SON DAKİKA
Enerji Pazartesi 21 Ağustos 2023 02:04

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTIR

Türkiye'nin güneş, rüzgar, hidrolik ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları ve güneş enerjisi santralleri ile rüzgar enerjisi projelerini önceliğine alarak desteklediğini ifade eden Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği Başkanı Tolga Murat Özdemir, "Sürdürülebilir ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına yönelik geçişin enerji maliyetlerindeki artışları sınırlamak ve sektörde istikrar sağlamak için önemli bir rol oynayacak" dedi

Yenilenebilir enerji kaynakları dışa bağımlılığı azaltır

Çağlar ÇAĞATAY

Üretimde en büyük harcama enerji. Bu durum da enerji kullanımında dışa bağımlılığı artırıyor. Bunu azaltmak için ülkemizde sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik çalışmalara öncelik veriliyor. Türkiye, güneş, rüzgar, hidrolik ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları ve güneş enerjisi santralleri ile rüzgar enerjisi projelerini önceliğine alarak destekliyor.  Ayrıca, hidrojen ekonomisine geçiş süreci ve yenilenebilir enerji araştırma-geliştirme çalışmaları da destekleniyor. Böylelikle sürdürülebilir bir enerji altyapısının oluşturulması hedefleniyor.  Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, güneş enerjisi ve enerji depolama alanında faaliyetlerini geliştirdiklerini belirterek, “Güneş enerjisi ile enerji depolama alanında ilerlemeye devam edeceğiz” dedi. Özdemir ile ülkemizdeki çalışmaları ve güneş enerjisindeki sürdürülebilirlik projelerini konuştuk. 

Türkiye’deki GES pazarını nasıl değerlendirirsiniz? Ne kadarlık bir üretim söz konusu. Genel süreçteki payı nedir? Dünyadaki yerimizi anlatır mısınız?

Öncelikle güneş kuşağında yer alan ülkemiz, güneş enerjisi alanında büyük avantaja ve potasiyele sahip. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ve enerji düzenleyici kurumların teşvikleri sayesinde, Türkiye genelinde çok sayıda Güneş Enerji Santrali (GES) projesi geliştiriliyor ve hayata geçiriliyor. Söz konusu GES'ler, ülkemizin yeşil dönüşüm çalışmaları kapsamında yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol üstleniyor. Rakam verecek olursak, Türkiye'nin toplam elektrik üretim kapasitesi 104.000 MW seviyesini aştı ve bu gücün yaklaşık 11 MW'lık kısmı güneş enerjisi santrallerinden elde ediliyor. Ulusal Enerji Planı’na göre güneş enerjisi yatırımlarının hızla devam edeceği ve toplam güneş enerjisi santrali kurulu gücümüzün 2035’e kadar 52.900 MW’a ulaşacağı, dolayısıyla aynı yılda toplam kurulu gücümüzün %27’lik kısmının güneş enerjisi santrallerine ait olacağı öngörülmekte. Dünya genelinde de güneş enerjisi yatırımlarına olan ilgi her geçen gün artıyor. Türkiye’de bu pazarda yenilenebilir enerji alanındaki güçlü konumu ve gelecekteki potansiyeli ile öne çıkan ülkelerden biri olarak kabul görülüyor.  

Türkiye’de üretimde en fazla harcama kalemi enerji. Sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynakları için yapılan çalışmalar nelerdir ve neler olmalıdır?

Üretimde en büyük harcama kaleminin enerji olduğu ve bu durumun enerjide dışa bağımlılığı artırdığı hepimizin malumu. Bu bağımlılığı azaltmak adına ülke olarak  sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik çalışmalara ve teşviklere öncelik vermiş durumdayız. Devlet, güneş, rüzgar, hidrolik ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları ve güneş enerjisi santralleri ile rüzgar enerjisi projelerini önceliğe alarak destekliyor.  Ayrıca, hidrojen ekonomisine geçiş süreci ve yenilenebilir enerji araştırma-geliştirme çalışmaları da aynı şekilde desteklenmeye devam ediyor. Böylelikle sürdürülebilir bir enerji altyapısının oluşturulması hedefleniyor. 

Enerji maliyetleri noktasında yaşanan enflasyonu değerlendirebilir misiniz?

Enflasyon, hem tüketiciler hem de üreticiler açısından enerji sektöründe en önemli sorunlar arasında.  Özellikle artan enerji talebi, enerji arzını etkileyerek fiyatların yükselmesine neden olurken, enerji ithalatına bağımlı ülkelerde döviz kuru dalgalanmaları da yine maliyetlere olumsuz etki edebiliyor. Ayrıca, enerji üretim maliyetlerindeki artışlar ve politika düzenlemeleri de enerji maliyetlerindeki enflasyonu tetikleyici olabiliyor. Bu durum, tüketicilerin yaşam maliyetlerini yükseltirken, üreticilerin de rekabet gücünü olumsuz yönde etkiliyor. Sürdürülebilir ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına yönelik geçişin enerji maliyetlerindeki artışları sınırlamak ve sektörde istikrar sağlamak için önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. 

Dernek olarak da bu konuda çözüm önerileriniz nelerdir?

Yeşil Mutabakat’ın önemini ve iklim kriziyle mücadeledeki taahhütlerin hayata geçirilmesinin gerekliliğini benimseyerek hareket ediyoruz. Yeşil Mutabakatın sunmuş olduğu çözüm önerileri kısmında ilk olarak, yenilenebilir enerji yatırımları, fosil yakıtların yerine geçerek karbon emisyonlarının azaltılmasından bahsedebiliriz. Özellikle Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve hidroelektrik gibi çevre dostu enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, süreçler dikkate alınarak hızla artırılmalı. Enerji verimliliğinin artırılması da önemli bir adım. Enerji tüketimini azaltarak karbon ayak izini küçültmek için binalarda izolasyon ve enerji tasarruflu aydınlatma gibi önlemler alınmalı. Ayrıca, teknoloji ve inovasyon da Yeşil Mutabakat için kritik bir rol oynamakta. Yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve çevre dostu çözümlerin yaygınlaştırılması için Ar-Ge çalışmaları teşvik edilmeli. 

Enerji depolama sistemlerinin geleceği nasıl olacak?

Türkiye enerji depolama konusuna yeni giriş yaptı ama hızlı ve güvenle ilerliyor.  Bu alandaki dernekler olarak TEİAŞ ve EPDK ile yakın temastayız ve enerji depolama metodolojilerinin doğru bir şekilde belirlenmesi ve uygulanması için çalışmalar yürütüyoruz. Enerji depolama alanında Türkiye geçmişte yayınlanan yönetmeliklerle ilerleme kaydetti, ancak yüksek maliyetler ve beklenen fayda/maaliyet analizlerinin gerçekleşmemesi sektörün gelişimini olumsuz etkiledi. Ancak, 2022 yılında çıkan yasa ile Depolamalı GES ve RES projelerinin önü açıldı, yeni yatırımcılar enerji depolama sistemleriyle birlikte enerji üretim tesisleri kurma imkânı bularak ve mevcut santrallere depolama sistemi ekleyerek kapasite artırımı yapma hakkına kavuştu. Bu adımın ardından Türkiye'nin enerji depolama sektöründeki başvuru kapasitesi 221 GW seviyesine ulaştı. 2035 yılına kadar 35 GW'lık kısmının hayata geçirilmesi hedefleniyor. Enerji depolama ürünleri için farklı seviyelerde çalışmalar yürütülüyor. Temel bileşen olan Li-ion hücrelerin yakın zamanda Türkiye'de üretilmesi için yatırımlar başlatıldı. Hücre üretimi, hücredenmodül/paket üretimi ve konteyner sistemlerinin üretimi süreçleri de takip ediliyor. Enerji depolama sistemleri, enerji şebekelerinde esneklik sağlayarak, gelecekte daha sürdürülebilir ve güvenilir bir enerji sektörünün önemli bir parçası olacak.

Mevzuat noktasında da sizden değerlendirme alabilir miyiz?

Mevzuata göre, üretim lisansı sahibi tüzel kişiler, lisanslı bir üretim tesisine bütünleşik elektrik depolama ünitesi kurabilecek. Bu tür elektrik depolama üniteleri ayrı bir uzlaştırmaya esas veriş çekiş birimi olarak kaydedilir. Üretim tesisine bütünleşik elektrik depolama ünitesi ile yapılan sisteme verilen enerji miktarı, üretim tesisinin lisansına derç edilen elektriksel kurulu gücü ve yapabileceği üretim miktarını aşamaz. Tüketiciler, uygun bağlantı görüşü almak kaydıyla, tüketim tesisine bütünleşik elektrik depolama ünitesi kurabilirler. Ancak bu tesisler sadece ilgili tüketim tesisinin ihtiyacı için kurulabilir ve şebekeye enerji verilmesi durumunda tedarikçinin uzlaştırmaya esas veriş miktarlarında dikkate alınmaz. Aynı şekilde, organize sanayi bölgeleri içindeki elektrik depolama tesisleri de tüketim tesisine bütünleşik elektrik depolama tesisi olarak değerlendirilir. Kurulumlar reele geçtikçe depolama üretim oranları üzerine yeni yapılanmalar gelebilir. Ayrıca, tedarik lisansına sahip olanlar, 2 MW kurulu gücünden düşük olmamak şartıyla müstakil elektrik depolama tesisleri kurabilirler ve bu tesislerin sisteme verdiği ve çektiği enerji, piyasa katılımcısının uzlaştırmaya esas veriş çekiş miktarına göre değerlendirilir. Şebeke işletmecileri, fayda-maliyet analizleriyle daha ekonomik olduğunu ispat etmeleri halinde, elektrik depolama tesislerini yatırım planları kapsamında kurabilirler.

Türkiye’de tarımsal üretimde yenilenebilir enerji kullanımı ne aşamada şu an?

Türkiye’de tarımsal üretim ve diğer sektörlerde yenilenebilir enerji kullanımı oldukça önemli. Özellikle Güneş enerjisi, tarım işletmelerinin elektrik ihtiyacını ve sulama gibi faaliyetlerini karşılamak için mutlaka yaygınlaştırılmalı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması, enerjide dışa bağımlılığını azaltma ve çevre dostu enerji altyapısı oluşturma hedeflerine katkı sağlayacaktır. 

KUTU 

12 ülkeden 100 firma katılacak

Solar+Storage NX Fuarı’na sayılı günler kaldı. Fuarda katılımcıları neler bekliyor olacak?

Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Fuarı Solar+Storage NX, 31 Ağustos – 2 Eylül 2023 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde. Fuarda, enerji sektörünün öncü firmalarının en yenilikçi ürünlerini ve teknolojilerini sergilemesini, geleceğin iş modellerine, yenilenebilir enerjide değişen yatırımcı ve ihtiyaç profillerine yenilikçi bakış̧ açıları sunarak Türk enerji sektörünün geleceğine fayda sağlamayı hedefliyoruz. 12 ülkeden 100’ün üzerinde katılımcı firma, 51 ülkeden 10.000’in üzerinde ziyaretçinin yanı sıra Alım Heyeti Programımız kapsamında profesyonel satın almacılar katılacak. 


ABONE OL