Dolar $
32.95
%-0.01 -0
Euro €
35.9
%-0.21 -0.07
Sterlin £
42.46
%-0.28 -0.12
Çeyrek Altın
4144.88
%0.99 39.96
SON DAKİKA

Almanya, hidrojende iş birliğine hazır

Almanya, yeşil hidrojen ekosisteminin öncü ülkesi konumunu koruyor. Federal hükümet, yeşil hidrojen talebi ve alım miktarları ile ilgili mevzuatı tamamladı ve resmi açıklamasını yaptı.

 Buna göre, Federal Hükümet, hidrojen ve türevleri için 2030 yılına kadar 95 ila 130 terawatt saat (TWh) arasında bir ulusal talep öngörüyor ve 45 ila 90 TWh'nin yurt dışından ithal edilmesi gerekiyor. (Toplam talebin yüzde 50 ila 70'i). 2045 yılına kadar talep 360 ila 500 TWh hidrojene ve yaklaşık 200 TWh hidrojen türevine yükselebilir. İthalat stratejisinin ana hedefleri de şu şekilde sıralanmış: -Yeterli hidrojen ve türevlerinin esnek bir şekilde tedarik edilmesini sağlamak. -Hidrojen ithalatı için sadece moleküler hidrojen değil, aynı zamanda amonyak, metanol, nafta ve e- yakıtlar gibi çeşitli türevleri de içeren çeşitlendirilmiş bir ürün yelpazesini desteklemek. -Tedarik kaynaklarını çeşitlendirmek, düzenleyici sorunları ele almak ve üretim potansiyelini ve altyapısını genişletmek için Avrupalı ve uluslararası ortaklarla yakın iş birliği yapmak. Almanya, diğer ülkelerle 30'dan fazla iklim ve enerji ortaklığı ve diyalog yürütüyor. Son yıllarda çok sayıda ülkeyle hidrojenle ilgili açık anlaşmalar imzaladı. Bu i şbirliği yapısı içinde yer alan ülkelerden biri de Türkiye. Avrupa’nın sanayi devi, yeşil dönüşümde hidrojeni çok önde tutuyor. Karbonsuzlaşma yolunda büyük yatırımlar, milyarlarca Euro tutarında anlaşmaları da getiriyor. Ülkemizin çok yönlü kazanımı için bu alanda çalışmalarımız hız kazanmalı. Yeşil hidrojen üretimi için özel ihtisas üretim bölgeleri ilan edilebilir. Kamunun kararlılığı özel sektörü desteklerse sektör oluşur, büyür. Pek çok başlığın en değerli öncelikleri, mevzuatın hazırlanması, yerli elektroliz üretiminin HAMLE programına dahil edilmesi ve offgrid elektrik üretiminin yeşil hidrojen üretimine yönlendirilmesi olacaktır. Yeşil hidrojen özel ihtisas bölgeleri ilan edilmesi, en akılcı bütünlük çalışması olacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, kendi alanlarında yeşil dönüşüm hamlesini dikkatle takip ediyorlar. Mevzuat ve ilgili regülasyonların ivedilikle oluşması cari açık başta olmak üzere çok yönlü sağlayacağı fayda açıktır. Almanya’nın son açıklaması ile Türkiye’nin hidrojen tedarikçisi olma kabiliyeti bir kez daha ortaya çıkmıştır. Öncelik, gelişmeleri geriden takip etmek değil, sürecin mimarları arasına girmek olmalıdır. ---

-- 

TFF ve seçim sonrası kaos kültürü

Türk futbolunun dokusudur kaos kültürü. Ankara’da gerçekleşen olağanüstü genel kurulda, seçimin adı bile doğru yazılamamış, olağan diye afişe edilmişti. Bu olağan görünümlü olağanüstü seçim, hızla değişiklikler getirdi. Kadrolarda değişiklik, yabancı sınır için yeni yapı fikri, yeni MHK, yeni kurullar derken, aslında temel anlayışın aynen devam ettiği görülüyor. Liyakat sorgulamaları arasında yeni atamalar yapılıyor. Yeni yönetim, daha birkaç gün olmuşken, yol arkadaşlarını kaybediyor. 19’da 18 kulüp (Galatasaray hariç) Ali Koç’u Kulüpler Birliği Başkanı seçti. Ali Koç, “TFF eski yönetimi, hatalar yapmış olsa da iyi niyetle Türk futbolu için çalıştı. Hepsine teşekkür ederiz” gibi hiç beklenmedik bir akil yorumla yeni döneme başladı. 2 yıldır yerden yere vurduğu, kişisel hakaretlere kadar varan eleştirilerine nefes almadan devam eden Ali Koç, tüm diğer başkanlar gibi, var ettikleri kaos kültürünü beslemeye devam ediyor. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek de, “barış” sözünü unutmuş durumda, iki büyük kulüpten başlayan sevgisizlik ortamından uzaklaşmıyor. Oysa Mourinho’lu Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi ön elemesine çıkıyor. Galatasaray, Icardi’yi ilk kez sezon öncesi kampta görüyor. Beşiktaş ve Trabzonspor iddialı yapılarla sezonu bekliyor. Taraftar kendi maçını oynamaya fırsat bulamıyor. TFF’den başlayan ‘kaos besiciliği’ kulüpler birliği ve kulüp yönetimleri ile devam ediyor. Oysa futbol güzel oyun, çok güzel bir oyun.

---------

Küresel tekelleşme 

Bir yazılım çöktü, gerisi çorap söküğüne döndü, havacılık çöktü, o çöktü bu çöktü… Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sorunu beş kelime ile özetledi: snayide yaşanan tekelleşme eğilimi! Bakan Kacır’ın sunduğu çözüm önerisi de açık: Daha fazla yerli ve milli ürün. Daha fazla açık kaynak kullanımı. Teknolojide tam bağımsızlık. Kamunun gösterdiği kararlılık değerli. Bu yaklaşım mutlaka karşılığını bulmalı ve temeli, ciddi eğitim organizasyonları ile atılmalı. Türkiye Cumhuriyeti, büyük devlettir. İnsan kaynağı da her alanda değerli ve mevcuttur. Mesele, helvayı pişirme meselesidir. Bakan Kacır’ın yinelediği vizyon, akılcı ve gerçekçi zeminle yürütülmelidir. 

--------- 

Paris 2024 ve cimnastik

100 yıl aradan sonra dünyanın en büyük spor organizasyonu bir kez daha Paris’te. 2021’de yapılan 2020 Tokyo’dan sonra, yine şahane sporcularla büyük heyecan içinde yarışmaları bekliyoruz. Spor uzmanları gazeteciler, oyular öncesi değerlendirmede Türkiye’ye 2 altın madalya öngörüyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor. Madalya, şampiyonluk umudu olan pek çok sporcumuzu, rehavetten çıkarıyor. Vakko’nun muhteşem kreasyonunu madalyalarla bezeyecek potansiyelimiz var. “Tarihin en başarılı federasyon başkanı” unvanını hak eden iki isimden biri, Voleybol Federasyonu Bakanı Mehmet Akif Üstündağ, diğeri büyük sporcu kimliğini yöneticiliğine de taşıyan Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen. İkisi de takım halinde Paris’te. Büyük onur! İkisi de kürsü hedefinde. O uzmanlar, Filenin Sultanları 3 olur diyor. Cimnastik takımına ise şans tanıyan yok. Her ikisi de dünyayı şaşırtsın diye bekliyorum. Biz şaşırmayacağız. Kızlarımızı tanıyoruz. Suat Çelen’in takımı ise çok başka yerde. 1957’de kurulan federasyon ilk kez takım olarak yarışıyor. Suat Çelen gerçekçi; Çin ve Japonya arayı çok açmış durumda. Üçüncülük de bizim olmalı, demişti giderken. Haydi başkan, haydi başkanlar! Bizi zirveye siz alıştırdınız. Sürdürülebilir başarıların mimarı olduğunuzu görelim. Paris’e katılarak büyük bir başarı eşiğini geçtiniz, gerisi neden olmasın! Kulüpler, hakemler, antrenörler, TFF’nin yeni yönetimi için harıl harıl çalışıyordu. Yeni yönetim, eski anlayıştan uzaklaşamıyordu. İsimler üzerinden pazarlıklar, tartışmalar yaşandı. Yıllarca hakem sorununu MHK başkanlarını değiştirmekte bulan karşılıksız fikirler gibi. Yüzler değişti, sorunlar büyüdü, çözüm üretilmedi. Belli ki yakın dönemde bir seçim daha olacak. Türk futbolu, yönetimini geçici değil kalıcı olarak belirleyecek. Her şey, adaysızlık sorununu çözmekle başlayacak, samimiyetle…