YÜKSELEN MALİYETLER 2022'DE DAHA FAZLA HİSSEDİLECEK
Emtia ve navlun fiyatlarındaki küresel artış, içeride ise enerji başta olmak üzere yükselen maliyetler ve kurdaki dalgalanma hazırgiyim üreticilerinin karlılığında sert daralmaya yol açaraken; bunun 2022'nin ilk çeyreğinde nihai tüketiciye %20-30 fiyat artışı olarak yansıması bekleniyor.
Kapasite kullanım oranının %80'in üzerinde olduğu sektörde, pandemide Türkiye'ye yönelen yeni siparişlerle birlikte ilave yatırım ihtiyacı doğarken; sektör temsilcileri düşük karlılık nedeniyle sektörde sermaye birikimi yaratılamadığını, finansman ihtiyacı için Eximbank'ın devreye girmesi gerektiğini belirtiyor.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından sektörün görünümüne ilişkin düzenlenen toplantıda konuşan TGSD Eş Başkanı Ramazan Kaya, "Emtia fiyatları 1.5 yıl önceye göre %50-60, navlun maliyetleri ise 4-5 kat arttı... Tüketici, perakendede fiyat artışlarını 2022 ilk çeyrekte daha fazla hissedecek. Emtia, navlun fiyatlarındaki artışı ve yıl sonu itibarıyla asgari ücrete gelecek zammı da dikkate aldığımızda %20-30'lara varan fiyat artışları göreceğiz" dedi ve ekledi:
"Kurdaki dalgalanma da bizi ciddi sıkıntıya sokuyor. Son dönemde en büyük sıkıntımız karlılıktaki düşüş."
Toplantıda verilen bilgiye göre, pandemide Türkiye'ye yönelen siparişlerin de etkisiyle geçen yıl 17 milyar dolar olan sektör ihracatının bu yıl 19.5-20 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ancak gelirlerdeki artış firmaların karlılığına yansımıyor.
Hazırgiyim karlılık endeksine göre, 2015 yılı değeri "100" olarak kabul edildiğinde sektörün karlılığında 2015’e göre %35 gerileme söz konusu. Bu oran, ihracat yapan firmalarda biraz daha düşük seyrederken, iç piyasaya çalışan firmalarda ise daha yüksek.
Söz konusu gerileme nedeniyle firmaların sermaye birikimi yaratamadığını, bu durumun da yeni yatırımların önünde engel oluşturduğunu belirten TGSD Eş Başkanı Sanem Dikmen de, "Firmaların işletme sermayesi ihtiyacı arttı... Bir yılda pamuk fiyatlarında döviz bazında %50’nin üzerinde artış yaşandı. Bu, kur etkisinden bağımsız olarak sadece döviz bazında yaşadığımız artış. Ucuz maliyetli kredi endüstrinin devamlılığı için gereklilik arzediyor" diye konuştu.
Sektörün düşük faizli krediye erişimine imkân sağlanması gerektiğini vurgulayan Dikmen, hammadde maliyetlerindeki artış nedeniyle ortaya çıkan finansman ihtiyacı için Eximbank'ın devreye girmesi gerektiğini söyledi.
Pandemide tedarik zincirindeki değişimle birlikte Avrupa ve ABD'li markalardan Türkiye'ye giderek artan bir ilgi olduğunu belirten Dikmen, "Özellikle belli kategorilerde yoğun taleple karşı karşıyayız ve siparişlere yetişmekte zorlanıyoruz. Yeni yatırımlarla hızla büyük ölçekli kapasite yaratmalı, mevcut 3.3 milyon tonluk üretimimizi 4 milyon tona çıkarmalıyız" dedi.
Dikmen sürdürülebilir enerji yatırımlarının da teşvik kapsamına alınması gerektiğini, 1. ve 2. bölgelerdeki firmaların dönüşüm yatırımlarının yerinde teşviklerle desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Dikmen ayrıca organik pamukta sözleşmeli tarım modeline geçilerek, 250,000 ton organik ve sertifikalı pamuk üretimine ulaşılması gerektiğini ifade etti. Bu sayede katma değerli ihracatın artırılabileceğini vurgulayan Dikmen, sektörde $16.5 civarında olan kilogram başına ihracat birim fiyatının sürdürülebilir üretim kapasitesini artırarak 20 doların üzerine çıkarılabileceğini belirtti.