Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre, Temmuz ayı ortalama sıcaklığı 26,9 dereceye ulaşarak son 55 yılın en sıcak Temmuz’u olarak kayıtlara geçti. Bu aşırı sıcaklar, kuraklık riskini artırarak göl, baraj ve yer altı su kaynaklarının seviyelerinde düşüşe neden oluyor.

Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı Mehmet Ali Ünal, özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde hububat üretiminde ciddi verim kayıpları gözlemlediklerini belirtti. Ünal, “Aşırı sıcak ve rüzgar etkisi hububatta tanede kayıplara yol açtı. Nohut ve mercimek üretiminde de belirgin bir azalma söz konusu. Doğru bitki besleme ve analize dayalı gübreleme uygulamaları ile kuraklığa dayanıklı tohum kullanımı, olası zararları minimuma indirebilir. Basınçlı sulama sistemlerine geçiş de verim kayıplarını azaltmak için kritik önem taşıyor” dedi.

Ünal, tarım ürünlerindeki fiyat dalgalanmalarının önüne geçilmesi gerektiğini de vurgulayarak, “Üreticinin malını ucuza alıp tüketiciye pahalıya ulaştıran aracılara karşı yasal önlemler alınmalı. Böylece hem üretici korunur hem de tüketici hak ettiği fiyatla ürünlerine ulaşır” ifadelerini kullandı.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ise sıcaklık artışlarının Çukurova’daki narenciye üretimini olumsuz etkilediğini söyledi. Prof. Dr. Kurnaz, “İlkbaharda yaşanan zirai don etkileri de hâlâ devam ediyor. Bu sene buğdaydan narenciyeye, fındıktan zeytine kadar pek çok üründe yüzde 30-40 civarında rekolte düşüşü bekleniyor” dedi.

Prof. Dr. Kurnaz ayrıca, kuraklık ve yüksek sıcaklıkların canlı yaşamını zorlaştırdığını ve biyoçeşitliliğe olumsuz etkileri olduğunu belirtti. “Orman yangınları, insan faaliyetleri ile birleştiğinde ekosisteme ciddi zarar veriyor. Sadece birkaç kilometrekarelik alanlarda görülen bazı canlı türleri, bu olumsuz koşullar nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya” diye konuştu.

Uzmanlar, Orta Anadolu, İç Ege ve Marmara bölgelerinde göllerde ve barajlarda ciddi su kayıpları yaşandığını, yer altı sularına yönelimin ise bu kayıpları daha da artırdığını ifade ediyor. Kuraklık ve aşırı sıcakların hem tarımsal üretimi hem de doğal ekosistemi tehdit ettiği bu dönemde, alınacak önlemlerin hayati önem taşıdığı vurgulanıyor.