekiyor. İçerideki sorunların çözülmesi, dışarıdaki tehditlere karşı daha güçlü bir duruş sergilememizi sağlayacaktır.

                                              * * *

Türkiye, ateş çemberinin ortasında zorlu bir sınav veriyor. Gün geçmiyor ki çevremizdeki siyasi dengeleri alt üst edecek bir kriz yaşanmasın. Suikastler, şaibeli ölümler, her geçen gün tırmanan savaş çığırtkanlıkları... Ancak, doğru adımlar atılarak ve tüm imkanlar seferber edilerek bu sınavdan başarıyla çıkmak mümkün. Unutmayalım ki, barış en büyük zenginliktir ve bu zenginliği korumak hepimizin görevi!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları