Düzce’nin Çilimli ilçesinde, devlet desteğiyle şeker kamışı eken girişimci Reyhan Kutlu, annesinden öğrendiği pekmez geleneğini markalaştırarak yılda yaklaşık 1 ton üretim yapıyor. Tepeköy’de 20 dönümlük arazide çiftçilik yapan Kutlu, KOSGEB’in sağladığı desteklerle ürününü ekonomik değere dönüştürdü.

Kutlu, 12 yıl önce katıldığı KOSGEB kursu sayesinde üretim sertifikası aldı ve şeker kamışı pekmezi üretim projesi için destek aldı. 20 dönüm üzerine ektiği bitkileri hasat, sıkım ve kaynatma aşamalarından geçirerek satışa sunuyor. Pekmez tamamen doğal ve katkısız yöntemlerle hazırlanıyor; yetiştirme aşamasında yalnızca çapa işlemi uygulanıyor.

Pekmez üretimi, mayıs ayında ekilen şeker kamışlarının eylül sonu gibi hasat edilmesiyle başlıyor. Kutlu, bitkileri imece usulüyle topladıklarını ve “mengene” adı verilen traktöre bağlı tarım aleti ile suyunu çıkardıklarını belirtti. Çıkan şeker kamışı suyu, yaklaşık 6-7 saat boyunca ateşte kaynatılarak pekmeze dönüştürülüyor. Bu aşamada hiçbir katkı maddesi kullanılmıyor ve ürün tamamen doğal oluyor.

Kutlu, tamamen doğal yöntemlerle hazırlanan pekmezin hem yurt içinde hem de yurt dışından yoğun talep gördüğünü söyledi. Talebin her geçen yıl arttığını belirten Kutlu, başlangıçta pazarlamayla ilgili tereddütlerinin olduğunu ancak ürünün kalitesine güvenerek pazarlama sürecinde başarılı olduklarını aktardı. Pekmez üretiminde hijyen ve kalite belgelerine büyük önem verdiğini belirten Kutlu, müşterilerin geri dönüşlerinden son derece memnun olduklarını dile getirdi.

Pekmezin diğer tatlı ve katı ürünlere göre birçok avantajı olduğunu ifade eden Kutlu, “En büyük avantajı geri dönüşümle ve doğal yöntemlerle üretiliyor olması. Ayrıca yanma sonrası kalan kül miktarı çok az, havaya bıraktığı gaz miktarı da kabul edilebilir seviyelerde” dedi. Ürünlerinin sağlıklı ve çevre dostu olması sayesinde talebin artmaya devam ettiğini belirtti.

Kutlu, devlet desteklerinden yararlanmanın önemine değinerek iş fikri olanlara tavsiyelerde bulundu: “Kadın isterse her şeyi yapabilir. Yeter ki yanında, arkasında aile desteği olsun. Devletin de yanımızda olduğunu görmek, girişimci ruhunu güçlendiriyor.”

Düzce’deki bu girişim, hem geleneksel bir ürünü yaşatıyor hem de yerel ekonomiye katkı sağlıyor. 20 dönümlük arazide başlayan üretim süreci, devlet desteği ve inovatif yaklaşımlarla marka değerine dönüşerek, yerli ve doğal ürünlerin pazarda güçlü şekilde yer alabileceğini gösteriyor.