BAR RESTORAN ÇALIŞANLARI VE SAHİPLERİ: "PERİŞANIZ"
Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri, pandemi sürecinde devam eden ekonomik sorunların giderilmesi için yeni düzenlemeler içeren kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sundu.
Teklif yüzde 20 olan kurumlar vergisi oranını 2021’de yüzde 25; 2022’de ise yüzde 23 oranında uygulanmasını öngörüyor.
Dolaylı vergilerin yüzde 52,6 ile en önemli kalemi oluşturduğu toplam vergi gelirleri içinde kurumlar vergisinin payı yüzde 12,6.
AKP milletvekillerinin verdiği teklifte yiyecek ve içecek hizmeti sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde çalışanların Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin sosyal güvenlik primlerinin İşsizlik Fonu'ndan karşılanması ve yine bu sektörde çalışıp Nisan ve Mayıs aylarında aylıksız izne ayrılanlara 1500 lira ödeme yapılması da yer alıyor.
Ancak bu yeni ekonomik destekler ne bar ve restoran çalışanlarını ne de sahiplerini memnun etti.
‘‘Benim sadece günlük mutfak masrafım 100 lira’’
35 yıldır garsonluk yapan Cumhur Teyim, 1500 liralık desteğin çalışanların ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu söylüyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Teyim, ‘‘Biz şu anda zaten yol parasına talim ediyoruz. Ramazan ayında yeniden kapanacak mekanlar. Bir ay küllüm içerdeyiz. Devletin bize vereceği para 1500 TL. Sadece günlük ekmek ve mutfak masrafım 100 TL. Bu para neyime yetecek? Pandemi dönemini zaten çok zor geçirdik. 20 bin TL kredi aldım, üç ayda onu harcadık. Şimdi 380 TL her ay ödüyorum’’ diyor.
‘‘Mekanlar 3 yılda borçlarını ancak amorti eder’’
Bu sözlerinden sonra cüzdanını açan Teyim, sadece 25 lirası olduğunu gösterdikten sonra asıl mekan sahiplerinin çok daha zor durumda olduğunu ifade etti.
51 yaşındaki garson, ‘‘Bu esnaf ne yapacak? Esnafın da işi çok zor sadece biz çalışanlar değil ki? Hadi ben 20.000-30.000 TL içeri girerim, çalışır öderim. Peki buradaki esnaf ne yapacak? Burada en kötü kira 40.000 lira. Bizim mekan için 100.000 TL veriyoruz. Altı aydır da kira vermedik düşünün. En az üç sene burası kira ve gidere çalışacak, üç sene. Kendisini ancak amorti eder zaten. Üç sene geriden geleceğiz ama bu pandeminin de ne zaman biteceği meçhul. Dışardan görüldüğü gibi değil zor yani. Para kazanmak da mümkün değil. 1 kilo istavrit olmuş 60 TL, hamsi 50 lira olmuş. Buraya getirdiğin insanları 60 TL’ye aldığın istavriti kaça satacaksın?’’ diye konuştu.
‘‘İki senedir üstüme bir şey almadım’’
Bir başka garson Adem Mert ise Kısa Çalışma Ödeneği’nin kalkmasının hizmet sektörünü derinden sarsacağı görüşünde.
‘‘Ben de kısa çalışma ödeneğinden yararlanan insanım. Kısa çalışma ödeneği kalktı, bitti. 1500 TL verilecek dediler. 1500 TL ne zaman ne zaman verilecek onu da bilmiyoruz. Şu anda muallakta kaldık. Mekanları bir açıyorlar, bir kapanıyoruz. Önümüzü bir arpa boyunca göremiyoruz. Senetlerimiz, borçlarımız var. Kredilerimiz, kredi kartlarımızın borçları var. Üç kredi kartım her birinden çektiğim parayla diğerinin asgari ödemesini yapıyorum. İşveren de aynı bizim gibi değişen bir şey yok. Desek ki ‘Bize 500 TL, 1000 TL ver dükkan açılınca verelim’ o da veremez onda da yok ki. Bir seneden beri hepimiz perişan olduk. Ben burada 3000 TL maaş alırken devletin bana verdiği kısa çalışma ödeneği 1500 TL. Dört kişilik ailem var. 1500 TL’ye nasıl geçineceksin? İki seneden beri ben ayağıma ayakkabı almadım aynı ayakkabı giyiyorum iki seneden beri. İki seneden beri üstüme bir tane bir şey almadım. İki sene. Kolumda saatim bozuldu, 300 TL para istediler O da evde duruyor’’ dedi.
‘‘İki çocuğum okuyor, borç harç kredilerini ödüyorum; ülke bitmiş’’
İsmini vermeyen bir başka garson ise artık umudunu iyiden iyiye yitirdiğini söylüyor.
‘‘Benim burada yorum yapmam bir fayda sağlayacak mı? Sağlamayacak. Önü görünmeyen bir ülkenin hakkında yorum yapsam ne olur, yorum yapmasam ne olur? İnsanlar ölmüş artık ölmüş. Bir çıkış yok. İnsanların umut bağladığı hiçbir şey yok. Kendi kaderiyle baş başa. Ölümünü bekliyor, başka bir şey yok. Benim iki tane çocuğum okuyor. Borçla harçla okutuyorum. Hala daha kredilerini ödüyorum. Bu ülke bitmiş.’’
‘‘Devlete 22 yıl vergi ödedim ama pandemide bir kuruş destek görmedim’’
Yeme içme sektöründe sorunlar çok büyük ama işletmeleri bar olarak ruhsatlandırılanlar en dertli kesimi oluşturuyor. Kadıköy’de 40 işletme, bar ruhsatları nedeniyle pandeminin başından beri kapalı. 22 yıldır işletmecilik yapan Levent Ayber’in iki işletmesi bu sebeple kapalı.
“Esnaf Olarak Bittik”
Ayber, ‘‘Geçen yıl 14 Mart’tan beri işletmelerimi hiç açamadım. Bizim iki işletmemizde toplam 33 çalışan var. Bu 33 çalışanın sadece sekizi kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Onların dışındakilerin hepsi ilk dönem günlük 39 lira sonra 49 TL’ye çıkan nakdi ücret desteğinden faydalandı. 22 yıldır ben vergi ödüyorum. Devletten bir kuruş fayda göremedim. Hiçbir destek paketinden faydalanamadık. Bir destek paketi açıklandı ama maalesef burada da bir ciro sınırlaması konuldu. 3 milyon TL’nin üzerinde bir ciroya sahipseniz buna başvurunuz bile kabul edilmiyor. Yüksek vergi ödediğimiz halde cezalandırıldık. Almanya’da da bir işletmemiz var. Almanya dedi ki ‘Bir yıl önceki cironuz neyse bunun içindeki sabit giderlerinizi ve personel masraflarınızı ödeyebilmeniz için cironuzun %70’i ne kadar bir destek veriyoruz’ ve ‘Bunu hibe olarak veriyoruz’ dedi. Biz devletten sadece yıllık ödediğimiz ciromuzun yüzde onunu alabilseydik genel anlamda bütün personelimizin sabit giderlerimizi karşılayabilecek bir hale geçebilirdik. Direnebildiğimiz kadar bekliyoruz ama borcumuz artıyor’’ diye konuştu.
Birçok işletme sahibinin evini, arabasını sattığını, bazılarının borçlarına karşılık mekanlarının anahtarlarını teslim ettiğini belirten Ayber, alkollü mekanların negatif ayrımcılığa maruz kaldığını düşünüyor.