Sensör teknolojileri, yapay zeka, otonom taşıma sistemleri ve gerçek zamanlı veri izleme altyapıları, artık yeraltı madenlerinde standart hale gelmeye başlıyor.

Dijitalleşmenin en önemli katkılarından biri, insan kaynaklı hataların ve tehlikelerin azaltılması. Otonom yeraltı araçları (kamyonlar, delici makineler, taşıyıcılar), dar ve riskli alanlarda insan müdahalesi olmadan çalışabiliyor. Bu araçlar, lazer tarayıcılar ve GPS tabanlı sistemlerle yönlendiriliyor ve merkezi kontrol odalarından izleniyor. Yeraltı koşullarının tehlikeli olduğu madenlerde bu sayede can güvenliği önemli ölçüde artırılıyor.

Bir diğer yenilik ise gerçek zamanlı izleme ve karar destek sistemleri. Yeraltındaki sıcaklık, gaz seviyesi, nem ve titreşim gibi parametreler sensörler aracılığıyla sürekli ölçülüyor. Toplanan veriler yapay zekâ destekli analizlerle işlenerek, üretim planlaması ve güvenlik yönetimi optimize ediliyor. Örneğin, gaz seviyesi kritik bir eşik değere ulaştığında sistem otomatik olarak alarm veriyor ve tahliye prosedürünü başlatabiliyor.

Türkiye'de henüz sınırlı sayıda maden bu teknolojileri entegre etmiş durumda. Ancak hem kamu hem özel sektör bu alanda Ar-Ge yatırımlarına hız vermiş durumda. Madenlerdeki dijital dönüşüm sürecinin hızlanması, önümüzdeki yıllarda sektörde nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı da değiştirecek. Artık klasik anlamda işçiler değil, veri analistleri, otomasyon mühendisleri ve yapay zeka uzmanları daha kritik roller üstlenecek.