Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, NATO toplantısında Türkiye'ye gösterilen teveccüh gibi faktörler nedeniyle ülkeye ilişkin algının gelecek yıl pozitife döneceğini belirterek, "Böylece 2020'de büyümede yüzde 5'in üzerine çıkılabilir." dedi. 

Özdebir, 2019 yılındaki gelişmeler ve 2020 yılından beklentilerini AA muhabirine değerlendirdi. 

Türkiye'de gerek iç gerek dış kaynaklı olan ve yılın tamamına yayılan sıkıntılı bir süreç yaşandığını dile getiren Özdebir, bunun da ekonomide daralmaya yol açtığını ifade etti. 

Ülkenin çok uzun zamandır ithal ürün tüketimine dayalı hak etmediği bir lüks içinde yaşadığını kaydeden Özdebir, "Liberal ekonomide 'yaratıcı yıkım' denilen, kötü yönetilen şirketlerin piyasadan çekilmesini sağlayacak bir süreçten geçtik. Bir sürü insan işsiz kaldı, çok sayıda firma konkordato ya da iflas ilan etti. Bundan sonra aynı hataları yapmamalı, kaynaklarımızı daha iyi kullanmalıyız." diye konuştu.

Özdebir, yerli ürünlerin kalitesinin artırılması için tüketicilerin baskı yapmalarının önemine işaret ederek, yerli malı beğenilmediği takdirde kullanıcıların aynı ürünün ithaline yöneldiklerini söyledi.

"Kredi taleplerinin çoğu tüketici kaynaklı"

Son dönemde bankalardan kredi taleplerinde artış yaşandığını belirten Özdebir, "Maalesef bunun çoğu tüketici kredisi. Yatırım yönünde henüz kayda değer bir canlanma söz konusu değil." değerlendirmesinde bulundu. 

Vatandaşların ithal ürünlere karşı tedbirli olması gerektiğini anlatan Özdebir, Türkiye'nin cep telefonuna her yıl 3-4 milyar dolar para harcayabilecek bir ülke olmadığının altını çizdi.

"İş piyasalarıyla ilgili ciddi reformlar yapabilmeliyiz"

Asgari ücret pazarlıklarına da değinen Özdebir, gelirinin büyük kısmını gıda harcamalarına ayıran çalışanların ödedikleri bedelin ağırlığına dikkati çekti.

Özdebir, asgari ücretin makul seviyede artırılması gerektiğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Ülkemizde bu kadar işsiz varken, bir bu işsizler ordusuna iş aramaktan ümidini kesmiş gençlerimiz ilave edilmişken iş piyasalarıyla ilgili ciddi reformlar yapabilmemiz, katılıkları çözmemiz ve insanlarımızı çalışma hayatına daha çok yönlendirebilmemiz lazım. Bu anlamda, üniversitelerin sayısını değil niteliklerini artırmalıyız. Ülkemizde 8 milyon üniversite öğrencisi olması gerekmiyor. Ülkemizin en zeki yüzde 3-5'lik grubunu alalım, onlara çok iyi eğitim verelim ve nitelikli bilim adamları yetiştirelim. Çünkü, bir ülkenin kalkınmasını o gruptaki insanlar sağlayacaktır." 

"Cari açık üretimle azalacak, böylece istihdam oluşacak"

Özdebir, 2020 yılından beklentilerini de paylaşarak bu yılın 4'üncü çeyreğinde ciddi oranda büyüme oranı yakalanacağını tahmin ettiğini bildirdi. 

Bu anlamda "Yeni Ekonomi Programı'nda (YEP) 2020 için belirlenen yüzde 5'lik büyüme hedefinin mümkün olduğunu hatta bu oranın da aşılabileceğini" dillendirenler arasında olduğunu ifade eden Özdebir, şunları söyledi:

"Gelecek yıl büyümede ABD ile ilişkiler, NATO toplantısında Türkiye'ye gösterilen teveccüh, AB'nin Türkiye'siz bu işlerin olamayacağını idrak etmesi gibi faktörler sebebiyle ülke algısı pozitife dönecektir. Böylece büyümede yüzde 5'in de üzerine çıkılabilir. Buna bağlı olarak da Türkiye'ye sermaye girişi olacağını ümit ediyorum. Bu, ülkeyi rahatlatacaktır ancak rehavete kapılmamak lazım."